Davacı borçlunun icra mahkemesine 19/10/2020 tarihli başvurusunda takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile borca itiraz ettiği; bilahare 29/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ilave olarak icra takibine konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme iddiasında bulunularak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının ödeme nedeniyle borcun olmadığına yönelik itirazı yönünden yapılan değerledirmede; İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Borçlunun borcun itfa edildiğine dair iddiası da, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekir....
Borçlunun dava tarihinden sonra, davadan açıkça vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi davayı konusuz kılmaz. Davacı borçluların 13/09/2022 tarihinde yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise dava tarihinden sonra 12/10/2022 tarihinde ödendiği görülmektedir. İtiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp dosya borcunun ödenerek, icra dosyasının infaz edilmiş olması borçluların icra mahkemesi nezdindeki borca itiraz ve şikayetinin incelenmesine engel teşkil etmez. Açıklanan sebeplerle, HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince, davacı/borçluların istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile İstanbul Anadolu 19....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olmakla ilk derece mahkemesince durma kararı yerine takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir....
- K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde Alanya 1.İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibinde davalı borçlunun süresinde yetki ve borca itiraz ettiği, davacı alacaklının yetki itirazını kabul ettiği, dosyanın Bakırköy 7.İcra Müdürlüğüne tevdi edildiği, ancak Bakırköy 7.İcra Müdürlüğünce yeniden bir ödeme emri düzenlenip borçluya gönderilmediği, başka bir ifade ile geçerli bir icra takibi ve itiraz bulunmadan bu davanın açıldığı, itirazın iptali davasının gerekli şartlarından birisinin geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması ve bu icra takibine süresi içinde yapılmış bir itirazın bulunması olduğu, bu şartların oluşmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz (Borca itiraz) Dava konusu uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten kaynaklanan şikayete ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2021 NUMARASI : 2020/283 ESAS 2021/83 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2020/15486 sayılı dosyasında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu senetten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, verilen bu senedin teminat senedi olduğunu , borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine itiraz ettiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine yasal süresi içinde yetki ve borca olmak üzere itiraz ettiklerini, icra takibine dayanak olarak gösterilen ve dava dilekçesinde belirtilen toplam 5 adet servis formunun hiçbir şekilde taraflarına ulaştırılmadığını, davacının bakım işlerinde kullanılmak üzere malzeme talebinde bulunduğunu, istenilen malzemelerin ... Kargo tarafından sevk irsaliyesi olarak davacıya gönderildiğini, davacının açmış olduğu davada haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.....
DEĞERLENDİRME: Dava; genel kredi ve kefalet sözleşmesinde doğan alacağa dair başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, geçersiz takibe dayanarak itirazın iptali davası açılamayacağından, öncelikle, icra dairesinin takipte yetkili olup olmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı borçlularca ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içerisinde yapılan itirazlarında, borca itirazla birlikte, icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek, yetkili yer icra dairesinin ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/4 esas sayılı dosyası kapsamında mirasın hükmen reddi davası açıldığını, icra takibine ilişkin olarak Hendek İcra Hukuk Mahkemesine süresi içerisinde yapmış oldukları icra takibine itiraz (borca itiraz) nedeniyle takibin kesinleşmediğini, yapılan itirazda, müvekkilin borçlu olup olmadığının tespiti bakımından mirasın hükmen reddi davasının bekletici mesele yapılmasının talep edildiğini, ancak mahkeme tarafından icra hukuk mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olduğu, mirasın hükmen reddi davasının bekletici mesele yapılamayacağı, mirasın hükmen reddi davasına bakan mahkeme tarafından tedbir kararı verilebileceği gerekçe gösterilerek şikayetin reddine karar verildiğini, taraflarınca Hendek İcra Hukuk Mahkemesine yapılan başvurunun şikayet olmadığını, icra takibine itiraz (borca itiraz) niteliğinde olduğunu, müvekkilin, kendisine hiçbir aktif mal varlığı değeri bırakmayan murisinin terekesinin borca batık olduğunu, iş bu davaya konu icra takibi neticesinde...
Mahkemece davacının aleyhindeki icra takibine itiraz ederek durdurduğu bu nedenle duran takip için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle borca itiraz yolu ile durdurulmuş bulunan ilamsız icra takibine karşı davalının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....