İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikteki bilirkişi raporları hükme esas alınarak , takibe dayanak senette yer alan 1. ciranta imzasının davacı elinin ürünü olmadığı kanaatiyle davacının imzaya itiraz talebinin kabulü ile takibin davacı yönünden durdurulmasına, imzaya itiraz kabulüne karar verilmekle borca itiraz talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça tazminat talep edilmiş ise de davalı takip alacaklısının takibe konu senette hamil davacının ise 1. ciranta olduğu ve arada farklı cirantaların olduğu görülmekle davalının senette yer alan imzanın davacının elinin ürünü olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, takip yapmada kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığı kanaatiyle yasal şartları oluşmayan tazminat talebin reddine ve yine davalı aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi kararında özetle; Aldırılan bilirkişi raporu ile çeklerdeki imzanın borçluya ait olduğu hususu ispat yükü kendisinde olan alacaklı tarafından ispatlanamadığı, itiraza konu imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı kesin olarak tespit edilemediğinden borçlunun imzaya itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu icra takibinin durması için borca ve imzaya yaptığı itiraz haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu. Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde müvekkilinin Nizip İcra Müdürlüğü'nün 2021/839 Esas sayılı dosyasında takibe konu çekteki imzayı tanımadığını belirttiğini....
İcra Dairesinin 2018/2781 esas sayılı dosyasında borçlu hakkında girişilen icra takibi neticesinde borçlu tarafından 14/05/2018 tarihinde borca ve imzaya itiraz yapıldığını, borçlunun imzaya itirazının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira borçlu tarafından imzalanmış bir çok belge ve evrakın mevcut olduğunu, ayrıca imzanın borçluya ait olduğunun yargılama aşamasında mahkemece yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacağını ve borçluya olduğunun da tespit edilmiş olacağını, İlK.nun 168/5. maddesi hükmüne göre borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapmasının zorunlu olduğunu, haciz yoluyla takip 168. ve devamı maddelerinde bu takip şekline ilişkin borca itiraz, 169- 169/a maddelerinde imzaya itiraz 170.maddesinde borçlunun kambiyo hukuku...
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK'nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HUMK'nun 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK'nun 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK. M. 170/2). Borçlunun imzaya itiraz dışındaki diğer nedenlerden dolayı ödeme emrine itirazı borca itiraz niteliğindedir....
B.İstinaf Sebepleri Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemece açılan davada menfi tespit davası gibi geniş anlamda yargılamaya devam edilmesinin usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, davacı tarafın imzaya itiraz talebinden vazgeçtiği, açılan davanın esasının ise imzaya itiraz olduğu, dolayısı ile mahkemenin davanın reddine karar vermesi gerekirken icra tetkik mercilerinin dar anlamda yargılama yetkisine sahip olduğu gözetilmeden geniş anlamda yargılamaya devam edilmesi ve hüküm tesis edilmiş olmasının hatalı olduğu, imzaya itiraz iddiasının davalı taraf olarak muvafakatları olmamasına rağmen değiştirilip genişlettiği fakat mahkemece bu husus dikkate alınmadığı, ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu yönündeki kararın kabul edilebilir olmadığı ve sair aynı iddiaları ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile borca, imzaya itiraz ve zaman aşımı itirazına ilişkindir. Adana 13.İcra Müdürlüğünün 2019/15436 esas sayılı dosyasının incelenmesinde Alacaklı T. Vakıflar Bankası T.A.O....
e sattıktan yaklaşık bir ay sonra da tarlayı devraldığı, sanığın katılanlara verdiği senet bedelini de ödemediği ve katılanların senet için yaptıkları icra takibinde senetteki imzaya itiraz ettiği iddia edilen olayda; sanığın taşınmaz bedelinin bir kısmını peşin bir kısmını senet olarak verdiği sonrasında verdiği senetteki imzaya itiraz ettiği şeklindeki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde kaldığı ve dolandırıcılık suçunun hile unsurunun oluşmadığına dair mahkemenin beraatine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun yasal unsurunun oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin sanığın suçu işlediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraatine ilişkin hükmün ONANMASINA, 10/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nun 168. maddesinin .... ve .... bentlerine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu ...’e ödeme emrinin ....04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise, ....04.2016 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda, itiraz süresinde olduğundan, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
- K A R A R - Davacı vekili asıl davada, keşidecisi olduğu bonodaki imzaya itiraz ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davacı vekili birleşen davada, avalisti olduğu bonodaki imzaya itiraz ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar 11/03/2015 tarihli celseyi takip etmediklerinden dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, 3 aydan fazla zaman geçmesine rağmen dava yenilenmediğinden asıl ve birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dava davacıları tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak, bonodaki imzaya itiraz ettikleri, mahkemece, imzaya itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca; imzaya itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda; yetkili ... İcra Dairesince çıkartılan örnek 10 ödeme emirlerinin borçlulara 09.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya itirazın ise yasal beş günlük süreden sonra 20.07.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, itirazın, süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....