Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz" HMK'nın 341/1-b.maddesinde; "İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.." Düzenlemesi yer almıştır. HMK'nın 341. maddesinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar istinaf edilebilmektedir....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
Somut olayda, yerel mahkemece davacı vekilinin tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı davacı tarafından istinaf dilekçesi adı altında itiraz edildiği, davacı tarafın talebi üzerine davalı adına kayıtlı taşınmazlara ve bir adet araca ihtiyati tedbir konulduğu, diğer ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiği, tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın istinaf konusu edildiği, kanun koyucunun ihtiyati tedbirle ilgili kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, ihtiyati tedbir talebinin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkanını getirdiği halde mahkemece istinaf yolu açılarak red kararının gerekçeli olarak verilmesi ve taraflara tebliği gerekirken kesin nitelikte itirazın ve istinafın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın kesin olmadığına dair karara karşı istinaf talebinin usulden kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Maddesi; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlıklı 341. maddesi de "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." şeklindedir....
Davacı, dava dilekçesi ile dava konusu para alacağının ileride tahsilinin güvence altına alınması için davalıya ait olan 34 XX 956 plakalı aracın trafik kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Mahkeme 09/06/2020 tarihli gerekçeli ara kararıyla işbu ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermiştir. İhtiyati tedbir kararına vaki itiraz üzerine duruşmalı olarak verdiği 15/04/2021 tarihli celsedeki (3) nolu kısa ara kararla da , davalı vekilinin işbu ihtiyati tedbir kararına vaki itirazının kabulüne (tedbir konulan aracın dava/uyuşmazlık konusu olmadığı ve talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle),daha önce verilmiş ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar vermiştir.İşbu kısa ara karar yönünden mahkeme ayrıca gerekçeli olarak 15/04/2021 tarihli ara karar da yazmıştır....
Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilecektir. Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK'nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi talebinin reddi hakkında verilen karar temyiz edilemez. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir isteyen(davacı) vekilinin ihtiyati tedbirin genişletilmesi yönündeki talebinin reddine dair mahkemece verilen ara kararın temyizi mümkün değildir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir talebinin verilmesi için gerekli şartların oluşmadığını ve kurum işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir talebinin reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf başvurusu, ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına ilişkindir....