-KARAR- Davacı vekili, davalılardan ....Ltd.Şti.ne diğer davalıların kefaleti ile kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 18.8.1998 tarihli ihtarname ile kat edilerek alacağın tahsili için 1998/6498 Esas sayılı icra takibi yapıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar savunmalarında, bankanın kredi hesabını usule aykırı kat ettiğini, alacağın teminat altında olduğunu beyan ederek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davalıların icra takibine kısmen itiraz ettikleri, benimsenen bilirkişi raporuna göre de davalılar ....Şti. ile...Ltd.Şti. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı banka tarafından 11.11.1998 tarihinde başlatılan icra takibinde borçlulara gönderilen ödeme emirleri tebliğ olunmadan iade edilmiştir....
Hukuk Dairesinin 2021/3492 Esas 2022/5025 Karar sayılı ve 20.06.2022 tarihli ilamt ile temyiz başvurusunun reddine karar verilerek kararın kesinleştiğini, İstanbul Tahkim Merkezinin ... sayılı kesinleşmiş kararının icra edilebilir olduğuna ve icra edilebilirlik şerhi verilmesini talep etmişlerdir. GEREKÇE: Dava; İstanbul Tahkim Merkezinin ... sayılı kesinleşmiş kararının icra edilebilir olduğuna ve icra edilebilirlik şerhi verilmesi talebinden ibarettir. Davacı vekili 16.11.2022 tarihli dilekçesi ile; davadan feragat ettiğini beyan etmişlerdir. HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Hükümleri uyarınca davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur. Bu durumda borçlunun bu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesi bu itirazı incelemekle görevlidir. Borçlunun borcunun olmadığına ilişkin ileri sürdüğü sebep, icra mahkemesinin görevini tayinde belirleyici bir unsur değildir. Mahkemece, İİK'nun 169/a ve 170/a maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi isabetlidir. Diğer taraftan davacı borçlu şirket tarafından verilen itiraz dilekçesinde, eski şirket yetkilisi olan M. Veysi Gücüm şirketi ve ortaklarını zor duruma sokmak amacıyla tek imza ile yetkili olduğu döneme ait geçmiş tarihli bono düzenleyerek imzalamış ise de, şirketin ticari defter ve kayıtlarında böyle bir borcun olmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiştir....
Noterliği'nin 07/06/2012 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesini tebliğ edildiğini, yasal süre içinde davalı tarafça fatura içeriğine itiraz edilmediğini, borçlunun itirazında haksız olup kötüniyetli olduğunu, icra takibini uzatmak amacıyla borca itiraz edildiğini belirterek borçlunun borca itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %40'ndan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketten teslim fişi karşılığında akaryakıt satın alan davalının, borcunu ödemediği gibi alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine mükerrer tahsilat amacıyla kötüniyetli olarak başlatılan icra takibine ve borca itiraz edildiğini, müvekkilinin borca karşılık senet verdiğini ve senedin icra takibine konulup, takip konusu borcun ödendiğini ve ibralaşıldığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....
Esas sayılı icra takip dosyasının UYAP üzerinden celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının .... İcra Müdürlüğünün 2021/... Esas sayılı icra takip dosyasında ihlalli geçişlerden kaynaklanan toplam 435,00-TL üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 07/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 09/07/2021 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, dava İİK'nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür....
İcra İflâs Yasası'nın 62/1. maddesi uyarınca "borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur" Aynı Yasanın 66/1. maddesine göre "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder"İİK. hükümleri gereğince, icra takibi sırasında borçlu tarafından, ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durur. Alacaklının, icra takibine devam edebilmesi için, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması gerekecektir. Bu dava borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Bu bir yıllık süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece, kendiliğinden gözetilecektir....
Maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca itiraz ile hacze ilişkin şikayettir....
Sayılı dosyası kapsamında icra edilebilirlik şerhi almak suretiyle İstanbul 34. İcra Müdürlüğü’nün 2019/26720 E. sayılı ilamlı icra takibi başlatılmış ve davalı tarafa icra emri tebliğ edildiğini, İşbu icra emrine rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, beyanla davalı Şirketin doğrudan doğruya İflasına, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....