İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2019/79 ESAS, 2019/786 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 28 İcra Müd'nün 2019/1960 esas sayılı takip dosyası ile müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davası da açarak dosya numarasını bildireceklerini, İzmir İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, icra takibinin dayanağı olan çekler üzerindeki imzaların müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin eli ürünü olmadığını, borca, faize, çek tazminatı miktarına, borcun ferilerine ve takibe itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı, davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine girişmiştir. Davalının borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu gerekçesiyle itirazın iptali isteminde bulunmuştur. İcra İflâs Yasası'nın 62/1. maddesi uyarınca "borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur" Aynı Yasanın 66/1. maddesine göre "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder" Somut olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 01.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz süresi 08.07.2003 günü dolduğu halde 09.07.2003 tarihinde borca itiraz etmiştir. O halde icra takibine davalının itirazı süresinde değildir. Bu haliyle davacı alacaklı icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince isteyebilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/04/2021 NUMARASI : 2020/8 ESAS, 2021/255 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıya aralarındaki ticari ilişkiden dolayı 01/09/2019 düzenleme tarihli 125.000,00 TL lik senet verdiğini, senette ödeme tarihi belirtilmediğini, borcu müsait olunca ödeyeceği hususunda anlaştıklarını , senetteki vade tarihi hariç tüm yazıları kendisinin yazdığını, davalının vade tarihini yazdığını, senette vade tarihinde tahrifat yapıldığını söyleyerek itirazın kabulünü istemiştir....
; mahkemece, borçlu aleyhinde yapılan ilamsız icra takibine karşı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yasal süresi içerisinde itiraz dilekçesi sunulmadığından icra müdürlüğü işleminde iptali gereken bir husus bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacı alacaklının itirazın iptali davası açabilmesi için borçlunun yasal süre içerisinde vereceği dilekçe ile icra takibine konu asıl borca ve/veya fer'ilerine ve/veya icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla borçlunun yasal süre içerisinde asıl borca ve/veya fer'ilerine ve/veya icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmemesi halinde icra takibi borçlu yönünden kesinleşeceğinden alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Hukuki yarar ise HMK'nun 114/1.h maddesi uyarınca dava şartı olup, HMK'nun 115. maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir....
Mahkemece davalının 15.9.2009 tarihli icra dosyasına verdiği dilekçesinde sadece takip şekline itirazını bildirdiği, borca itiraz niteliğinde olmadığı, itirazın iptali davasının görülüp dinlenebilmesi için her şeyden önce usulüne uygun olarak bu icra takibine itiraz yapılmasının gerektiği, davalının borca itirazının bulunmaması nedeniyle davanın ön şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Borçlu takip dosyasına verdiği 15.9.2009 tarihli itiraz dilekçesinin başlangıç ve sonuç bölümünde “mal beyanım ve borca itirazımdır “ ifadesini kullandığı, 1.4.2010 tarihli celsede ise “davanın reddini talep ediyorum, ben borca itiraz etmedim, ben aslında mal beyanında bulundum, ben aslında bu borçta kefilim”şeklinde beyanda bulunmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2020 NUMARASI : 2019/827 ESAS- 2020/152 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 27. İcra Müdürlüğünün 2019/24577 E. sayılı dosyasında kambiyo takibi başlatıldığını, takip dayanağı senedin daha önce Antalya 2.İcra Müdürlüğünün 2018/9197 E. sayılı takibine konu edildiğini, takibe yapmış olduğu yetki itirazı üzerine Antalya 6....
Bununla birlikte icra takibine itiraz edilirken yetkiye de itiraz edilmiş, fakat yetkili icra dairesi gösterilmemiş olması nedeniyle icra dairesinin yetkisine itiraz usulüne uygun olmayıp, yerinde değildir. Bunun yanı sıra Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 50 nci maddesi, icra dairelerinin yetkisini düzenlemiştir. İtirazın iptali davası için İİK'nda özel bir yetki kuralı öngörülmemiştir. Bu nedenle, yetkili mahkeme, HUMK'nun 9 ncu ve devamı maddelerinde tanzim edilen yetki kurallarına göre belirlenecektir. Dolayısıyla, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılacağı gibi bir zorunluluk söz konusu değildir. Doğal olarak, icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması veya itirazın usulüne uygun olmaması yalnız takibin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olmasını gerektirmez....
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında davacı taşeron tarafından davalı yükleniciler aleyhine başlattığı icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davaya konu ----sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiş; borçlulardan -------icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, borca, ferilerine itiraz etmiştir. Diğer borçlu -------- yetki itirazında bulunmamış borca, faize, ferilerine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davasının süresinde açıldığı, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmiş olduğu görülmüştür.Taraf teşkili sağlanmış, teati aşaması tamamlanmıştır....
Mahkemece, toplanan delillere göre, mahkemenin yetki alanı içerisinde başlatılan bir icra takibi bulunmadığından davanın usul yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur....