İlk derece mahkemesi kararında; verilmiş olan icranın geri bırakılması kararının iptal yetkisinin bulunmadığı, mehil vesikasının iptaline karar verilse dahi icranın geri bırakılması kararını etkisiz hale getirmeyeceği bu nedenle mehil vesikasının iptalinin istenmesinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın tamamının depo edilmemiş olması sebebiyle verilmiş olan mehil vesikası işleminin açıkça kanuna aykırı olduğunu, mahkemece talebin anlaşılamadığını, taleplerinin mehil vesikası işleminin iptaline ilişkin olduğunu, icranın geri bırakılması kararının iptalini istemediklerini, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamaya göre 6.965,19 TL eksik para olduğunu, bu nedenle mehil vesikası verilemeyeceğini, dosya alacaklısı oldukları için bu şikayette menfaatlerinin bulunduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından ticari kredi alacağına dayalı olarak genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı borçluların, zamanaşımının dolduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, ilamsız takibe konu edilen alacak ticari krediden kaynaklı para alacağıdır....
Mahkemece; zamanaşımına uğrayan bir borcun eda edilmesinde yasal bir engel olmadığı, davalının borçsuzluğunu ileri sürmeyip yalnızca zamanaşımına dayandığına göre bu borcun rızaen veya icra dosyasından yapılan tahsilat ile ödenmiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği, icra mahkemesince verilen icranın geri bırakılması kararının alacaklının tahsilatından sonra olması nedeniyle davalının borçsuzluğunu sağlamayacağı gerekçesiyle davalının davacı hakkında yürüttüğü istirdata yönelik takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde, mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama olanağı bulunmayan İİK'nun 33. maddesi gereği icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı ..., dava konusu takip dosyaları ile ilgili olarak icranın geri bırakılması kararı alındığı, Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğinden, dava koşulunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava dayanağı takip dosyalarının 2003/1234 sayıl takip dosyasında birleştiği ve bu dosyadan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas 2009/27 karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği kararın Yargıtay ... Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, davacının İİK'nun 33/a maddesine dayalı olarak açtığı davanın ise red edildiği ve Yargıtay ... Dairesi mahkemenin bu gerekçe ile reddini isabetli bulduğunu ve bu hususun kesinleştiğinden ortada geçerli bir icra takibi olmadığından dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/734 Esas 2020/311 Karar sayılı ilamı ile icranın geri bırakılmasına dair karar verildiğini, karar verilmeden önce tahsil edilen paraların tahsilat olarak alacaklı tarafa ödendiğini, icranın geri bırakılması kararından önce ödenen paraların iadesi için azledilen avukata tebligat gönderildiğini ve 28.10.2020 tarihinde alacaklı müvekkilinin borçlu olarak kaydedilerek tüm mamalekine haciz şerhi işlendiğini, araçları üzerine yakalama şerhikonulduğunu, borçlu tarafından icra tehdidi altında ödenen paraların iadesi için istirdat davası açılması gerekirken icra müdürlüğünce alacaklı tarafın borçlu sıfatıyla kaydının yapılarak haciz işlemi tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak, somut olayda, takibe dayanak ilam yönünden icranın geri bırakılması kararı almak üzere borçlulardan Sabahattin Uğur tarafından mehil vesikası alınmış olup, sadece bu borçlu için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/2026 Esas sayılı dosyası ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu karar sadece teminatı yatıran ve icranın geri bırakılması talebinde bulunan Sebahattin Uğur yönünden sonuç doğuracak olup, teminat yatırmayan ve icranın geri bırakılması kararı verilmeyen takibin diğer borçluları yönünden haciz işlemlerinin uygulanmasına bir engel bulunmamaktadır. İİK’nun 40. maddesinin 1. ve 2. fıkrası "Bir ilamın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur....
Borçlu takipten evvel borcunun takside bölündüğünden imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talebinde bulunmuştur. İlama bağlı alacaklar ile ilgili olarak başlatılan takibe itiraz edilmesi halinde, icranın geri bırakılması isteminin hangi belgelere dayalı olarak ileri sürülebileceği İİK’ nun 33 ve sonraki maddelerinde hükme bağlanmıştır. Öte yandan, İİK.nun 33.maddesi uyarınca, borçlu ancak hüküm (karar) tarihinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa nedenine dayalı olarak icra emrine itiraz edebilir ve icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Karar tarihinden önceki döneme ilişkin iddialarını ilamın yargılaması sırasında mahkemede ileri sürmelidir veya temyiz nedeni yapılmalıdır. Bu döneme ilişkin itfa itirazları icra mahkemesinde dinlenmez....
İbaresinin bulunduğunu, aile konutu şeklinde kullanılan konut üzerine konulan ipotek, banka tarafından ipotek tesisi esnasında müvekkilinden hiç eş muvafakati istenmediğinden ve müvekkilin eşinin de böyle bir durumdan haberdar olmadığından geçersiz olduğunu, bu nedenle şeklen geçersiz bir işlemden kaynaklı yapılan takibin iptali ve icranın geri bırakılması kararı verilmesini, Sivas 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/11295 E. Sayılı dosyasındaki satışın dava sonuna kadar durdurulmasını, usulsüz olan icra emrinin iptalini, geçersiz ve şekli şartları taşımayan ipotek tesisi nedeniyle açılan takip nedeniyle icranın geri bırakılmasını, yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Davacının davasının kabulü ile; Sivas İcra Müdürlü,ğü'nün 2016/11295 esas sayılı dosyada icranın geri bırakılmasına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....