Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ......Geçişine Dair Kanunun 8/e maddesi uyarınca 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ile 3 yıllık geçici irtifak hakkının davacı idare adına tescili yerine, Hazine adına tesciline karar verilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)1 nolu bendindeki (daimi irtifak alanı) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı) ibaresinin yazılmasına, b)2 nolu bendinden (davacı) kelimesinden sonra gelen cümlenin çıkartılmasına, yerine (......
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. ...... niteliğindeki ...... ilçesi, ...... köyü, 522 parsel sayılı taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve boru hattı ...... dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden, davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ............
Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı Petrolün Boru Hatları ile Transit Geçişine Dair Kanunun 8/e maddesi uyarınca 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ile 3 yıllık geçici irtifak hakkının davacı idare adına tescili yerine, Hazine adına tesciline karar verilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)1 nolu bendindeki (daimi irtifak alanı) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı) ibaresinin yazılmasına, b)2 nolu bendinden (davacı) kelimesinden sonra gelen cümlenin çıkartılmasına, yerine (......
Köyü, 491 parsel sayılı taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının ......, ...... durumu ve boru hattı ...... dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden, davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ............
Üst hakkını bağımsız kabul edebilmek için de başkasına devrinin taraflarca kısıtlanmamış olması gerekir Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları, sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Türk Medeni Kanununun 827. maddesinde üst hakkı tesisinde resmi senet aranacağı hükme bağlandığından, üst hakkının ancak yukarıda açıklanan yöntemle resmi senetle kurulmasının mümkün bulunduğu duraksamasız kabul edilmelidir. Resmi senetten maksat ise, resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan sözleşmedir....
Arazi niteliğindeki Selim İlçesi, Eskigazi Köyü, 121 ada 17 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı Petrolün Boru Hatları ile Transit Geçişine Dair kanunun 8/e maddesi uyarınca 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ile 3 yıllık geçici irtifak hakkının davacı idare adına tescili yerine hazine adına tesciline karar verilmesi....
Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları, sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Somut olayda da; yukarıda açıklanan niteliklerde bir üst hakkı mevcuttur. Diğer irtifak haklarında olduğu gibi üst hakkı da sürenin sona ermesi ile veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olması ile terkin edilebileceği gibi Türk Medeni Kanununun 831. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık nedeniyle de terkini mümkündür....
Mahkemece, davacıya ait taşınmaz yararına, davalıya ait 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinden 06.08.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ve kırmızı renkle gösterilen 16 metrekarelik alandan üst hakkı kurulmuştur. Davacı taşınmazı yola cepheli olup, mutlak veya nispi geçit ihtiyacı içerisinde bulunmadığından davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, HUMK’nun 74. maddesi uyarınca hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Davacı gerek dava dilekçesinde, gerekse yargılama sırasında üst hakkı kurulması isteminde bulunmamıştır. Bu nedenle, mahkemece, davacının istemi bulunmadığı halde talep aşılarak üst hakkı kurulmasına biçiminde karar verilmesi de doğru değildir....
Arazi niteliğindeki taşınmaza ekilebilir net ürün gelirine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu daimi ve geçici irtifak alanlarının ölçekli kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi için fen bilirkişisinden ek rapor alınmadan, eksik inceleme ile ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması, 2)Davacı idarece taşınmaz üzerinde daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Tapu Kanununun 26. maddesinde de resmi senet düzenlemek suretiyle yapılacak işlemler arasında “üst hakkı irtifakı” da gösterilmiştir. Üst hakkının resmi senetle kurulması zorunluluğunun sonucu olarak üst hakkının devri işleminin de resmi senetle ve iradi olarak yapılması gerekir. Bütün bu açıklamalardan sonra görülüyor ki, müstakil ve daimi bir hak olarak tapunun ayrı bir sayfasına tescil edilmemiş irtifak hakkının devri mümkün olmadığı gibi, irtifak hakkı müstakil ve daimi hak olarak tapu siciline tescil edilmiş olsa dahi devri yine resmi sözleşme ile ve iradi olarak gerçekleştirilebilir. Orta yerde müstakil ve daimi hak olarak tapu kütüğüne ayrı bir sayfada tescili yapılmış üst hakkı bulunmadığı ve taraf iradeleri üst hakkının devri yönünde birleşmediği halde istemin reddi yerine yasa hükümleri bir yana bırakılarak hükmen devir kararı kurulması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....