Belediye Başkanlığı’nın 06.01.2015 tarihli imar durumuna ilişkin yazısı konumu, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan kısmında değer azalışı olacağının muhakkak olduğu, Bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından,davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Kapatılan 18. Hukuk Dairesinin 11/10/2016 gün ve 2015/15628 Esas - 2016/11209 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki .... ili, .... ilçesi, .... Köyü 1361 parsel (eski 1115 parsel) sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur....
Mahallesi 1618 parsel sayılı emsal taşınmazın, bilirkişi raporunda belirtilen tarihteki satışına ilişkin akit tablosu ilgili Tapu Müdürlüğünden, somut emsal kabul edilen taşınmazın bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğunun ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden, Değerlendirme tarihi olan 2012 yılında, dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Hükümet, Belediye, Adliye gibi merkezlere uzaklıkları fen elemanına çizdirilerek alınacak cevaplarda dikkate alınarak bilirkişi rapor düzenlenmesi gerekirken denetime elverişli ve inandırıcı...
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut kabul edilen taşınmazın bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup rapor denetlenmeden hesaplama yapıldığı ve aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve dava konusu taşınmazın yakınında olan 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak açılan ve davacı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizin... esas ... sayılı kararı ile onanan ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ......
Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 15.01.2013 tarihli yazısına göre; taşınmazın imar planı ve mücavir alan sınırları dışında olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arazi vasfında olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması, 3- Davacı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Şöyle ki; 1- Bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmaz arsa kabul edilmek suretiyle değer biçilmişse de; Yozgat Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 15.03.2013 tarihli yazısına göre; taşınmazın imar planı ve mücavir alan sınırları dışında olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arazi vasfında olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması, 3- Davacı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Şöyle ki; 1- Bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmaz arsa kabul edilmek suretiyle değer biçilmişse de; Yozgat Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 15.01.2013 tarihli yazısına göre; taşınmazın imar planı ve mücavir alan sınırları dışında olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arazi vasfında olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması, 3- Davacı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 17.01.2013 tarihli yazısına göre; taşınmazın imar planı ve mücavir alan sınırları dışında olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arazi vasfında olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-f maddesi uyarınca taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması, 3- Davacı idare harçtan muaf olduğu halde, aleyhine harca hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Şöyle ki; 1) Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmaz belediye imar planı dışında, nazım imar planı içinde olup belediye hizmetlerinden yararlanmakta ise de; en yakın meskun alana 2,5 km mesafede bulunduğundan meskun değildir. Bu nedenle arsa olmayıp, arazi niteliğindedir. Açıklanan nedenle yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın arazi olarak kabulü ile getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değeri tespit ettirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden geçersiz rapora göre hüküm kurulması, 2) Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü ve geometrik durumu dikkate alındığında bu bölümde değer düşüklüğü olmayacağı düşünülmeden yazılı şekilde fazla bedel tespiti, Doğru görülmemiştir....
Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün imar durumunda değişiklik olup olmayacağı, yapılaşma yönünden müstakil imar hakkı verilip verilmeyeceği ilgili belediye başkanlığından sorulup, sonucuna göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-Hükme esas alınan ikinci bilirkişi kurulu raporu ve ek raporunda yapı bedelinin maddi hata sonucu eksik hesaplanarak sonuç itibariyle az bedele hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....