WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaybetmesi veya yedi gün içinde dava açmaması halinde ise icranın geri bırakılması kararı, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Bir diğer anlatımla dosyada mevcut hacizler kalkar. Her ne kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin 22. Hukuk Dairesi'nin 13.11.2019 gün 2018/ 2565 Esas- 2019/2137 Karar sayılı kesin kararı ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; ilamın alacaklıya tebliği ile 7 günlük dava açması süresinin beklenmesi gerektiği, kaldı ki dairemizce sistem üzerinden gerçekleştirilen kontrolde alacaklı tarafça 16/11/2019 tarihinde İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/1008 Esas sayılı dava dosyası ile Bölge Adliye Mahkemesinin icranın geri bırakılmasına yönelik kararına karşı 7 günlük süre içerisinde; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 71. Maddenin yollamasıyla aynı kanunun 33/A hükmü uyarınca alacağın zamanaşımına uğramadığının tespiti istemiyle dava açılmıştır....

Bunun yanında, İİK'nın 33/2. maddesi uyarınca, icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Somut olayda, davacı tarafından ileri sürülen ve yedi günlük yasal süreye tabi olan diğer nedenler yanında, alacaklı ile aralarında yapılan yapılandırma sözleşmesi ile borcun ertelendiği iddiasıyla İİK'nın 33/2. maddesi uyarınca icranın geri bırakılması isteminin süreye tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece İİK'nın 33/2. maddesine dayalı iddianın esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu istemin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....

Satış Memurluğu vasıtası ile 2008/19 E. sayılı dosya ile satış işlemi başlatıldığını, satış süreci devam ederken davalının icranın geri bırakılması için şikayette bulunduğunu, şikayetin reddedildiğini, davalının yeniden icranın geri bırakılmasına yönelik açtığı davanın reddedildiğini ancak, temyiz incelemesi neticesinde kararın bozulduğunu, bozma sonrası yapılan yargılamada mahkemece satış dosyasından yapılan 28/10/2008 tarihli kıymet takdiri ile satış isteme tarihi olan 12/06/2009 tarihi arasında ...’nın 726. m. belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ve kararın onandığını oysa, izale-i şüyu dosyasında yapılan işlemlerin alacağın tahsiline yönelik icra faaliyetleri olduğunu, bu dosyadan yapılan her işlem alacağın tahsiline yönelik olduğundan tamamının zamanaşımını kesmesi gerekirken sadece satış isteme tarihinin zamanaşımını kestiğinin kabul edilmesinin yerinde olmadığını, dava açılmasının zamanaşımını keseceğini, izale-i...

    Davalı (üçüncü kişi) vekili, üçüncü kişinin alacaklıdan mal kaçırmak için kurulmadığını, eski bir şirket olduğunu, borçlu ile organik bağ içinde olmadığını, icranın geri bırakılması kararından sonra yapılan dava konusu haczin geçersiz olduğunu, haciz adresinin 01.11.2009’da boş olarak kiralandığını ve mahcuzların da davacı şirkete ait faturalı eşyalar olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu) vekili, dava konusu haczin icranın geri bırakılması kararının verilmesinden sonra yapıldığını, borçlu ve üçüncü kişi şirketler arasında bağ bulunmadığını, alacaklı tarafça genel mahkemede açılan alacak davasının İİK’nun 33/a-2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/06/2011 gün ve 2010/747-2011/269 sayılı kararı onayan Daire’nin 28/05/2013 gün ve 2012/11842-2013/10997 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı hakkında iki ayrı çeke dayanarak icra takibi yaptığını, davalı tarafından icranın geri bırakılması davası açıldığı ve icranın geri bırakılması kararı verildiğini, ancak çekten dolayı alacağının ödenmediğini ileri sürerek, 15.10.2002 ve 01.11.2002 tarihli 10.000'er TL çek bedellerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini savunmuştur....

        İİK'nun 149/a-2. maddesine göre, icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararını temyiz eden borçlu veya üçüncü kişi takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Ancak istem, icranın geri bırakılması değil de İİK'nun 16-18. maddeleri kapsamında şikayet ise genel kural olan İİK'nun 364/3.maddesi uyarınca temyiz istemi satışı durduracaktır. O halde, mahkemece, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13/11/2015 tarih ve 2015/157 E-2015/653 K. sayılı dosyasına konu talebin ve temyiz konusunun şikayet mi yoksa icranın geri bırakılması mı olduğunun; ve dolayısıyla temyiz talebinin satışın durdurulması sonucunu doğurması yönünden takip konusu alacağın %15 oranında teminat yatması gerekip gerekmediğinin ve "satışın yapılmasına dair kararın kaldırılmasına" ilişkin mahkeme kararının birlikte değerlendirilerek, şikayetçinin ihalenin feshi istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/06/2016 tarih ve 2015/724-2016/439 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin 22.12.2003 vade tarihli bonoya istinaden davalı aleyhine takip yaptığını, takipsiz bırakılan takip dosyasının 10.06.2015 tarihinde yenilendiğini, davalı/borçlunun başvurusu üzerine icra tetkik merciince üç yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle icranın geri bırakılması kararı verildiği, temel ilişkiye dayalı zamanaşımının ise dolmadığını ileri sürerek 56.521,00 TL'nin 22.12.2003 tarihinden itibaren avans faziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

            ye ait üç adet taşınmazı üçüncü bir kişiden 17.08.2006 tarihinde satın aldığını, alacaklı tarafından dosya borçluları ve kendisi hakkında açılan tasarrufun iptali davasının kabulü nedeniyle davaya konu taşınmazların kira alacaklarına haciz konulması sebebiyle borçlu durumuna düştüğünü belirterek alacaklının süresinde haciz talebinde bulunmadığını ve dosyanın işlemsiz bırakılması sebebiyle zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılması talebinde bulunduğu, mahkemece, tasarrufun iptali davası açılması ile zamanaşımının kesildiği, kararın kesinleşmesinden sonra da takip işlemlerine devam edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E., 2004/208 K. sayılı kararında ise; taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için, haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır....

              İlk Derece Mahkemesince verilen (İİK’nın 36. maddesi gereğince mehil belgesi düzenlenmesi amacıyla ibraz edilen teminat mektubunun iadesi ve icranın teminatsız olarak geri bırakılması talebinin reddine dair memur işleminin iptali talebine ilişkin) karar konu itibariyle kesin nitelikte olduğundan, İİK’nın 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK.'...

                  UYAP Entegrasyonu