Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi 09/11/2021 tarihli ara karar ile; İİK 257 vd md uyarınca yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebini reddetmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece İİK 257 md göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, İİK 280 md uyarınca talebin değerlendirilip kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacı itirazının haklı olduğu, davada İİK 280 vd md uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği, İİK 257 vd md uyarınca değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, davalılar arasındaki yakın akrabalık bağı (baba-oğul) gözetildiğinde ihtiyati haciz için yeterli ispat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

Mahkemece, icra takibinin kesinleşmediği, aciz belgesi alınmadığı ve dava şartları oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali ya da BK 18. (TBK m.19) kapsamında açılmış iptal davası olması halinde dahi davacı alacağının iptali istenen borçlu tasarrufundan sonra doğmuş olduğunun anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 22.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353. madde gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle, istinaf eden tarafın davadaki sıfatı da nazara alınarak, duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, İİK 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış bir tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    Kat 30 numaralı bağımsız bölüm numaralı taşınmazları, borcun doğumundan sonra ve alacaklılarından mal kaçırma saikiyle muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiği iddiasıyla İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19. maddeye istinaden tasarrufun iptali davası açarken, aynı zamanda, dava konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir ve İİK 281. madde uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep ettiği; mahkemece 03.11.2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği ve bu ara karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna gelindiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK'nın 277 ve devamı maddeleri kapsamında açılan tasarrufun iptali davaları, tasarrufun aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalardır. Davanın konusu, tasarruflara konu taşınır ya da taşınmazlar olmayıp, bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmemektedir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/580 Esas KARAR NO : 2021/383 DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ : 25/07/2013 KARAR TARİHİ : 01/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının senetten alacağına dayanarak dava ----- hakkında İstanbul -----....

      taşınmazların üzerine teminatsız olarak İİK 281/2 uyarınca ihtiyati haciz konulmasına, taşınmazlara ilişkin yapılan muvazaalı devir işlemlerinin TBK. 19 ve İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      Bu halde davacının terditli taleplerinden öncelikle İİK 277 .madde koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, aciz vesikası dışındaki diğer dava şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti, oluşmaması durumunda bu kez terditli taleplerinden TBK 19 maddesi hükmüne göre muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığından diğer dava ön koşullarının tespiti halinde davanın esasına girilip TBK 19....

      Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2- Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

        Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2- Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

          Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2- Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu