Tespit edilen bu kişilerin taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yukarıda adı geçen “... ve ... oğlu 1946 doğumlu ...” ile “... ve ... kızı 06.03.1968 doğumlu ...”’ın veya mirasçılarının adresinin tespiti ile mahkemeye çağrılarak veya usulüne uygun istinabe yolu ile dinlenerek taşınmaz üzerinde bir hak iddiası bulunup bulunmadığı sorulup beyanları tespit edilmeli, taşınmazda mülkiyet iddiası olması halinde çekişmenin esası tapu iptal ve tescil davası ile çözülebileceğinden davanın reddine karar verilmeli, böyle bir iddiası bulunmadığı taktirde davanın kabulüne karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle mülkiyet nakli oluştuğu kuşkusu yaratacak şekilde tesis edilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 28.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın katılana ait incir ağacının dallarını keserek zarar verdiği iddiası üzerine açılan kamu davasında, katılanın soyut iddiası dışında cezalandırılmasını gerektirir yeterlik ve nitelikte delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi - K A R A R - Dava, gerçek kişiler adına tesbit gören taşınmaza karşı, Hazinenin özel mülk olduğu iddiası ile açtığı kadastro tesbitine itiraza ilişkin olup, davada orman iddiası da bulunmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 gün ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 17/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası K A R A R İlk takip kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olup, uyuşmazlık takip sırasındaki icra kefaleti nedeni ile yapılan ilamlı takibe ilişkin meskeniyet iddiası olduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. 3.kişi (kendisi ya da yetkilisi-temsilcisi) yerine çalışanı-işçisi vs. tarafından yapılan istihkak iddiası geçerli bir istihkak iddiası değildir. Buna göre, davalı 3.kişi yetkilisi ya da vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası yoksa, bu durumda, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı için alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekir. Somut olayda, dava konusu 11.11.2009 tarihli haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan...'...
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. 3.kişi (kendisi ya da yetkilisi-temsilcisi) yerine çalışanı-işçisi vs. tarafından yapılan istihkak iddiası geçerli bir istihkak iddiası değildir. Buna göre, davalı 3.kişi yetkilisi ya da vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3.maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası yoksa, bu durumda, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığı için alacaklının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekir. Somut olayda, dava konusu 11.11.2009 tarihli haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan...'...
, bu durumda, Sözleşme Tasarısı'nda yer alan itirazen şikâyete konu hususun tekliflerin değerlendirme aşamasında değerlendirilecek bir yeterlik kriteri olmadığı anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararının davacının birinci iddiası yönünden reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
Üçüncü şahıs, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği takdirde istihkak iddiası dinlenmez. İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir. Müddetin de dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılır." hükmü getirilmiştir. Olayda, yükümlünün 1979-1983 takvim yıllarına ait kesinleşen vergi borçlarının, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca cebren tahsili amacıyla, 17.11.1986 gününde yükümlünün ikametgah adresinde uygulanan hacizde, haczedilen menkul malların yükümlünün annesine ait olduğu mahallinde düzenlenen haciz tutanağına şarh edilmiştir. Söz konusu iddia yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca, yükümlü ile birlikte ikamet eden şahıs tarafından borçlu elinde bulunan mallar için ileri sürülen istihkak iddiası niteliğindedir....
Davacılar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiası ile 208 ada 1 parsel içinde kalan farklı yerlere dava açmışlardır. Ayrıca, davacı ... 200 ada 2 nolu parselin yüzölçümünün eksik yazıldığı iddiası ile dava açmıştır. Orman Yönetimi 200 ada 2 nolu parselin orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davaya müdahil olmuştur. Mahkemece davacıların davalarının reddine, 208 ada 1 nolu parselin tesbit gibi orman niteilği ile Hazine adına tesciline, müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulü ile 200 ada 2 parselin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itirazdır....
İstihkak iddiası ile Yasa'da öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmekle birlikte İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası bulunmamakla birlikte üçüncü kişi hacizden itibaren 7 gün içinde doğrudan dava açarak kendi lehine istihkak iddiasında bulunmuştur ki bunu engelleyen yasal bir düzenleme yoktur. Davacının istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....