Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi tarafından, 6183 sayılı yasa kapsamında .... Müdürlüğü satış komisyonu tarafından yapılan ihalenin feshi istemi ile mahkemeye başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6183 Sayılı Yasanın 99. maddesinin ikinci cümlesi aynen; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermektedir. İhalenin feshi davalarında yetki kuralı, kamu düzeni düşüncesi ile sevk edilmiş kesin bir yetki kuralı olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir. 6183 Sayılı Kanunun 94/5. maddesinde ihale kararının bir örneğinin borçluya tebliğ edileceği bildirilmiş olup, ihalenin feshine ilişkin şikayetin ise, aynı kanunun 99/1. maddesi gereğince ihalenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunun 94/5. maddesi satış ilanının tebliğini düzenlemekte olup, ihalenin feshi davasının açılması için gerekli 7 günlük süre ise, aynı kanunun 99/1. maddesinde belirtildiği üzere, ihalenin tebliğinden itibaren başlayacaktır. Buna göre, 6183 Sayılı Kanunun 99. maddesi, ihalenin feshi için İİK'nın şikayete ilişkin hükümlerine yollama yapmakla beraber, İİK'nın 16. maddesinde düzenlenen 7 günlük şikayet süresinin başlangıcı 6183 Sayılı Kanunda ayrıca belirlendiğinden, İİK'nın 134. maddesinin şikayet süresine ilişkin hükümleri 6183 Sayılı Kanuna göre yapılacak ihalenin feshi talepleri hakkında uygulanmaz....

    Nitekim 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri İdare ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6/b.maddesinin 3410 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkları Vergi Mahkemelerinin çözümleyeceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan 6183 sayılı Kanun kamu hukuku alanında, kişilerin kamu hukuku ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Aynı Kanunun 4.maddesi ile de bu Kanunu uygulamakla kamu idareleri yetkili kılınmıştır. Sözü edilen Kanunun kamu idarelerine verdiği yetkilere dayanılarak, bu Kanunun uygulanması sonucu yapılan idari işlemlere karşı açılacak davaları çözümlemekle idari yargının görevli olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır....

      'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....

        O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun'un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 12/02/2013...

          Bir alacağın amme alacağı niteliği kazanması için yukarıda sayılan alacaklar arasında yer alması yeterlidir. Bir diğer ifadeyle vergi, resim, harç, vergi cezaları, bunlara ilişkin faiz ve gecikme zamları doğdukları andan itibaren amme alacağı vasfında olup bu tür alacakların amme alacağı vasfını kazanmaları, vadelerinin geçmesine ya da vadeleri geçtiği halde ödenmemiş olmalarına bağlı değildir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri ise yukarıda tanımlanan amme alacağının tahsiline ilişkin kuralları içermektedir....

            DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından 6183 sayılı kanun kapsamında yapılan araç satış ihalesinin usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yapılan ihalenin usulüne uygun olduğunu, kanuna aykırılık bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece ihalenin 6183 sayılı kanun kapsamındaki menkul ihalesi olduğu, bu ihalelerin feshi isteminin idari yargıda yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

            nin borçları için şirket yetkilisi T1 ait Ankara ili Çankaya İlçesi Kırkkonaklar Mahallesi, 26373 ada 1 parselde kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölüme ilişkin yapılan ihalenin 6183 Sayılı A.A.T.U.H.K.'...

            'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....

              nin Türkiye Barolar Birliği Dergisi'nin 2012(101)'de yayınlanan...nin Özel Hukuktan Kaynaklı Alacaklarını Tahsilde Yetkisini Aşması Sorunu" konulu makalesinde de açıklandığı üzere; Türk İcra Hukuku, ikili bir ayrıma dayanmakta, özel hukuktan kaynaklı alacakların takip usulü 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, amme alacaklarının takip ve tahsil usulü ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'la düzenlenmektedir. 6183 sayılı Kanun'un kapsamını düzenleyen 1. maddesinde özel alacaklar ile amme alacakları ayrılmakta, 6183 sayılı Kanun'un sadece amme alacaklarının tahsilinde uygulanacağı ortaya konulmaktadır. Kanun'a göre, özel alacak- amme alacağı ayrımında esas alınacak iki ölçüt bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Kanun metninde de belirtildiği üzere sadece devlet, il özel idareleri ve belediyelerin amme alacaklısı olabilecekleridir. Bunun dışındaki kuruluşlar, başkaca konularda kamu gücünü kullanma yetkisine sahip olsalar dahi, amme alacaklısı sayılamazlar....

                UYAP Entegrasyonu