Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, icra dosyası banka cevabi yazıları, davacı şirketin ticari sicil kayıtlarına göre, çek bedellerinin davacı şirkete ödendiği anlaşıldığı halde, takip tarihi ile her iki çekin tanzim ve ödeme tarihleri nazara alındığında davalının takibe yaptığı itirazın borca itiraz değil, takipten sonra kısmi ödeme olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından esasen itirazın mahkemece yok kabul edilerek davalının ödemeden dolayı menfi tespit davası açması mümkün olduğundan davanın kabulü gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne davalının itirazının borca itiraz değil, takipten sonraki ödeme iddiası olarak değerlendirildiğinden takibin devamına, şartları oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır....

      İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arasında açık hesaba dayalı alacak istemine ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. ---- getirtilerek dosyamız içerisine alınmış olup yapılan incelemesinde Ödeme emrinin davalı borçluya --- tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun --- tarihli dilekçesi ile borca itiraz ederek takibi durdurduğu, duran takip üzerine itirazın iptali davasının -------- tarihinde açıldığı, itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, tahliye ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından 26/04/2013 tarihinde ... İcra Müdürlüğünde davalı hakkında 2011 Kasım 2013 Nisan arasında ödenmeyen kira farkının tahsili için icra takibi başlatılmış, 07/05/2013 tarihinde ödeme emrinin tebliği üzerine davalı 13/05/2013 tarihli dilekçesi ile icra takibine, borca ve yetkiye itiraz etmiş, Davacının talebi ile dosya ... İcra Dairelerine gönderilmiştir. Yetkili ... 19....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Talep; Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz yoluyla yapılan takipte borca itiraza ilişkindir. Davacının, takibe konu senetlere ait borcun kendisine zorla ve tehdit ile imzalatıldığını, kendisinin böyle bir borcu olmadığından borca ve icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle borca konu miktarın kendisine zorla imzalatılmış olmasından dolayı borca ve icra takibine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının senedin zorla imzalattırıldığına ilişkin itirazı borca itiraz niteliğindedir.Bu itirazın incelenmesi İİK'nun 169/a maddesinde özel olarak düzenlendiğinden borçlu; borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamalıdır. Somut olayda borca itiraz eden borçlu takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 1....

          Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, Mahkemece; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından başlatılan icra takibi sırasında davalı borçlu icra dairesinin yetkisiyle birlikte borca itiraz etmiş, açılan bu davada da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlaması zorunludur.(HGK.2004/19-410 E- 2004/471 K.sayılı kararında belirtildiği gibi)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık mirasçılar arasındaki bakım masrafları ile miras bırakandan intikale eden ve miras paylarına düşen paranın tahsili istemi ile açılan ve kesinleşen 23.2.2009 günlü kararda tahsiline karar verilen alacağın mükerrer olarak iki ayrı icra takibine konu edilmesi sebebiyle ikinci icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisine dayalı bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece; Ali yönünden; ödeme emrinin Ali'ye 18/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, İİK 168. maddesinin 4. ve 5. bentlerine göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde imzaya borca itiraz edebilir, davacının süresinden sonra itiraz ettiği anlaşıldığından bu davacı yönünden borca itiraz taleplerinin reddine, ödeme emrinin iptali talebi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerektiği, davacının ödeme emrine yönelik şikayet süresi de geçtiği anlaşıldığından ödeme emrinin iptali talebinin de reddine karar verilmiştir. Gülsüm yönünden; ödeme emrinin Gülsüm'e 21/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacıya gönderilen tebliğ mazbatası incelendiğinde takip dayanağı bono örneğinin borçluya gönderildiğine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı, davalının icra takibine dayanak belgenin gönderildiğini ispat edemediğinden Gülsüm'e gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

              Her ne kadar mahkemece ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği ve somut olayda iptal edilebilecek itiraz bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; icra takibine vaki dosyada süresi içerisinde verilmiş usulüne uygun bir itiraz dilekçesi bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu kapsamda mahkemece, hukuki dinlenilme hakkı ve davanın aydınlatılması yükümlüğü çerçevesinde taraflardan açıklanma istenilmeden ve icra müdürlüğü nezdinde araştırma yapılmadan karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olup hatalıdır. Kaldı ki tarafların icra dosyasına itirazın yapılmadığına yönelik bir iddiaları da bulunmamaktadır. Hatta davacının mahkemeye sunmuş olduğu temyiz dilekçesinin ekinde davalının borca ve ferilerine süresi içerisinde uyap sistemi üzerinden itiraz ettiğine dair belge si bulunmaktadır....

                Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, aleyhindeki icra takibine yönelik olarak hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davası şartlarından birisidir. Somut olayda mahkemece, icra dairesinin yetkisine itiraz ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi kabule göre de davalı vekili, takip ve dava konusu fatura içeriği malların alınmadığını savunduğundan davacının sözkonusu faturalardaki malları davalıya satıp, teslim ettiğini ispatlaması gerekir. Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı, iddiasının delili olarak herbirinin altında teslim alan isim ve imzaları bulunan veresiye fişleri sunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu