Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı imzaya ve borca itiraz davasında alınan raporda senetteki imzanın davacı eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikayet nedeniyle (2008/1632 Hz.No.) alınan raporda imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiği, keza yargılama aşamasında alınan Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda da imzanın davacı eli ürünü olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır. Ancak Adli Tıp Kurumu raporunda “Mukayese Belgeler” bölümünde yer alan belgelerin tarihleri senet tanzim tarihi sonrasındaki tarihleri taşımaktadır....

    beyanla, takipteki borcun tamamına, ve imzaya itiraz etmişlerdir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 12/01/2021 gün 2020/584 E. 2021/16 K.sayılı kararla; 1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2020/16852 Esas sayılı dosyasındaki takibin DURDURULMASINA, 2- İşin esasına girilmediğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı ve para cezası hükmedilmesine yer olmadığına, '' karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itiraz davalarında bilirkişi incelemesi için gider avansı yatırılması yönünde ara kararı tesis edilemeyeceğini, yerel mahkemece yapılması gerekenin HMK 324 maddesi uyarınca delil avansı ikamesi için süre verilmesi ve bu eksiklik tamamlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerektiğini, borçlunun imzaya itirazının takibi sürüncemede bırakmayı amaçladığını, imzaya itirazla birlikte borca itiraz edilmediğini beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    ve borca itiraz davasının, asıl davada takip iptal edilmiş olduğundan konusu kalmamakta olup ve bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      yer alan imzanın sahte olduğu, ortada bir borç olmadığı, senedin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı açıkça ortada olduğunu, söz konusu sahte senedin zamanaşımı süresinin dolmasına 2 gün kala takibe konulduğunu, senedin ticari hayatta kullanılan maktu senetlerden olmadığı, muris vefat ettikten sonra bu alacağın mirasçılara karşı hiç öne sürülmeden, aradan uzunca bir süre geçtikten sonra icra takibinin başlatıldığını, tüm bunların müvekkilini miras payından mahrum etmek için yapıldığının ifade edildiğini, bu ifadeler ile dava dilekçesinde açıkça imzaya itirazın yanı sıra borca da itiraz edildiğini, hem dava dilekçesinde yer alan ifadeler hem de bilirkişi raporuna karşı beyanlarının da dava konusu senedin sahte olduğu, ceza davasının görülmekte olduğu ifade edildiğini, tüm bu hususlar imzaya itirazın yanı sıra borca itiraz niteliğinde olduğunu ancak mahkemece yalnızca imzaya itiraz yönünden bir inceleme yapıldığını, borca itiraz yönünden bit hüküm kurulmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme...

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2021 NUMARASI : 2020/364 ESAS - 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine başlatılan Konya 4....

      İSTİNAFA CEVAP: Davacılar vekili istinafa cevap dileksinde özetle; davalı borçlu vekili tarafından tahliye emrine, ödeme emrine, takip dayanağı olarak gönderilen tahliye taahhütnamesinin içeriğine, icra takibine, borca, faize ve tüm ferilere itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinden de görüleceği üzere itiraz dilekçesinde tahliye taahhütnamesindeki imzaya ve tarihe itiraz edilmediğini, kiracı kendisine ödeme emri tebliğ edildiği zaman kira akdinde ve tahliye taahhüdünde bulunan imzaya ve tarihe ayrıca ve açıkça itiraz etmediği takdirde gerek kira kontratını gerekse tahliye taahhüdünü ikrar etmiş sayıldığını, davalı borçlu tarafça, borca itiraz dilekçesinde tahliye taahhüdündeki imzaya ve tarihe ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden tahliye taahhütnamesindeki imzanın ikrar edilmiş sayıldığını, ayrıca davalı borçlunun, mahkeme huzurunda borca itiraz dilekçesinde itiraz ettiği sebeplerle bağlı olduğunu belirterek istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2023 NUMARASI : 2021/965 ESAS - 2023/133 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi taraflarca talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 18.İcra Müdürlüğü'nün 2021/20874 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiklerini ve şikayetlerini ileri sürmüş, davalı vekili; davanın reddini talep etmiş, Mahkeme; davanın kabulüne karar vermiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya incelendiğinde; davacının katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurduğu, ancak istinaf harçlarını yatırmadığı görülmüştür....

      Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5. ve 169. maddelerine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı bononun incelenmesinde tanzim yerinde iki adet imzanın bulunduğu görülmektedir. TTK'nun 690. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 613 ve 614/1.maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir. Bu nedenle bononun ön yüzünde yer alan ikinci imzanın aval için atıldığının kabulü gerekir. Öte yandan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu imzaya itirazını İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine açıkça bildirmek zorundadır. Aksi halde senetteki imzayı kabul etmiş sayılır. Somut olayda borçlu icra mahkemesine başvurusunda senetteki imzaya itiraz etmediğine göre senetten avalist sıfatıyla sorumlu olduğunun kabulü gerekir....

        Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu