'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....
TBK'nun 77-82 (BK'nun 61-66) maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde istenebileceği açık olup, belirtilen tutarın davalıdan sabapsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde tahsiline karar verilmiş ise de, mahkemece bedele 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesine göre faiz yürütülmüştür. 6183 sayılı yasanın " kanunun şümulü" başlıklı 1. maddesinde; “Devlete, vilayet hususî idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi aslî, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.”...
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134'üncü maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Davanın yasal dayanağı, 6183 sayılı Kanununun 99. maddesidir. Anılan maddede “…İhalenin feshi gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikâyet yoliyle istenebilir. İhalenin ilgililere tebliği tarihi şikâyet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılır. Tetkik merciinin vereceği karar 10 gün içinde temyiz olunabilir. Temyiz talebini Temyiz İcra ve İflas Dairesi tetkik eder. İhale edilen malın değeri 50.000 Yeni Türk Lirasını aştığı takdirde murafaa istenebilir....
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134'üncü maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Davanın yasal dayanağı, 6183 sayılı Kanununun 99. Maddesidir. Anılan maddede “… İhalenin feshi gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikâyet yoliyle istenebilir. İhalenin ilgililere tebliği tarihi şikâyet için muayyen olan 7 günlük müddete başlangıç sayılır. Tetkik merciinin vereceği karar 10 gün içinde temyiz olunabilir. Temyiz talebini Temyiz İcra ve İflas Dairesi tetkik eder. İhale edilen malın değeri 50.000 Yeni Türk Lirasını aştığı takdirde murafaa istenebilir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir. 6183 Sayılı Kanunun 94/5. maddesinde ihale kararının bir örneğinin borçluya tebliğ edileceği bildirilmiş olup, ihalenin feshine ilişkin şikayetin ise, aynı kanunun 99/1. maddesi gereğince ihalenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunun 94/5. maddesi satış ilanının tebliğini düzenlemekte olup, ihalenin feshi davasının açılması için gerekli 7 günlük süre ise, aynı kanunun 99/1. maddesinde belirtildiği üzere, ihalenin tebliğinden itibaren başlayacaktır. Buna göre, 6183 Sayılı Kanunun 99. maddesi, ihalenin feshi için İİK'nın şikayete ilişkin hükümlerine yollama yapmakla beraber, İİK'nın 16. maddesinde düzenlenen 7 günlük şikayet süresinin başlangıcı 6183 Sayılı Kanunda ayrıca belirlendiğinden, İİK'nın 134. maddesinin şikayet süresine ilişkin hükümleri 6183 Sayılı Kanuna göre yapılacak ihalenin feshi talepleri hakkında uygulanmaz....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 6183 Sayılı Kanun uyarınca yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir. 6183 Sayılı Kanunun 99. maddesinde ihalenin feshine ilişkin şikayetin, ihalenin ilgililere tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ihaleye konu taşınmazın bulunduğu yer icra mahkemesinden istenebileceği düzenlenmiş olup, ihalede hazır olmayan davacı vekiline satış tutanağının 08/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 7 günlük yasal süreden önce 03/01/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davalı SGK vekilinin usule ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 6183 Sayılı Kanunun 93/son maddesi uyarınca, satış ilanının bir suretinin borçluya, vekil veya mümessiline, taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerin adresi belli olanlara tebliği zorunlu olup, satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. 6183 Sayılı Kanunun "Tebliğler Ve Müddetlerin Hesaplanması" başlıklı 8. maddesinde, aksine hüküm bulunmayan hallerde 6183...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi tarafından, 6183 sayılı yasa kapsamında .... Müdürlüğü satış komisyonu tarafından yapılan ihalenin feshi istemi ile mahkemeye başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6183 Sayılı Yasanın 99. maddesinin ikinci cümlesi aynen; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermektedir. İhalenin feshi davalarında yetki kuralı, kamu düzeni düşüncesi ile sevk edilmiş kesin bir yetki kuralı olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir. 6183 Sayılı Kanunun 94/5. maddesinde ihale kararının bir örneğinin borçluya tebliğ edileceği bildirilmiş olup, ihalenin feshine ilişkin şikayetin ise, aynı kanunun 99/1. maddesi gereğince ihalenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunun 94/5. maddesi satış ilanının tebliğini düzenlemekte olup, ihalenin feshi davasının açılması için gerekli 7 günlük süre ise, aynı kanunun 99/1. maddesinde belirtildiği üzere, ihalenin tebliğinden itibaren başlayacaktır. Buna göre, 6183 Sayılı Kanunun 99. maddesi, ihalenin feshi için İİK'nın şikayete ilişkin hükümlerine yollama yapmakla beraber, İİK'nın 16. maddesinde düzenlenen 7 günlük şikayet süresinin başlangıcı 6183 Sayılı Kanunda ayrıca belirlendiğinden, İİK'nın 134. maddesinin şikayet süresine ilişkin hükümleri 6183 Sayılı Kanuna göre yapılacak ihalenin feshi talepleri hakkında uygulanmaz....
'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....
O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun'un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 01/07/2015...