Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati haciz talep eden vekili, itirazın reddini istemiştir....

    Mahkemece, İİK'nın 257. maddesine göre ihtiyati haciz talebinde bulunulması için rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın olması gerektiği, ihtiyati haciz isteyen bankanın asıl borçluya ait 6 adet taşınmaz üzerinde ipotek hakkının mevcut olduğu gerekçesiyle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir. Talep, tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece, alacağın ipotekle temin edildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir....

      İlk derece mahkemesi tarafından; "...dava; 08/03/2018 tarihli birinci haciz ihbarnamelerinde yer alan "doğacak alacaklara haciz konulmasına" dair ibarenin iptaline ilişkin şikayettir. Gönderilen haciz ihbarnamesinde doğacak alacaklara ibaresi bulunduğundan ihtarname gönderilen bankalar tarafından tüm hesaplar haciz ihbarnamesi nedeni ile bloke edildiği..." gerekçesi ile "şikayetin kısmen kabulü ile 08/03/2018 tarihli haciz ihbarnamelerindeki doğacak alacaklara haciz konulması ibaresinin iptaline" karar verilmiştir....

      İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz, HMK’ndaki ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olup, ihtiyati haczin şartları ve etkileri İİK’nda düzenlenmiştir. İhtiyati haciz yolu başlı başına bir icra takip yolu değildir. Alacaklı borçluya karşı alacak davası açtıktan veya icra takibi yaptıktan sonra da aynı alacak için ihtiyati haciz isteyebilir. Borçluya karşı genel haciz yolu ile takip yapmış olan alacaklı takip kesinleşmeden önce hakkını tehlikede görüp, aynı alacak için borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurma hakkına haizdir. İhtiyati haciz talebine konu çek incelendiğinde muaccel olmuş bir alacağın söz konusu olduğu anlaşılmakla bu durumda mahkemenin kabulünde olduğu gibi, davalı şirketin mallarını kaçırması tehlikesinin bulunmaması talebin reddini gerektiren bir husus değildir....

        İş sayılı ihtiyati haciz kararı alınmış, 01.08.2013 tarihinde de borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlanmıştır. İİK'nun "İhtiyati haczi tamamlıyan merasim" başlıklı 264. maddesinin 1. fıkrasında " Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur." düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda ihtiyati haciz kararından itibaren 1 gün sonra 01.08.2013 tarihinde takip talebinde bulunulmuştur. Bu tarihten sonra icra takip dosyasından yapılacak hacizler ihtiyati haciz değil, kesin haciz niteliğindedir. İİK'nun 264/2. maddesindeyse "İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan tasarrufun iptali davasında Mahkemece, müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, kararın ... . İcra Müdürlüğü’nün 2010/7984 sayılı dosyası ile 17.07.2012 tarihinde icra edildiğini, ihtiyati haczin yasal süresi içinde icra edilmemiş olması nedeniyle kendiliğinden kalktığını, ihtiyati haciz sırasında müvekkilinin ihtiyati haciz baskısı ile şartlı olarak kefaletinin alındığını, kefalet herhangi bir koşula bağlı olmaması gerektiğinden geçerli olmadığını, ihtiyati haciz işleminin infazına yönelik işlemler ile haciz baskısı altında alınan şartlı icra kefaletine ilişkin haciz işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; şikayetin kabulü ile, 17.07.2012 tarihinde yapılan ihtiyati haciz işlemlerinin infazına yönelik işlemler ile icra kefaletine ilişkin haciz işleminin iptaline karar verilmiş, karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            İhtiyati haciz talep eden vekili, itirazın süresinde bulunmadığını, ihtiyati hacze itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek; ihtiyati haciz kararına itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, ihtiyati haciz kararının 18/07/2014 tarihli olduğu, 02/09/2014 tarihinde ihtiyati haciz kararının öğrenildiği belirtilmekle itirazın İİK'nın 265. maddesi gereğince süresinde bulunduğu, itirazın İİK'nın 265. maddesindeki koşulları taşımadığı gerekçesiyle; ihtiyati hacze itirazların reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz kararına itiraz eden temyiz etmiştir. 1- Talep, bonoya dayalı ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İcra İflas Kanunu’nun 265/1. maddesi uyarınca kendisi dinlenilmeden ihtiyati haciz kararı verilen borçlu, verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebilir....

              Bu açıklamalar ışığında; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapılmış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip (haciz) yaptıran davalı şirketin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusunun gerçekleşmediği, ödeme sonucu haciz ve muhafaza işleminin durdurulması neticesinde ağır bir zararın da önüne geçildiği takdir ve sonucuna varılarak şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine..." karar verilmiştir....

              Bu açıklamalar ışığında; haciz yapılan şirkette dava dışı kişinin ortaklığının bulunması, haciz sırasında borçluya ait kayıt ve belgelerin ele geçirilmesi ve daha öncede aynı mahalde borçlunun başkaca borçları için haciz yapılmış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip (haciz) yaptıran davalı şirketin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusunun gerçekleşmediği, ödeme sonucu haciz ve muhafaza işleminin durdurulması neticesinde ağır bir zararın da önüne geçildiği takdir ve sonucuna varılarak şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine..." karar verilmiştir....

                Davaya konu 21.11.2013 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde tutanağın ilk kısmında, aynen "borçlu ... arandı, mahalde hazır" ibaresinin bulunduğu görülmektedir. Haciz sırasında hazır bulunan ..., haciz tarihinde icra müdür yardımcısı olduğunu, haciz işlemi üzerinden uzun zaman geçtiği için söz konusu haciz işlemini hatırlayamadığını, ancak o tarihlerde yaptığı uygulamaya göre borçlu haciz mahallinde olmadığı taktirde arandığını ve bu şekilde haciz tutanağına geçirildiğini beyan etmiştir. Tutanakta ismi geçen tanık ... ise, iş yerine girdiklerinde borçlu ve üçüncü kişinin hazır olduğunu beyan etmiştir. Ne var ki, ... haciz tutanağına göre alacaklının temsilcisi olarak haciz sırasında hazır bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu