O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır. Somut olayda da; ... Belediyesi ve .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.06.2008 gününde verilen dilekçe ile imar ihyaya dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Belediyesi vekili ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili; ... Köyü 1225 (253) nolu kök parselin içinde bulunduğu alanda ... ile ... ... tarafından yapılan imar düzenlemelerinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
-KARAR- Dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin olup, mahkemece, yapılan inceleme, araştırma ve özellikle uygulama neticesinde, çekişmeli taşınmazın ... Belediyesince yapılan 38 no'lu imar düzenleme bölgesinde kaldığı ve buna dair idari işlemin hukuki varlığını koruduğu, kaldı ki, taşınmazın kadastral duruma ihyası gerekse bile, taşınmazın öncesinde Hazinenin mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı ve öncesinde kapanmış yol olduğu, buna göre de, 2644 sayılı Tapu Kanununun 21.ve 3194 sayılı Yasanın 17.maddeleri gereğince içinde bulunduğu tüzel kişilik adına tescili gerekeceğine göre; davanın işin esası bakımından reddedilmiş olması doğru olup, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir....
Davadaki istek de kadastral parselin ihyası olduğu halde mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, imar parsellerinin hukuki dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK'nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği; buna göre, ihyası talep edilen kadastral parselin çap sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının iptal edilip eski kadastral parselin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı tartışmasız olup somut olayda, asıl ve birleştirilen davalar 473 sayılı kadastral parselin ihyasına yönelik olduğuna göre 21.10.1970 tarihinde ilave edilen 2975 m2'lik kısım da dahil olmak üzere toplam 39695 m2 yüzölçümlü 473 parsel sayılı taşınmazın tamamının ihyasına karar verilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 31.01.2019 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Belediyesince yapılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; 5383 ada 1 sayılı imar parselinin 763 parsele isabet eden 61 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile düzenleme öncesi kök parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili suretiyle eski hale iadesinin sağlanmasını, olmadığı takdirde Hazine zararının tazmini amacıyla taşınmazın değerinin davalı belediyelerden yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı ... belediyesi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar hakkında davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar .... Hukuk Dairesinin 27.12.2012 tarihli, 2012/14165-15938 E-K sayılı ilamıyla; “...Dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin olup, mahkemece, yapılan inceleme, araştırma ve özellikle uygulama neticesinde, çekişmeli taşınmazın ......
İmar parsellerinin hukuki dayanağını (illetini) teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin ...'nun 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Buna göre kadastral parsellerin gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal edilip eski kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Davacı, kadastral parselin ihyası, başka deyişle imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesini istemekte olup, bu durumda ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespiti ile koşullar oluşmuş ise tamamının tapularının iptali yönünde karar vermek gerekir. Diğer taraftan tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı da tartışmasızdır....
Dava dilekçesi ve davacı vekilinin 24.09.2009 tarihli dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmamaktadır. Davacının talebi kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nin 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Davacı ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 22.10.2015 tarihli, 2014/14140 Esas, 2015/9383 Karar sayılı ilamıyla; “...Dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ve avukatlık ücreti maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmesi, ayrıca ihdas parselinin Hazine adına tesciline karar verilmemiş olmaması doğru değildir...'' gerekçesiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, davalı ... Belediyesi, ......
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır....