DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü'nün 2022/4748 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğ evrakının müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, 12.04.2022 tarihinde takipten haberdar olduğunu, takip konusu asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek takibin durdurulmasını ve mevcut hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Cevap dilekçesi verilmemiştir. III....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğine ilişkin usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32, 21/1.maddeleri, İİK'nın 65. maddesi 3.Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK'nun 361. maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.Takip ve şikayet dosyasının incelenmesinde; borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonra haczedilen 28.135,56 TL' nin alacaklıya ödendiği, borçlunun şikayeti üzerine ... 1....
İcra Dairesinin 2020/6303 E, sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebligatının TK 35'e göre tebliğ edildiğini, yapılan tebligatta icra dairesinin mührünün üzerinde imza bulunmadığını, paraf atıldığını ve parafın kimin tarafından atıldığının belli olmadığını, tebligat parçasında tebligatı çıkaran merciinin adresinin de yazılmadığını, ödeme emrinden müvekkili Aydın Öner yönünden borca itiraz ettiklerinde haberdar olduklarını, takibin devam ettiğini, itirazın süresinde olmadığını ise 30 Ekimde yapılan araç haczinde öğrendiklerini, dolayısıyla davalının yanlış ve haksız olarak müvekkiline karşı icra takibi başlattığını ve usulsüz tebligat yapıldığını belirterek davanın kabulü ile İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2020/6303 Esas sayılı dosyasında davacıya yapılan usulsüz tebligatın iptaline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İzmir 10....
gerçekleştiği, davacı şikayetçinin aksi yönde bir delil de ibraz edemediği gerekçesiyle usulsüz tebligat şikayetinin reddine, takipte talep edilen borca, tazminata, işlemiş faize ve oranına yönelik itirazın, borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nın 62. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılmasının zorunlu olduğu, icra hukuk mahkemesine başvurularak ileri sürülmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan ve İİK 62.maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olduğundan bu husustaki itirazını da süresi içerisinde icra dairesine yapması gerektiği, somut olayda borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde işlemiş faiz miktarına, gecikme tazminatına yada işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı; kaldı ki takip tarihinden sonra ve kesinleşen takibe ilişkin dosya borcunun hesaplanması görevi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca da itiraz ettiği, mahkemece, icra takibinin şekline göre, borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu, sonuç doğurmayacağı,süresi içinde icra dairesine itiraz edilmediği gerekçesi ile başvurusunun reddine karar verildiği görülmektedir...
Somut olayda, davacı hakkında başlatılan icra takibinde, ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi gereğince 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili icra müdürlüğüne verdiği 12/02/2020 tarihli borca itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebellüğ tarihini 06/02/2020 olarak bildirmiş ve Çaylı Mahalle Muhtarınca düzenlenen ödeme emrinin 06/02/2020 tarihinde davacıya teslim edildiğini belirten tutanağı dosyaya sunmuştur. Bu halde, davacının takip dosyasından 06/02/2020 tarihinde haberdar olduğu ve İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca şikayetin yasal süre geçtikten sonra 17/02/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih dikkate alındığında, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde verilmediği anlaşıldığından, icra müdürlüğünün şikayete konu 14/02/2020 tarihli kararında usul ve yasaya aykırılık yoktur....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Somut olayda davacı borçlu vekilince sunulan şikayet dilekçesinde takipten 06/10/2020 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş, yine icra dosyası kapsamında 06/10/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile ilamsız takibe karşı takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmiş olduğu dikkate alındığında davacının hakkında yapılan takipten en geç 06/10/2020 tarihinde haberdar olduğu, buna göre şikayetin 06/10/2020 tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiğinden, şikayetin son günü 13/10/2020 tarihi olmasına rağmen şikayet başvurusunun 19/10/2020 tarihinde yapıldığından usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü 2011/4849 sayılı dosyasının ilamsız takip dosyası olduğu, süresinde borca itiraz edilmesi halinde başka bir işleme gerek olmaksızın icra takibinin duracağı, kesinleşen icra takibinde katılanlar aleyhine haciz işlemlerinin uygulanması nedeniyle TCK'nın 257/1. maddesindeki objektif cezalandırma şartlarından olan kişilerin mağduriyetine neden olma hususunun gerçekleştiği ve icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun bu suretle oluştuğu gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçe ve yanılgılı değerlendirme sonucu söz konusu suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, esası incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nm 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....