Tüketici Mahkemesinin 2019/537 Esas sayılı dosyasında verilen karara dayanılarak ilamlı icra takibine gidildiği, takibe konu ilam doğrultusunda 34 XX 332 plakalı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin istendiği, takibe konu ilamda belirtilen aracın değerine ilişkin İTO'dan gelen cevaba yönelik davacının şikayette bulunduğu, tespit edilen değerin fahiş olduğunu söyleyerek aracın değerinin yeniden İİK 24.madde kapsamında belirlenmesini istediği görülmüştür....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2015 NUMARASI : 2014/405-2015/212 Uyuşmazlık; davacı tarafından adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi ile eldeki dava açılmış olup, mahkemece hukuki nitelendirme 818 sayılı Borçlar Kanununun 270.maddesinden kaynaklanan hasılat kirasından kaynaklanan alacak şeklinde değerlendirilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmişitr. Nitekim aynı konuda davalılar tarafından davacı aleyhine verilmiştir. Nitekim aynı konuda davalılar tarafından davacı aleyhine Mersin 2. AHM'de açılan davada mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin, kira sözleşmesi olduğu belirtilerek dvanın reddine karar verilmiş olup, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından karar onanmıştır....
Buna göre; bozma kararımızdan sonra Mahkemece yeni bir karar verilmeden önce, şikayetçi 3. kişinin, İİK.’nun 83/c kapsamında şikayet etmesini sağlayan bir başka deyişle 83/c kapsamında şikayet hakkının bağlı olduğu ve şikayet edenin taraf sıfatına haiz olmasını sağlayan ipotek konusu taşınmazın satıldığı, taşınmazın satılmasıyla ipoteğin sona erdiği dolayısıyla şikayetin konusunun kalmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; bozma kararımızdan sonra oluşan durumun gözetilerek, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davacının satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Taşınmaz satış ilanının 30/11/2019 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği ve yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince;" Tüm dosya kapsamı ele alındığında, uyuşmazlığın kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte davacıya İİK m.89/1, 89/2, 89/3 maddeleri kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebliğ mazbatasında yazan ihbarname dışında başka bir ihbarnamenin tebliğ evrakında yer aldığı ile İİK m.89/1 kapsamında haciz ihbarnamesinin gönderilmediğine dayalı şikayet olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda takip dosyasına bakıldığında, davacıya birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği kuşkusuz olduğunun yanı sıra davacının 29/03/2021 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ederek haciz ihbarnamelerine karşılık menfi tespit davası açıldığını beyan etmesi neticesinde İİK m.89/3 uyarınca gönderilen tebligata dair iddiasını 29/03/2021 tarihinde itibaren 7 gün içerisinde İİK m.16 gereğince bildirmediği anlaşıldığından istemin süre aşımı nedeniyle reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İcra Mahkemesinin 23.12.2009 tarih ve 2009/1347 esas 2009/2566 sayılı kararı ile sanık hakkında yalnızca İİK'nun 337/a maddesinden hüküm kurulmuş olması ve bu hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bir önceki tebliğnamesinde İİK'nun 331 ve 333/a maddesinden dolayı hüküm kurulmamış olması nedenine dayalı bozma istemine iştirak edilmediği dikkate alındığında, temyize konu iş bu kararda mahkemece İİK'nun 331 ve 333/a maddelerine yönelik şikayet hakkında ayrıca hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içerisinde hüküm verilmesinin mümkün olması karşısında şikayetçi vekilinin bu husustaki ve diğer sair temyiz talepleri yerinde görülmemiştir. Ancak, ......
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.12.2015 tarih ve 2015/29478 E., 2015/31173 K. sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 24/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının senetteki imzaya bir itirazının bulunmadığını, borcu kabul ettiğini, davacının iddiasını İİK 169.nadde anlamında değil İİK 170/a madde gereğince şikayet olarak ileri sürmesi gerektiğini bu nedenle borca itiraz davasının öncelikle usulden ret edilmesini, senedin ödenmesinin değil geçerliliğinin şarta bağlandığını, teminat senedinin doğası gereği şarta bağlanmak durumunda olduğunu, 01/08/2015 tarihli sözleşmenin gereklerinin yerine getirilmediğini, bu sözleşme gereği müvekkiline teslim edilen bononun takibe konu edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; '' 1- Davanın veya şikayetin KABULÜNE, 2- İİK 170/a-1 ve 2 hükümleri gereğince Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün 2020/12522E sayılı takibinin İPTALİNE, '' karar verilmiştir....
ın beraatlerine, karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1-İİK 331. maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına, şikayet dilekçesinde hangi malvarlığının eksiltildiğinin somut bir biçimde bildirilmemesine göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, 2-İİK 337/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, Müşteki vekilinin şikayet dilekçesi içeriğinden sanıkların İİK 337/a maddeleri gereğince de cezalandırılmasını istediği anlaşıldığı halde, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi yasaya...
Sıraya alındığı iddiası olduğu, alacağın esasına ve miktarına yönelik bir şikayet bulunmadığı, itirazın şikayet niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/12/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi. KANUN YOLU: Kesin olmak üzere...