İcra takibi ile borca itiraz üzerine icra mahkemesinde açılan itirazın kaldırılması davası, birbirini tamamlayan ve bütünlük arz eden takip hukuku işlemleridir. Tebligat Kanunu'nun 11.maddesi ve Avukatlık Kanununun 41.maddesine göre, vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. İcra takip dosyasında borca itiraz, borçlular vekili tarafından yapılmıştır. Bu durumda, dava dilekçesinin vekile tebliğ edilerek, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, asile tebligat yapılmak suretiyle, taraf teşkili sağlanmadan, davalı borçluların savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir. Ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur İİK'nın 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almaktadır. Borçlunun borca itirazlarını takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....
Borçlu, itirazında hiçbir sebep bildirmemişse, icra mahkemesindeki itirazın kaldırılması duruşmasında ancak, alacaklının dayandığı senet (belge) metninden anlaşılabilen (borca) itiraz sebeplerini ileri sürebilir. İtirazında sebep bildirmemiş olan borçlu, senet metninden anlaşılamayan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ileri süremez. Somut olayda; alacaklı tarafından senede dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçluların itiraz dilekçesinde borcun tamamına, işletilen faize, faiz oranına ve diğer tüm feriler ile dayanak belgeye itiraz ettiklerini beyan ederek borca itirazda bulunduğu, ancak borca itirazlarında sebep bildirmediği, alacaklının duran takibin devamını sağlamak için icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep ettiği, borçluların cevap dilekçesinde dayanak senedin teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü, takibe dayanak senette teminata ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvurusunda borca kısmi itirazını bildirdiği anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, aynı kanunun 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir....
İlk Derece Mahkemesince yapılan incelemede, davacıya icra ödeme emrinin 22/06/2020 tarihinde tebliğ olunduğu, davacının 5 günlük itiraz süresi içerisinde, 5. Gün Cumartesi gününe denk geldiğinden takip eden Pazartesi günü 29/06/2020 tarihinde icra takibine, borca ve imzaya itiraz davasını açtığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 168/5. maddesine göre borca itirazın beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir....
Bunun üzerine alacaklının İcra Hukuk Mahkemesinin itirazın kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının kesinleştiği tarihten başlayarak on gün içinde, yetkisiz icra dairesine başvurarak dosyanın yetkili icara dairesine gönderilmesini istemesi gerekir. Somut olayda, Mudanya İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibine karşı borçlu davalı İcra Dairesinde borca ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı Mudanya İcra Mahkemesinden yetki ve borca yapılan itirazın kaldırılması istemiştir. İİK'nın 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın Mudanya İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 21, 22 ve 23. (HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Mudanya İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip genel haciz yoluyla takipten farklı olup, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz ve 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi hakimi itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir. Aksi takdirde haciz dahil icra işlemlerine devam edilir. Borçlular tarafından İİK'nun 265. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı veren mahkemeye yetki itirazında bulunulmuş, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09.09.2013 tarihli ek kararı ile yetki itirazının kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Borçluların kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte süresinde imzaya ve borca itiraz etmesi takibin kesinleşmesine ve hacze engel değildir. Bu sebeple asıl icra takibine başlanmış olduğundan yapılan hacizler artık ihtiyati haciz değil kesin haciz niteliğindedir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; icra dosyasından tarafına kefil olarak ödeme emri düzenlenerek gönderildiğini, icra takibine konu edilen senet metnini incelediğinde böyle bir borcunun olmadığını ve senet metnindeki imzanın da tarafına ait olmadığını, takibe konu senet metnindeki imzaya, borca ve ferilerine itiraz etmek için mahkemeye başvurma zorunluluğu dogduğunu, Yapilacak imza incelemesi sonucu imzanın tarafına ait olmadığının ortaya cıkacağını, itirazın imzaya olması sebebiyle takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- KARAR - Davacı vekili, davalıdan olan alacaklarına ilişkin olarak icra takibine girişildiğini, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, para borcu olduğu için alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının açılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin ikametgahının .... olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin ..... İcra Dairesi ve Mahkemesi olduğunu, davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını, davacının tek taraflı fatura ve sevk irsaliyesi düzenlediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
. - K A R A R - Dava, Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yetki itizarının kabulü ile mahkemenin ve ... İcra Dairesinin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı tarafından başlatılan icra takibine karşı davalı-borçlu vekili vermiş olduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itirazla birlikte borcun esasına da itiraz etmiş açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkili olup, olmadığı üzerinde durularak, şayet icra dairesi yetkisizse davanın bu yönden reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....