DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının Gaziantep İcra Dairesi'nin 2021/43099 Esas sayılı dosyasından başlatmış olduğu icra takibine itiraz ettiğini, davalı tarafın icra takibine konu etmiş olduğu kambiyo senetlerinin davalının iş yerinde çalıştığı esnada kendine ait masanın çekmecesinden haberi olmadan alındığını, söz konusu senedin incelendiğinde senet üzerinde borç miktarı ile imza ve ödeme tarihinin şahsına ait olduğunu, senet üzerinde doldurulmuş olan diğer alanların davalının kendisi tarafından yazıldığını, davalı ile aralarında hiçbir borç ilişkisinin bulunmadığını, davalı ile aralarında işçi ve işveren ilişkisi dışında gerçekleşen herhangi...
Esas sayılı icra dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, yetki itirazı ile birlikte borca itiraz ettiklerini, bu itiraz neticesinde davacı icra dosyasını yetkili yer icra müdürlüğü olan Bakırköy İcra Müdürlüğüne göndermeden itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle de ortada geçerli ve yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili için icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı vekili tarafından icra dairesinin yetkisiz olduğu ve buna göre geçerli icra takibi bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK'nın 6. Maddesi gereğince kural olarak her dava açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ayvalık İcra Müdürlüğü’nün 2017/11135 Esas sayılı icra takibi ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibine dayanak ödeme emrinin muhtara 20.12.2017 tarihinde tebellüğ edildiğini, süresi imzaya, borca ve tüm fer’ ilerine ayrıca ve açıkça itiraz ettiğini, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine konu senetteki imzayı müvekkilinin incelediğini, senetteki imzanın müvekkili T1 ait olmadığını, müvekkiline ait imza örneklerinin ilgili kurumlardan celbini talep ettiklerini, imza örnekleri geldiğinde icra takibine konu senetteki imza ile karşılaştırılarak bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın tarafına ait olmadığının çok net anlaşılacağını, müvekkiline ait olmayan bu takibe dayanak bono da ki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini, haksız olan alacaklı-davalının asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve yine alacağın %10′ u oranında para cezasına hükmedilmesini talep ettiklerini, ayrıca bononun kambiyo vasfında...
İcra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla olayda İİK'nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16. maddesinin uygulama yeri yoktur. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur. Pek tabidir ki ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle mirasın reddi yoluna başvurulmuş olmakla, henüz yargılamanın devam ediyor olması durumunda, borçlunun mirası reddettiğini İİK'nun 62/1. maddesinde öngörülen yasal sürede icra dairesine itiraz olarak bildirmesi halinde itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi sırasında bu dava bekletici mesele yapılacaktır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2019/287 ESAS, 2020/666 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından T4 Şti.'ne izafeten davalı T4 San. T4 aleyhine icra takibi başlatıldığını, Nosa Denizciliğin icra takibine kendi nam ve hesabına itiraz ettiğini, icra müdürlüğünün asıl borçlu adına itiraz var gibi takibi durdurduğunu, takibin TTK 105. Maddesi uyarınca başlatıldığını, kendi adına itiraz eden acentenin itirazının geçersiz olduğunu, ödeme emrine asıl borçlu yönünden itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, 28/06/2019 tarihinde borçlu T4 Şti.'...
oranlar üzerinden işletilecek gecikme zammı uygulaması usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı kaçak olarak ----gibi yapılan icra takibine de itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, borçlunun haksız itirazının iptali ile alenen kötü niyetli olan borçludan %20'den az olmamak üzere tazminatı talep ve dava etmiştir....
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2016/12-453 KARAR NO : 2016/419 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ....İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/01/2016 NUMARASI : 2015/723-2016/37 DAVACILAR-BORÇLULAR : ...... ....... DAVALI-ALACAKLI : ........ Taraflar arasındaki "icra takibine itiraz (borca itiraz)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ......İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.02.2015 gün ve 2014/586 E. 2015/75 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay .....Hukuk Dairesi'nin 30.06.2015 gün ve 2015/8018 E. 2015/18476 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibine girişilmesi dava şartlarındandır. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibine karşı süresi içinde verdiği itiraz dilekçesi ile hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında ise, ayrıca mahkemenin yetkisine de itirazda bulunmuştur. Bu durumda, mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekirken, 05.03.2009 tarihli duruşmada verilen (1) nolu ara kararı uyarınca mahkemenin yetkisine yönelik itiraz incelenip reddedilmiştir. İcra dairesinin yetkisine yönelik itiraz konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Borca itirazın İİK'nin 169/a maddesindeki belgelerden biriyle ispatlanması mümkün olmakla değerlendirmenin icra mahkemesince yapılması gerektiği tabiidir. Somut olayda mahkemece Dairemizin bozma ilamından sonra bozma kararına uyulmasına karar verildiği halde, icra mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olduğu, icra takibine konu senedin teminat senedi olup olmadığı yönünde değerlendirme yapma yetkisine haiz olmadığı ve ihtilafın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/10339 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 19/12/2014 tanzim 30/05/2015 ödeme tarihli 13.280,00 TL bedelli, 19/12/2014 tanzim, 30/09/2015 ödeme tarihli 13.280,00 TL bedelli bonolara dayanılarak ilamsız icra takibine başlanıldığı, borçlunun süresinde bonoların tutarlarının tamamını elden ödediğini, alacaklıya hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek, borca ve faize itiraz ettiği, bonoların unsurlarının tam olduğu görülmüştür. İİK'nun 63. maddesi uyarınca itiraz eden borçlu itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerinin değiştiremez ve genişletemez....