Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2014/21769 E. sayılı dosyasında müvekkili belediye aleyhine başlatılan ilamlı takibe dayanak ilamın müvekkili tarafından temyiz edildiğinden henüz kesinleşmediğini, borçlunun vekili olmasına rağmen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 103. maddesi uyarınca düzenlenen davetiyenin borçluya usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin usulsüz tebliğe 09.03.2015 tarihinde muttali olduğunu ve süresi içinde haczedilmezlik şikâyetinde bulunduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin son fıkrası ile Geçici 8. maddesi karşısında ve alacak miktarı dikkate alındığında müvekkili belediyenin maliki olduğu taşınmazların tamamına yakınına haciz konulmasının yasaya aykırı olduğunu, alacak miktarı ile haczedilen taşınmazlar arasında orantısızlık bulunduğunu, taşınmazların haczedilmesi nedeniyle borçlu belediyenin kamusal işlevlerinin bir kısmını yerine getiremediğini, haczedilen tüm taşınmazların İİK, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5403 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat...

    Dava dilekçesi dikkatle irdelendiğinde davacının hem haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu hem de bu iki tebligatın usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla tebligatların iptalini istediği açıktır. Mahkemenin salt davacının 3. Şahıs olup konulan hacizlere ilişkin şikayet hakkı mevcut olmadığından bahisle talebi reddettiği görülmektedir. Her ne kadar davacı 3. Şahsın İİK 82 madde bağlamında haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı mevcut değil ise de davacının kendisine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği kaldı ki gene kendisine tebliğ edilen ihtarnameninde dayanaksız olduğuna ilişkin şikayet hakkı mevcut olup mahkemece bu yöndeki şikayetlerin incelenmediği açıktır. İİK 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi halinde muhataba İİK/89 haciz ihbarnamesi gönderileceği mahkemenin de kabulündedir. Davacı belediyenin bu ihbarnameye yönelik 27/02/2019 tarihli cevabi yazısının itiraz mı yoksa kabul mü olduğu hususunda da mahkememce bir inceleme yapılmamıştır....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın İİK 16/1 gereği, banka hesabı üzerine konulan haczin davacı borçlu tarafça öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde ikame edilmesi gerektiğini, tahsil edilen bedelin davacıya ait hesaba gönderilmek ile haczedilmezlik niteliğini kaybettiğini, hesabın bir havuz hesabı niteliğinde olduğunu, bu durumun davacının haczedilmezlik şikayetinden başlangıçtan itibaren feragat ettiği anlamına geldiğini davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının talebinin haczedilmezlik şikayeti olduğu, davacı lehine cismani zarar sebebiyle hükmedilen tazminata ilişkin banka hesabında bulunan paraya, davalı tarafça Denizli 8....

    HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNDE YETKİLİ MAHKEME 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 79 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 360 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 4 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK' nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK' nun 79 ve 360. maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır....

      şikayetlerinin kabulüne ilişkin mahkeme tarafından karar verilmesi halinde kıymet taktirine itiraz davalarına konu menkuller hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğini, bu sebeple öncelikle haczedilmezlik davasının kararına istinaden kıymet taktir davasının bekletici mesele yapılmasın belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Maddesi gereği sadece meskeniyet şikayeti ile ilgili olarak müvekkili ile anlaşma yaptığını, bu işi de sonuna kadar takip ederek işinin son bulduğunu, icra takip dosyasında vekaleti olmadığından icra dosyasını takip işini yapma zorunluluğunun yüklenilemeyeceğini, asile yapılan tebliğlerin usulüne uygun olduğunu, haczedilmezlik şikayeti ile kıymet takdirine itirazın süresinde olmadığını bildirmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece; 2020/364 Esas sayılı asıl dosyada; kıymet takdirine itirazın kabulüne 2020/365 Esas sayılı birleşen dava dosyasında; aşkın haciz şikayetinin reddine karar verilmiştir. 2020/366 Esas sayılı birleşen dava dosyasında; İİK 82/1 maddesinde gereğince, devlet malları ile mahsus kanunlarda haczi caiz olmadığı gösterilen malların haczinin mümkün olmadığı, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde yer alan "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" hükmünün yer aldığı, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesine göre, belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunlu olduğu, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili...

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/606 Esas, 2021/903 Karar sayılı ve 26/11/2021 tarihli kararıyla kıymet takdirine itiraz davasının reddine karar verildiği, öte yandan meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz nedeniyle satışın iptali talep edilmiş ise de; belirtilen hususların satışın iptalini gerektirmediği, icra dosyasında taşınmazın satış işlemlerinde usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davacının meskeniyet şikayetinin esastan, kıymet takdirine ilişkin şikayetinin kesin hüküm nedeniyle, satışın iptali talebinin esastan reddine karar vermiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, yargılama yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, haczedilmezlik şikayetinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 12....

      Haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen icra mahkemesi kararlarının İİK. nun 363/1-4.maddesi uyarınca temyizi kabildir. Bu nedenle şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile maddi hataya dayalı olan Dairemizin temyiz dilekçesinin reddine dair 06.10.2015 tarih ve 2015/19474 esas, 2015/23372 karar sayılı kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, şikayetçinin icra mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya aittir. Somut olayda, şikayetçinin icra takibinin borçlusu olmadığı görülmektedir. Bu nedenle İİK. nun 82/1-12.maddesine dayalı olarak haczedilen taşınmazın haline uygun meskeni olduğu gerekçesi ile icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını isteyemez....

        Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan inceleme sonucunda; Davacı borçlunun İcra Mahkemesine başvurusu İİK.'nun 82/12 maddesine meskeniyet iddiasına dayanan haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Mahkemece şikayete konu taşınmazın İcra Müdürlüğünce satılması nedeniyle haczedilemezlik şikâyetine ilişkin talebin konusuz kaldığı gerekçesi ile işin esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.11.1956 tarihli ve 1956/15 E., 1956/15 K. sayılı kararı gereğince her dava (şikâyet) açıldığı (şikâyetin yapıldığı) tarihteki hukukî durum gözetilerek hükme bağlanır. Açıkça itiraz ve şikâyetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi veya haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın satılması itiraz ve şikâyeti konusuz kılmaz....

        UYAP Entegrasyonu