Tekstil Limited Şirketi’nin kurulmasından sonra çeklerin sanık ... tarafından mağdur ...’ye alınan mal karşılığında verildiği, çekin bankaya ibrazında karşılıksız çıktığı, çekte keşideci şirket yetkilisi olan sanık ...’ın imzaya ve borca itiraz ettiği, böylece sanıkların farklı bir imza atarak ya da başkasına attırarak suça konu çekleri mağdura verip ödeme yapmayarak ve imzaya ve borca da itiraz etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, Sanık ... aşamalarda değişmeyen ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek şirketin resmi olarak kendi adına olduğunu; fakat şirketle ilgili tüm işlemlerin diğer sanık tarafından yürütüldüğünü, suça konu çekle ilgili olarak bir işlem yapmadığını ve çeki alıp mal veren mağduru tanımadığını belirttiği, mağdurun da sanık ...’ı tanımadığını, kendisinin sanık ... ile muhatap olduğunu ve bu sanıkla aralarındaki cari hesap ilişkisi gereğince biriken borca karşılık olarak çek verildiğini belirttiği...
Temyiz Sebepleri Alacaklı; istinaf kanun yolu başvurusundan feragat edildiğini, borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraza ilişkin olduğundan İİK'nın 58/3 maddesine göre karar verilemeyeceğini, alacağın Tl karşılığının olduğunu ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 58/3 maddesi. 3....
Borca itirazın incelenmesinde; İmzaya itirazın kabul edilmesiyle birlikte takip durduğundan, borca itirazın konusuz kaldığı anlaşılmakla; borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Yetki itirazının reddine, İmzaya itirazın kabulü ile, İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2019/ 25594 E. sayılı takibin davacı borçlu açısından durdurulmasına, Davalı aleyhine tazminat ve para cezası verilmesine yer olmadığına, Borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği görülmüştür....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluların imzaya itirazları yanında borca ve fer’ilerine itiraz ederek icra mahkemesine başvurdukları, borçluların imzaya itirazlarının reddine dair icra mahkemesi kararının, mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında, borçluların borca, faize ve borcun diğer fer'ilerine itirazları hakkında herhangi bir hüküm kurulmamış olup, borçlunun sair itiraz nedenlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır....
geçtiğini ancak Amerikan Doları mı yoksa başka ülkeye ait dolar mı belli olmadığını, alacaklı T8 senet borçlusu olarak gözüken Abdullah Tana'nın öz oğlu olduğunu, senet alacaklısının senedin tanzim tarihi olan 1984 yılında, 18- 20 yaşlarında bekar bir genç olduğunu, muris ile aynı çatı altında birlikte yaşamakta olduğunu ve muris ile birlikte hareket ettiğini, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davalıya 50.000 Dolar borçlarının bulunmadığını, senedin sahte olduğunu, bu nedenle suç duyurusunda da bulunma haklarını saklı tuttuklarını, bu nedenle imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, %20 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte açılmış imzaya ve aynı alacağa dayalı olarak alacaklı tarafından başka bir takip yapıldığı iddiasına dayalı mükerrer takip şikayetine ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesinde 19/04/2019 tarihinde 2019/174 Esasına kayden açılmış, Mahkemece 26/09/2019 tarihli duruşmada usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin davacıya tebliğ tarihinin 16/04/2019 olarak düzeltilmesine, davacının imzaya ve borca itirazlarının tefrik edilerek yeni esasa kaydına karar verildiği, tefrik edilen davanın 2019/491 Esasına kaydedildiği, tensip zaptı hazırlanarak davacı vekiline önceki tensip tutanağı da eklenmek suretiyle duruşma gün ve saatinin tebliğ edildiği, davacı asile imza örneklerinin alınacağını bildirir ihtaratlı davetiye çıkarılmadığı, davacı vekilinin 19/12/2019 tarihinde yapılacak duruşmaya belgesini de ekleyerek mazeret dilekçesi sunduğu, İlk Derece Mahkemesince davacı asilin imza örneklerini vermek üzere duruşmaya...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/07/2022 NUMARASI : 2021/977 ESAS - 2022/850 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2021/28612 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, borca, imzaya ve fer'ilerine itiraz ettiğini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; 05.04.2022 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiş, 26.07.2022 tarihinde de taraflarca yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir....
Somut olayda borçluya, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 04/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine müracaatında yetki itirazında bulunmayıp, sadece imzaya ve borca olan itirazlarını ileri sürdüğü, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlunun itirazı, İİK.'nun 168/5. maddesi kapsamında yetki itirazı olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Oysa borçlu yargılama sırasında 17/05/2016 havale tarihli ek beyanını içerir dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş ve mahkemece bu husus değerlendirilerek yetkisizlik kararı verildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece yetki itirazının yasal süresi içerisinde ileri sürülmemesi bakımından reddine karar verilerek imzaya ve borca itirazların esasının incelenmesi gerekirken yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
kalmadığını, bu nedenle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini belirterek, takibin iptaline, imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatın usule uygun olduğunu, imzaya itirazın süresinde olmadığını, imza incelemesinin usule uygun olarak yapılması gerektiğini, borca itirazları ispatlar delilin de bulunmadığını beyan etmiş, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle, buna dair şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 26/03/2018 olarak düzeltilmesine, aldırılan ATK ve Jandarma Kriminal raporları aynı yönde olduğundan ve imzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edildiğinden imzaya itirazın reddine, borca itirazın ise İİK'nın 169/a maddesindeki deliller ile ispatlanamadığından reddine, davacı aleyhine tazminata ve para cezasına karar verilmiştir....