Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın, 25.10.2002 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yolda, kısmen de yeşil alanda kaldığı anlaşılmıştır. Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tespit edilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde imar planındaki konumuna göre sorumlu idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikinin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir....
Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın 1998 tarihli 1/1000'lik imar planında üniversite alanı olarak belirlendiği ve taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 kararı uyarınca imar planında park, yol ve üniversite alanı olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmazın bedeline karar verilmelidir. Ancak; Söz konusu parselin 84166 nolu 2992 parselasyon planı kapsamında üniversite alanı olarak uygulama gördüğü ve dava konusu parselin bulunduğu bölgenin kullanımı üst ölçekli planlarla belirlendiği, 1/5000 ölçekli planın ......
Yapılan incelemede, dava konusu taşınmazın imar planında ilköğretim alanı olarak ayrıldığı anlaşılmıştır. 1) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 16.05.1956 tarihli kararı uyarınca taşınmazın aynına ilişkin bu tür davaların (bu dosyaya özgü verilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesi kararı bulunmadığı sürece) adli yargıda görülmesi gerekir. 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı uyarınca imar planında kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin karar da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde davalı Belediyece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve .... sayılı kararı uyarınca imar planında ilköğretim tesis alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin kararı da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir. Dava konusu taşınmazın uygulama imar planında ilköğretim tesis alanında kaldığı anlaşılmakla, 222 sayılı Yasa uyarınca ilköğretim okulları için arazi satın alma ve kamulaştırma görevinin İl Özel İdaresine ait olduğu da gözetilerek, işin esasına girilip alınacak rapor da değerlendirilmek suretiyle, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5 - 662/651 sayılı kararı uyarınca imar planında ilköğretim tesis alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin kararı da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir....
Sonuç olarak; a)Nazım imar planındaki konumu itibarıyla iskanının yasaklanmamış bulunması, nazım imar planının ait olduğu beldenin nüfusu, gelişmesi, yapılanma yoğunluğu, ulaşım ve alt yapı hizmetlerinden yararlanma olanak ve olasılığı, taşınmazın yerleşim merkezine uzaklığı gibi nedenlerle uygulama imar planının hazırlanmasının yakın bir olasılık olmadığı ya da, b)Daha önce planda yer almadığı halde yürürlükte mevzuat gereği kamulaştırılabilmesi amacıyla ve hemen kamulaştırma kararından önce nazım imar planı düzenlenmiş ve mevcut nazım plan kapsamına alınmış ise, Taşınmaz arsa sayılamayacak ve arazi olarak kabul edilecektir. Taşınmaz belediyece yapılan uygulama ve nazım imar planı dışında ancak belediye mücavir alanı içinde ise arsa sayılabilmesi için, taşınmazın etrafının meskun olması ve belediyenin tüm hizmetlerinden yararlanıyor olması gerekmektedir....
Sonuç olarak; a)Nazım imar planındaki konumu itibarıyla iskanının yasaklanmamış bulunması, nazım imar planının ait olduğu beldenin nüfusu, gelişmesi, yapılanma yoğunluğu, ulaşım ve alt yapı hizmetlerinden yararlanma olanak ve olasılığı, taşınmazın yerleşim merkezine uzaklığı gibi nedenlerle uygulama imar planının hazırlanmasının yakın bir olasılık olmadığı ya da, b)Daha önce planda yer almadığı halde yürürlükte mevzuat gereği kamulaştırılabilmesi amacıyla ve hemen kamulaştırma kararından önce nazım imar planı düzenlenmiş ve mevcut nazım plan kapsamına alınmış ise, Taşınmaz arsa sayılamayacak ve arazi olarak kabul edilecektir. Taşınmaz belediyece yapılan uygulama ve nazım imar planı dışında ancak belediye mücavir alanı içinde ise arsa sayılabilmesi için, taşınmazın etrafının meskun olması ve belediyenin tüm hizmetlerinden yararlanıyor olması gerekmektedir....
Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek, imar planında ortaöğretim tesisi alanı olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin ödenmesi doğru olup, Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca taşınmazın bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacılar vekilinin tüm, davalı idare vekilinin ise aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazın 15.02.2010 tarihli 1/1000 ölçekli imar planında uygulama,imar planında kısmen park kısmen yol alanında kalmakta olup, 21.07.2014 tarih 1/1500 ölçekli nazım imar planında dere işleme bandında kaldığı, davacı idarenin 04.12.2015 tarih 620888 sayılı yazısına göre taşınmazın kamulaştırılması talep edilen kısmın dışında kalan işleme bandı derenin ve atıksu kollektörlerinin işlemesi için gerekli olduğu 30.11.2015 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda da bu bölümün imar durumu şartlarına göre kullanıma uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün imar durumu, yüzölçümü geometrik durumu gözönünde tutularak tamamının bedelinin tesbitine karar verilmesi gerekirken, yalnızca kamulaştırılan bölüm bedelinin tesbitine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Sonuç olarak; a)Nazım imar planındaki konumu itibarıyla iskanının yasaklanmamış bulunması, nazım imar planının ait olduğu beldenin nüfusu, gelişmesi, yapılanma yoğunluğu, ulaşım ve alt yapı hizmetlerinden yararlanma olanak ve olasılığı, taşınmazın yerleşim merkezine uzaklığı gibi nedenlerle uygulama imar planının hazırlanmasının yakın bir olasılık olmadığı ya da, b)Daha önce planda yer almadığı halde yürürlükte mevzuat gereği kamulaştırılabilmesi amacıyla ve hemen kamulaştırma kararından önce nazım imar planı düzenlenmiş ve mevcut nazım plan kapsamına alınmış ise, Taşınmaz arsa sayılamayacak ve arazi olarak kabul edilecektir. Taşınmaz belediyece yapılan uygulama ve nazım imar planı dışında ancak belediye mücavir alanı içinde ise arsa sayılabilmesi için, taşınmazın etrafının meskun olması ve belediyenin tüm hizmetlerinden yararlanıyor olması gerekmektedir....