Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; Askeri Mahkemece, sanığın kendisine tebliğ edilen emir hilafına hareket ederek hastaneye servis aracını beklemeden kendi imkanlarıyla gitmek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Bir emre aykırı davranışın emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturması için, bu emrin askerî hizmete ilişkin olması gerektiğinde hiçbir kuşku bulunmamaktadır. TSK İç Hizmet Kanunu’nun 6’ncı maddesine göre; “Hizmet”; kanunlarla nizamlarda yapılması veya yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir. 8’inci maddesine göre, “Emir”; hizmete ait bir talep veya yasağın sözle, yazı ile ve sair surette ifadesidir. 9’ncu maddesine göre ise, “Amir”; makam ve memuriyet itibariyle emretmek yetkisine sahip kimsedir....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 1- İcra kefili olan sanığın henüz kendisine icra emri gönderilmeden, dolayısıyla kefalet ve ödeme taahhüdünde bulunduğu borç nedeniyle hakkında kesinleşmiş icra takibinin bulunmadığı bir aşamada yaptığı ödeme taahhüdünü ihlâl etmesi eyleminin, ödeme şartını ihlâl suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde, 2- Kabule göre de, 2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 25/07/2012 tarihinde alınan taahhütnamede toplam faiz olarak 17.629,77 Türk lirası belirtilmiş ise de, bu faizin hangi dönemleri kapsadığı, icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi...
Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır. Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir....
Anılan ihbarnamede; 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 44. maddesi ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanuna 41. maddesinden sonra gelmek üzere 41/F maddesinin eklendiği, anılan maddenin 2. fıkrasındaki "Çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, üç günden on güne kadar disiplin hapsiyle cezalandırılır." düzenlemesiyle çocuk teslimi emrine aykırı hareket etme eylemi karşılığında disiplin hapsi cezası öngörüldüğü ve düzenlemenin 5395 sayılı Kanun kapsamına alınmasıyla bu konuda verilecek disiplin hapsi cezalarının görevli aile mahkemesince verileceği hususu ile 7343 sayılı Kanun'un 48. maddesinde 5395 sayılı Kanuna eklenen geçici 2. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşen ve 2004 sayılı Kanunun mülga...
(Askerî Yargıtay Daireler Kurulunun 25/03/1983 tarih ve 70-73 sayılı kararı) Elverişli/vahim eylemin diğer tabirle araç suçun, hazırlık hareketi aşamasından icra hareketi safhasına geçmesi, en azından teşebbüs boyutuna ulaşması, “amaçlanan sonucu doğurabilecek icra hareketi olarak belirginleşmesi gerekir.” (Yargıtay CGK'nun 09.02.2010 tarih ve 2009/9-103, 2010/22 sayılı kararı) Yargıtay tarafından da uygulanagelen (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 tarih ve 1-153/206 sayılı kararı vb.) objektif teori-Frank formülüne göre; Suçun kanuni tarifinde unsur veya nitelikli hal olarak belirtilmiş hareketlerin gerçekleştirilmesi halinde icra hareketlerinin başladığını kabul etmek gerekir....
İşte askerlik hizmetinin bu özelliğini nazara alan Anayasamız, “kanunsuz emir” kenar başlığını taşıyan 137. maddede, kanunsuz emrin yerine getirilemeyeceğini ve böyle bir emri alan memurun ne suretle hareket etmesi gerekeceğini belirttikten sonra “Askeri hizmetlerin görülmesi… için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır” dediği gibi, AsCK da amir tarafından verilen emrin yerine getirilmesine ilişkin olmak üzere, şöyle bir hüküm sevketmiştir: “Hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse, bu suçun işlenmesinden emir veren mesuldür....
İcra Müdürlüğü’nün 2006/12102 takip sayılı dosyası ile başlatılan takipte borçlu şirketin adresinin "... Caddesi no:4 Kayseri" olarak gösterildiği, ödeme emrin de borçlu şirketin "... Caddesi no:4 Kayseri" adresinin üzeri çizilerek "..." adresinde 7.9.2006 tarihinde ...'a tebliğ edildiği, haczin 15.3.2007 tarihinde "... Caddesi no:4, Kayseri" adresinde borçlunun yokluğunda ve işyerinde (Ü.K) ... Giyim Limited Şirketi temsilcisi ... huzuru ile yapıldığı, (Ü.K) şirket yetkilisinin borçlu şirketle ilgisinin olmadığını belirterek istihkak iddiasında bulunduğu, İcra Müdürlüğünce davacı alacaklıya dava açması için İİK. 99. Maddesine göre 30.3.2007 de tebligat çıkarıldığı, 13.4.2007 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 17.4.2007 tarihinde süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Haczin yapıldığı adresin, davalı borçlu şirketin 3.3.2006 nakil tarihinden önceki Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirdiği adres olduğu açıktır....
, müvekkiline gönderilen hatalı (Örnek 4- 5) icra emri ile huzurdaki takipte düzenlenmesi ve gönderilmesi gereken doğru (Örnek 2) icra emri arasında, gerek emrin muhatabı borçlunun yükümlükleri gerekse başvuru yolları yönünden fark bulunduğunu, bu haliyle, kanuna ve kamu düzenine aykırı olarak düzenlenen icra emrinde belirtilen işlemin icrası ve ifasının, tereddüt yarattığını bu nedenlerle kararın kaldırılması ve şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İş Mahkemesi Dava, ödeme emrin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Ceza Dairsinin 21/10/2019 tarihli ve 2019/33095 esas, 2019/13121 sayılı kararında belirtilen; ''Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 06.06.2013 tarihli, 2013/78 esas ve 2013/70 karar sayılı kararı ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin 13.03.2014 tarihli, 2013/770 esas ve 2014/358 karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, "Emre İtaatsizlikte Israr" suçunun oluşması için; 1-) Üst veya amir tarafından hizmete ilişkin bir emrin verilmesi, 2-) Astın ise bilerek ve isteyerek; a) Emri hiç yapmaması veya b) Emrin yerine getirilmesini söz veya fiiliyle açıkça reddetmesi yada c) Emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmemesi gerekli'' şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, Dosya kapsamına göre, ... Kuvvetleri Komutanlığı 11. Komando ... 1....