Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ağır Ceza Mahkemesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Anayasayı İhlal, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 30/4 maddesinin atfı gereği 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/3-d maddesi uyarınca ''sanıkların işlediği fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmelerine rağmen esasen hukuk düzeninde kabul edilmeyen 'konusu suç teşkil eden emrin ifası'nın askeri hiyerarşi içerisinde mutlak itaat ve emrin muhtevasını sorgulayamama ilkelerinin sonucu olarak bağlayıcı olduğu hususunda kaçınılmaz bir yanılgıya düştükleri, dolayısıyla hukuka uygunluk nedenlerinin varlığında kaçınılmaz bir yanılgıya düştükleri''nin sabit olduğu gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına, Kasten Öldürme ve Kasten Öldürmeye Teşebbüs suçlarından ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-b maddesi gereğince anılan suçları işlemediğinin sabit olduğu gerekçesiyle beraatine...

    Hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler bir aydan bir seneye kadar, emrin yerine getirilmesini söz veya fiili ile açıkça reddeden veya emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmeyenler, üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. 2. Yukarıki fıkrada yazılı suçlar seferberlikte yapılırsa beş ve düşman karşısında yapılırsa on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur." şeklinde düzenlenmiştir. Maddede düzenlenen eylem, yetkili amir tarafından verilen ve hizmete ilişkin olan emrin hiç yapılmaması, yerine getirilmesinin söz veya fiil ile açıkça reddedilmesi veya emir tekrar edildiği hâlde yapılmamasıdır. Emre itaatsizlikte ısrar suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Aranan kast bakımından genel kast yeterli olup faili emre itaatsizliğe götüren bir saikin bulunması gerekli değildir. Eyleminin emre itaatsizlik olduğunu bilmesi ve hareketi yaparken istemiş olması yeterlidir....

      Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile "uzman çavuş, uzman onbaşı ve uzman er rütbelerinde olan sanıkların, ilgili birimlerden FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklarının ve bağlantılarının olup olmadığı araştırıldıktan ve sanıkların işledikleri fiilin bir haksızlık teşkil ettiğini bilmelerine rağmen esasen hukuk düzeninde kabul edilmeyen “konusu suç teşkil eden emrin ifası” nın, askeri hiyerarşi içinde mutlak itaat ve emrin muhtevasını sorgulayamama ilkelerinin sonucu olarak bağlayıcı olduğu hususunda kaçınılmaz bir yanılgıya düşüp düşmediklerinin, bilgi düzeyleri, gördükleri eğitim, yaşları, rütbe ve görevleri, içinde bulundukları sösyal ve kültürel çevre koşulları gibi kriterler muvacehesinde suç tarihi itibariyle yaşanan kalkışmanın olağanüstü şartları da dikkate alınarak değerlendirilmesi, mevcut irade ve bilgilerini, eylemin haksızlığını algılama, davranışlarını bu algılama doğrultusunda yönlendirme ve böylece haksızlığı tercih etmeme bakımından kendilerinden beklenebilen...

        Dosyada ihbar üzerine yapılması istenen fiziki takip kararının, yazılı emrin bulunmadığına, 6. ...'un mahkemedeki beyanlarının mahkemece değerlendirilmediğine, 7. Sanık hakkında tüm lehe hükümlerin uygulanarak cezasında indirim yapılması gerektiğine, 8. Re'sen gözetilecek diğer nedenlere ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü 18.08.2018 günü fiziki takipte... ve...'nın araç ile yanlarına gelen sanıkla araç sürücü camından karşılıklı olarak birbirlerine bir şeyler alıp verdikleri görülerek...'nın yere attığı 2 klipsli poşet içinde daralı 1.20 gr ve 1.45 gr gelen sentetik kannabinoidler grubunda yer alan 5F-ADB etken maddesini içeren maddenin ele geçirilmesi, ...'...

          Anılan maddeler uyarınca arama kararında; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, aranılacak eşyanın elde edilmesi halinde el konulup konulmayacağı hususlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir....

            dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirkette 2015 yılının 4. ayından itibaren Haber Yönetmeni olarak çalışmakta olduğunu, davacının davalı şirketteki tek kadın haber müdürü olduğunu, davacının çalıştığı süre içerisinde davalı işveren ile hiç sorun yaşamadığını, işin gerektiği gibi yaptığım ve sorumluluklarını yerine getirdiğini, davalı işyerinde küçülmeye gidilmesi sebebiyle iş akdi feshedilen davacıya bu durumun hiçbir ihbar kurallarına uyma gereği duyulmadan 09.03.2016 tarihinde yayın saati görevini tamamladıktan sonra İnsan Kaynaklan Bölümü tarafından haber verildiğini, bu duruma şok olan ve inanamayan ve ayrıca ne tepki vereceğini bilemeyen davacının önüne başka bir evrak daha konularak o evrakı imzalamasının istendiğini, etraflıca okuma fırsatı olmayan ancak “sağlık problemlerim yüzünden kendi isteğimle ayrılıyorum” kısmım gören davacının bu evrakı imzalamayacağım belirttiğini ve sorumlu genel müdür Murat Çiçek’e durumu anlatmak için yanına gittiğini, genel müdürün davacıya emrin...

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/08/2022 NUMARASI : 2022/367 ESAS, 2022/815 KARAR DAVA KONUSU : ÖDEME EMRİN KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum tarafından müvekkiline gönderilen 2019/018635 ve 2019/018636 sayılı ödeme emirlerine konu borçtan sorumlu olmadığını ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre ödeme emrine konu alacakların zamanaşımına uğradığını belirtilerek dava konusu ödeme emirlerinin iptali etmiştir. Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davada Kurum tarafından tesis edilen idari bir işlem bulunduğu için ve niteliği gereği idari yargının görevli olduğu, davacının hak düşürücü süre içinde davayı açmadığını ve dava konusu ödeme emirlerinden sorumlu olduğunu belirterek davanı reddini savunmuştur....

            Sulh Ceza Mahkemesinin 11.07.2014 tarih ve 2014/3827 D.iş sayılı kararına istinaden belirtilen adresteki depoda yapılan aramada, katılan firmalar adına tescilli markaları taşıyan ve taklit oldukları bilirkişi raporu ile tespit edilen toplam 1356 adet parfümün ele geçirildiği, arama işlemine 11.07.2014 tarihinde saat 19:35’te başlanılıp; aynı gün saat 22:15’te son verildiği anlaşılmış olup; 5271 sayılı CMK’nun “arama kararı” başlıklı 119/2-c bendinde arama karar veya emrinde, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeye göre aramayı yapacak olan kolluk görevlilerinin arama emrinde yazan gün ve saat dilimi aralığında; arama tedbirini yerine getirmeleri gerekir. Somut olayda ise; İstanbul 3....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1394 KARAR NO : 2020/1251 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSTANBUL 14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2020 NUMARASI : 2017/619 ESAS - 2020/299 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin iptali - Alacak KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 05/10/2015 tarihinde Kaldıraçlı Varlık Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı şirketin hesabına 71.400 USD gönderildiğini, davacının emir ve talimat vermek istediğinde şirket tarafından uzman bir rehber görevlendirileceğini, eğer verdiği emrin zarar etmesine sebep olacaksa müdahale edeceklerini böylece davacının hiçbir kaybı olmayacağını ifade ettiklerini söylediğini, davacıya verilen şifre ile siteme giriş yapma imkanı tanındığını, uzman rehber görevlendirilmediğini, ortaya çıkan risklere karşı uyarılmadığını, bunun sonucunda da sürekli zarar ederek yatırmış olduğu parayı kaybettiğini...

              geçirildiği suç üstü hali bulunmayan olayda, dosya içerisinde hiçbir arama kararı veya yazılı arama emri bulunmadığı; suça konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesinden önce sanıkla ilgili olarak suç şüphesinin ve emarelerinin ortaya çıktığı, bu durumda görevlilerce, 5271 sayılı Kanun'un 2/e, 161 ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun Ek 6 ncı maddeleri uyarınca derhal Cumhuriyet savcısına olayın haber verilip Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine devam edilmesi ve 5271 sayılı Kanun'un 116 ncı ve 119 uncu maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri veya Sulh Ceza Hakiminden alınacak adli arama kararı uyarınca sanığın üstünde ve eşyalarında arama yapılması gerektiğinin anlaşılması karşısında; usulüne uygun adli arama emri veya kararı almadan delil elde etmek amacıyla yapılan aramanın açıkça hukuka aykırı olup, bu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı, sonradan Cumhuriyet savcısından alınan yazılı emrin...

                UYAP Entegrasyonu