"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcranın geri bırakılması Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasına dair 15.05.2012 tarih, 2012/3714 Esas, 2012/4214 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK.nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK.nun 366. ve HUMK.nun 442. maddeleri uyarınca REDDİNE ve takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir yazılmasına ve harç alınmasına mahal olmadığına 16.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
geri bırakılması istenebileceğini ve onun da şartlarının oluşmadığını, icra emrinin tebliğ tarihi 26.03.2022 tarihi olup dava tarihinin ise 04.04.2022 tarihi olduğunu, icranın geri bırakılması talebi için öngörülen 7 günlük süreden sonra dava açıldığını, bu sebeple de davanın süre nedeniyle de reddi gerekirken söz konusu usuli itirazları incelemeye alınmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle kararın istinaf yolu ile kaldırılmasına ve haksız davanın reddine, yargılama giderleri, dava masrafları, harçlar ve sair tüm giderler ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
.-2014/354 Karar sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; itfa nedeniyle anılan takibin İİK'nun 33. maddesi gereği geri bırakılması ile iptalini talep ettiği, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile...... 2015/7805 esas sayılı takip dosyasına konu icra takibinde birikmiş yoksulluk nafakası yönünden 5.786,72 TL'nin ödenmiş olması nedeniyle icranın geri bırakılmasına, birikmiş yoksulluk nafakası alacağı yönünden icra emrinin 2.213,28 TL miktar olarak tespiti ile bu miktar ile devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine hükmolunduğu görülmektedir. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Anılan maddenin 1. fıkrasında; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
İcra Hukuk Mahkemesince İcra dosyasında altı aylık zaman diliminde işlem yapılmadığı gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini ancak anılan kararın alacağın varlığını ortadan kaldırılmadığını belirterek icranın geri bırakılması kararının kaldırılmasına, icra takibinin devamına, takibin ve alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili görev ve iş bölümü itirazının yanısıra çeke özgü T.T.K 726. maddesi uyarınca altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davaya konu edilen miktar gözetilerek davalının görev ve işbölümü itirazının reddiyle, icra hukuk mahkemesi kararının maddi anlamda kesin hüküm oluşturmadığı gibi davacı yanca süresinde davanın açıldığı ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının talebiyle bağlı kalınarak 6.225,35 TL alacaklı olduğunun saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu Bakırköy 10....
-2- 2011/12136 2012/10377 dosyaları için dava açtığı hususu da açıklığa kavuşturulmadan ve takip dosyaları için verilmiş icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşip kesinleşmediği sorulmadan giderek kesinleştiği anlaşılır ise davacının da İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığı araştırılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 2.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Mahkemece, takipten önceki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, aynı zamanda takibin iptali yönünde de hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yerine doğrudan onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 06.02.2020 tarih ve 2019/14182 E. - 2020/984 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ......
İcra Mahkemesinin 2012/1079 Esas ve 2012/1092 Karar sayılı ilamı ile borçlunun talebinin kabulü ile icranın geri bırakılması kararı verildiği, anlaşılmaktadır. Bu durumda, yapılacak iş, anılan kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, bu şekilde kesinleşmiş ise alacaklı tarafından İİK'nun 169/6 fıkrası gereğince genel hükümlere göre dava açılıp açılmadığı belirlenip, açılmış ise bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi, icranın geri bırakılmasına ilişkin karar kesinleşmemiş ise bu kararın kesinleşmesinin beklenerek yine oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, takip konusu alacağın 60.000,00 TL sı yargılama sırasında dava dışı Levent Ölmez'e 13.05.2011 tarihinde temlik edildiğinden kalan 5.751,85 TL üzerinden karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de isabetsizdir....
Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R – Dava, davacı aleyhine yapılan ilamlı icranın geri bırakılması ve takibin ödeme nedeniyle iptali istemine ilişkindir. ... 9. İcra Hukuk Mahkemesince; Görevinin İİK 68.Madde ile sınırlandırıldığı, İİK. 68. Madde bağlamındaki bir belgeye dayanmayan ve kesinliği tartışmalı olan alacakla ilgili yargılamada, davanın ticari ilişkiden kaynaklandığı, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... Asliye 27....
İcra Müdürlüğünün 2008/9233 esas sayılı icra takibi için, borçlu Şirket tarafından İİK’nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına yönelik olarak dava açıldığı ve açılan davada verilen red kararına yönelik yapılan temyiz itirazı üzerine Yargıtay ilgili Dairesi tarafından davanın kabul edilmesi gerektiğine dair bozma kararı verildiği ve karar düzeltme isteminin dahi reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca öncelikle yukarıda belirtilen takipte icranın geri bırakılmasına ilişkin açılan davadaki karar beklenerek o davada şayet davanın kabulüne karar verilip kesinleşir ise davacının İİK’nın 33/a-II fıkrası uyarınca, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açıp açmadığının belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, 3194 Sayılı Kanunun geçici 16. maddesi uyarınca itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasını ve mükerrer takip yapılması nedeniyle takibin iptalini istemiş olup, kararın gerekçesinde sadece itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin talebin değerlendirildiği, mükerrer takip yapıldığı iddiasına ilişkin olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı ve kararın bu yönüyle bir gerekçe içermediği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm talepleri değerlendirilmeden verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu anlaşıldığından, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....