WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Her ne kadar noksan ikmali sonucu icra dosyasının onaylı sureti gönderilmiş ise de, icra dosyası içerisinde halen incelenmesi gerekli görülen takip talebi, ödeme emri, tebligat parçaları ve davalı borçluların borca itiraz dilekçelerinin bulunmadığı görülmekle, ... Esas sayılı icra dosyasında "takip talebi, ödeme emri, tebligat parçaları ve davalı borçluların borca itiraz dilekçelerinin" aslı veya tasdikli suretinin ilgili yerden getirilerek dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 04/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/11/2019 NUMARASI : 2019/698 ESAS 2019/1036 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)| İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhide İstanbul 20. İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı görünen kuruma herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borca itiraz etmiş, ödeme emrinde icra müdürlüğünün mührü ve ıslak imzasının eksik olması nedeniyle ödeme emrine itiraz etmiş, taraflar arasında yetkili icra müdürlüğü belirtilmediğinden ve müvekkilinin ikametgahının Ankara olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1077- 1482 E.K.sayılı 07/01/2020 kesinleşme tarihli ilamı ile kayıtsız ve şartsız reddedildiği, Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddia, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borca itiraz olarak nitelendirilir. Takibin kesinleşmesinden önce mirasın reddi gerçekleştiğinden davacının borca itirazının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olması sebebi ile Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir....

    Davalı tarafından 14.04.2014 tarihinde yasal süre içerisinde borca itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından 24.07.2014 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteminde bulunulmuştur. Davalı tarafından 15.04.2014 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünün 29.04.2014 tarihli kararı ile davalı borçlunun borca itirazı nedeniyle verilen 18.04.2014 tarihli durma kararının kaldırılarak takibin yetkiye itiraz yönünden durdurulmasına karar verilmiş ise de, icra müdürlüğünün kendiliğinden durma kararını kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece her ne kadar İcra Müdürü tarafından takibin borca itiraz nedeniyle durmasına ilişkin herhangi bir karar verilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, esasen İİK'nun 66. maddesi gereğince müddeti içinde yapılan itiraz takibi kendiliğinden durdurur....

      İcra Dairesi 2020/2604 Esas numaralı dosya ile ilamsız takip yaptıklarını, 29/06/2020 tarihinde ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 60. maddesinde ve borçluya gönderilen ödeme emrinde de belirtildiği üzere ilgili ödeme emrine bir itirazı varsa 7 günlük bir itiraz süresi tanındığını, borçluya karşı ilgili itiraz sürelerinin bildirildiğini, yine ilgili itiraz süreleri içinde bir başvurusu olmadığını, ödeme emrinin 29/06/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz süresinin 06/07/2020 tarihinde dolduğunu, icra dosyasının kesinleştiğini, 03/07/2020 tarihinde havale edilen, kimin tarafından verildiği belli olmayan, kimlik tespiti yapılmamış ve imzasız olarak verilmiş bir borca itiraz talebi evrakının, gerekli özen gösterilip kimin tarafından verildiği tespit edilmeden ve imzası alınmadan dosyaya kaydedildiğini, 06/07/2020 tarihinde ilgili icra dosyasında kimin tarafından verildiği belli olan, imzalı ve kimlik tespiti yapılmış bir borca itiraz dilekçesi olmaması...

      GEREKÇE: Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca ve faize itiraz niteliğindedir. Mut İcra Dairesi'nin 2018/1154 E. Sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı T2 vekilince borçlu T1 aleyhine keşidecisi T1, lehtarı T2 olan 05.10.2015 tanzim, 30.12.2016 vade tarihli, 45.000. TL bedelli bir adet unsurları tam olan bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde örnek 10 ödeme emrinin davacı borçluya 13.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 27.08.2018 tarihinde icra mahkemesine borca ve faize itiraz edildiği görülmüştür. İİK.nın 168. maddesinin 4. ve 5. bentlerine göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde imzaya ve borca itiraz edebilir. Bu süre geçirildikten sonra yapılan itiraz geçersizdir....

      İcra Müdürlüğü’ne hitaben 22.06.2011 tarihli itiraz dilekçesiyle borca itiraz konusu olarak “borca ve fer’ilerine yönelik itirazlarının sunulmasıdır”dedikten sonra dilekçenin içeriğinde “dolayısıyla tarafıma tebliğ edilen ödeme emrine, ödeme emrinde belirtilen borca ve fer’ilerine itiraz ediyoruz” demekle borcun tamamına itiraz edildiği gözetilerek işin esası incelenip bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senetteki imzanın ve yazıların müvekkilinin eli mahsulü olmadığını ve borca itiraz ettiklerini, dava dilekçesinden davanın imzaya ve borca itiraz olduğunun açık olarak belli olduğunu ancak Mahkemece yalnız imza incelemesi yönünden değerlendirme yapıldığı ve tahrifat ve diğer itirazlar bakımından değerlendirme yapılmadığını, senette paraf ya da imza bulunmadan yapılan düzeltmelerin yok hükmünde olduğunu, ödeme günü yok hükmünde olacağından 29/12/2019 tarihinin ödeme günü kabul edileceğini ve bu durumda da çift vade sebebiyle senedin İİK 170/a sebebiyle iptalinin gerekeceğini, mahkemece neticelendirilmeyen diğer itirazlarının da senedin düzenleme tarihi ve düzenleme yeri olmadığına ilişkin olduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/11/2017 tarih 2017/718 esas 2017/1149 karar sayılı ilamının incelemesinde; dava tarihinin 10/07/2017, karar tarihinin 21/11/2017 olduğu, 19/06/2017 tarihinde vefat eden Arda Demir'in mirasının mirasçılar T2 ve T1 tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu’nun,19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E.-2014/929 K. sayılı kararında borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu, itirazın ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması ve imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazların borca itiraz olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir....

        Somut olayda; başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde, mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların gösterecekleri delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraflara iddia ve savunmalarını ispat imkanı tanınmadan evrak üzerinde yapılan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. HRN...

          UYAP Entegrasyonu