İcra Müdürlüğünün 2021/7037 esas sayılı dosyası ile 2.320.912,92 TL tutarında icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin 08/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/04/2021 tarihinde dosyasının kesinleşmesinden 3 gün sonra UYAP sistemine sözde 14/04/2021 tarihinde icra memuru memurunun itiraz evrakını sisteme yüklediğini, ilgili evrakın sisteme yüklenme tarihinin 19/04/2021 tarihi olduğunu, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından borçlu itiraz yasal süresi geçtikten sonra yapılmış olduğundan reddine karar verildiğini, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından sözde borca itiraz evrağının alt kısmına kaşe vurulmuş, imza atılmış ve borca itiraz dilekçesinin 14/04/2021 tarihinde sunulduğu beyan ettiğini, itiraz süresi geçmiş evraka sanki süresinde imiş gibi imza atıp, kaşe bastığını, ayrıca borca itiraz evrakında 1.580.395,75 TL borcun kabul edilmiş olmasına rağmen itiraz kararında, borca ve bütün ferilerine itiraz edildiğinin belirtildiğini belirterek icra müdür yardımcısının...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/161 KARAR NO : 2023/174 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAYIRLI İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2020 NUMARASI : 2020/2 ESAS, 2020/5 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen icra takibine itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
KARAR Davacı, davalının borç ikrarını içeren belgeye dayalı borcunu ödemediğini, yaptığı icra takibinde yetkiye ve borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile %40 oranında inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, dosyaya sunulan belgenin sözleşme niteliği olmadığını, ikametgahının Muğla olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle ve esas itibarıylede davacıya borcu olmadığı için davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının ...'da yaptığı icra takibine davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği borcun esası nizalı ise HUMK 10. maddesindeki yetki kuralının uygulanamayacağı HUMK 9 maddesi gereği takibin davalı ikametgahinda yapılıp, davanında aynı yerde açılması gerektiği, yetkili icra müdürlüğünde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir....
KARAR Davacı, davalının borç ikrarını içeren belgeye dayalı borcunu ödemediğini, yaptığı icra takibinde yetkiye ve borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile %40 oranında inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, dosyaya sunulan belgenin sözleşme niteliği olmadığını, ikametgahının ... olduğunu, yetkisizlik nedeniyle ve esas itibariyle de davacıya borcu olmadığı için davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının ...'da yaptığı icra takibine davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği BK m.73/1 maddesinin olayda uygulanamayacağı, İİK m.50/1 atfıyla HUMK 9 maddesi gereği takibin davalı ikametgahinda yapılıp, davanında aynı yerde açılması gerektiği, yetkili icra müdürlüğünde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir....
Esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından kötü niyetle ve haksız olarak itiraz edildiğini, takip bu suretle durdurularak müvekkilinin alacağının sürüncemede bırakıldığını, İcra İflas Kanunu'nun 67/2....
İtirazın iptali davasının koşullarından biri yetkili icra dairesinde girişilmiş ilamsız icra takibinin bulunmasıdır. Dava koşulları mahkemece res'en incelenmelidir. Somut olayda davalı hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı alacaklı, 08.05.2014 tarihinde tahliye istemli olarak başlattığı icra takibinde, 2014 yılı Nisan ve Mayıs aylarına ait aylık 900 TL’den toplam 1.800 TL kira bedelinin tahsilini istemiştir.Davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde;Nisan ayına ilişkin borcu kabul ettiğini beyanla Mayıs ayına ilişkin 900 TL'lik kısma itiraz etmiştir.Alacaklı, icra mahkemesinde açtığı bu dava ile borcun itiraz edilmeyen kısmının harç ve posta masrafları ile ödenmediğinden bahisle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalının borca itiraz etmekle birlikte kabul ettiği Nisan ayı kira bedelini icra dosyasına 16.05.2014 tarihinde ödediği uyuşmazlık konusu değildir.İhtar süresi içinde kabul edilen icra takibine konu kira alacağının aslının ödenmesi halinde ferilerin ödenmemesi temerrüde neden olmayacağından mahkemece temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilemez....
Davacı yüklenici şirket vekili, müvekkili şirketin davalı borçlunun elektrik projeleri ve tesisatları konusunda işlemlerini ve tedarikçiliğini yaptığını, bu hizmetlerin karşılığında davalının müvekkili şirkete olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından Söğüt İcra Dairesi'nin 2014/407 Esas sayılı dosyası ile 6.524,22 TL tutarında fatura ve cari hesaba dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 02/06/2014 tarihinde kötüniyetli olarak borca itiraz ederek takibin durdurduğunu, davalı her ne kadar borca itiraz etmişse de, takibin dayanağı olan faturalara yasal süresi içinde itiraz etmemek suretiyle kesilmiş olan faturaların mündericatını kabul ettiğini, davalının itirazı haksız ve süre kazanmaya yönelik bir itiraz olduğunu, bu nedenle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptâline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15/10/2020 tarih 2020/532 esas 2020/560 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde Mersin 4.İcra Dairesinin 2020/6729 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yasal süresi içerisinde borca, işlemiş ve işleyecek faize, borcun tüm ferilerine açıkça itiraz edilmiş olup, 13/10/2020 tarihinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak alacaklı vekilinin talebiyle 14/10/2020 tarihli karar tensip tutanağı ile işbu karardan dönülerek İİK.62/4 md. gereğince itiraz geçersiz sayılarak takibe devam olunduğunu, icra memurunca verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taleple bağlılık kuralı gereği, icra müdürlüğünün dilekçeyi yetkisini aşarak yorumlaması ve yeni bir karar tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu, müdürlüğün ikinci karar tensip tutanağında şikayet süresi içerisinde müdürlükçe...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2022 NUMARASI : 2022/455 ESAS, 2022/520 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen borca itiraz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....