İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir. İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır....
Ayrıca İİK'nın 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Davacı alacaklının itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı talepli davası İİK'nın 68/1 maddesinde öngörülen yasal süre içerisindedir. İİK'nın 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra dosyasına sunduğu “ödeme emrine karşı beyan ve itirazlarımız” başlıklı itiraz dilekçesinin 1 numaralı bendinde “ ... 1.104,00 TL.'...
İcra inkar tazminatı yönünden; İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir....
Davaya konu icra takibinin .....tarihinde başlatıldığı, gönderilen ödeme emrine karşı davalı borçlunun .....tarihinde borca itiraz ettiği, borca itiraz dilekçesinin davacı-alacaklı tarafa tebliğ edilmediğinden 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı anlaşılmaktadır. Ancak, davacı tarafından elde ki dava açılmadan önce yine elde ki davaya konu icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle .....tarihinde Ergani .....Asliye Hukuk Mahkemesinin .....esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde, her ne kadar davalı borçlunun ödeme emrine karşı borca itiraz dilekçesi davacı alacaklı tarafa tebliğ edilmemiş ise de, davacının dava açtığı tarih olan .....tarihi itibarıyle 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başladığının kabulü gerekir....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, iki adet genel kredi sözleşmesine dayanarak 99.222.83 TL asıl alacak, 10.304,96 TL işlemiş faiz, 515,25 TL BSMV, 493,10 TL masraf olmak üzere toplam: 110.536,14 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçluların süresi içerisinde, ödeme emrine ve borca itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür. Dava, davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen ve davalının müteselsil kefil olarak bulunduğu Genel Kredi Sözleşmelerinden kaynaklanan bakiye alacağa dayanarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. Somut olayda hukuki ihtilaf ise; davacı - alacaklının davalı- borçludan, takip tarihi itibariyle takip tutarı kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İlamsız takip yolunda borca yönelik itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Dava dilekçesinde ödeme emri tebliğ edilmediği için borca itiraz edilmediği belirtilmiş olup, icra müdürlüğüne yazılı veya sözlü itirazda bulunulduğu iddia edilmemiştir. Davacı yargılama aşamasında alınan beyanında, icra müdürlüğü görevlisinin "biz itiraz dilekçesini kabul etmiyoruz, icra mahkemesine gitmen gerekir" demesi üzerine bu dilekçesini atarak, mahkemeye hitaben dilekçe yazdırdığını ve dava açtığını belirtmiş ise de, davacı bu iddiasını ispatlayamadığı gibi, borca itirazın reddi konusunda icra müdürlüğünce verilen bir karar da bulunmamaktadır....
İsviçre’de menfi tespit davası 1994 yılında İcra ve İflas Kanununda değişiklik yapılarak kabul edilmiştir.(SchKG.m.85.a). İsviçre Federal Mahkemesi bir kararında icra takibine itiraz eden borçlunun menfi tespit davası açmasını kabul etmemiştir. (BGE 125 III 149 E.2c (Meier Isaak:İsviçre Hukuku Açısından İcra Hukukunun Güncel Sorunları, Medeni Usul ve İcra İflas Hukukçıları Toplantısı-VII, 24-25 Ekim 2008, s.89). IV-Alacaklının İtirazın Giderilmesi Talebinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davasında Hukuki Yarar İlamsız icra takibine karşı süresi içinde yapılan itiraz ile veya gecikmiş itiraz nedeninin icra mahkemesince kabulü icra takibine devam edebilmek için alacaklının başvurusu ile itirazın giderilmesi gerekir. Bunun için alacaklının ya itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurması veya genel mahkemelerde itirazın iptali davası açmış olması gerekir....
Celp edilen-----Esasa sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, İcra takibinin 16.12.2014 tarihli protokole dayandırıldığı , dosyanın incelenmesinde, ---- davalı-borçludan tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlu vekili tarafından verilen ---- dilekçesinde, icra takibinde alacaklı konumunda bulunan şirkete, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş faize, faiz miktarına da itiraz ettiği ve takibin durdurulmasını talep etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlık İİK. 67 madde gereğince itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin ---- tarihli duruşmada verilen ------yapılmasına karar verilmiştir. Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun, işbu davaya konu Antalya Genel İcra Dairesi 2021/106174 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, ödeme emrine karşı verdiği itiraz dilekçesinde, borca itiraz etmişse de davacı müvekkili ile arasındaki akdi ilişkiye ve kira bedeline açıkça itiraz etmediğinden ve bildirmiş olduğu bu itiraz sebebi ile bağlı olduğundan kira ilişkisi ve borç miktarı icra takibi yönünden kesinleştiğini, davalı kiracı tarafından yapılan itirazda kira ilişkisine itiraz edilmeyerek borca itiraz edildiğini, daha sonra mahkeme safhasında itirazını genişletme yoluna gittiğini ancak icraya yaptığı itirazla bağlı olduğundan mahkemenin hatalı karar verdiğini, dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerden de anlaşıldığı üzere davalı borçlu her ne kadar İİK'nun 269/c....
İcra Müdürlüğü'nün..... E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olduğunu, davalı tarafça borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine davacı tarafça dosya yetkili Küçükçekmece İcra Müdürlükleri'ne taşınmış ve Küçükçekmece ..... İcra Müdürlüğü'nün ..... E....