Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl amme borçlusu şirketin sahip olduğu üst hakkına ait tapu kayıtlarının incelenmesinden, bu hakkın tapuda halen asıl amme borçlusu şirket adına kayıtlı bulunduğu, haktan kaynaklanan işletme hakkının devrinin hakkı sona erdirmeyeceği, üst hakkı üzerine haciz ve ipotek konularak paraya çevrilmesinin mümkün olduğu, üst hakkının karşılayacağı alacak miktarının üst hakkının kalan kullanım süresi ve taşınmazın değeri üzerinden yapılacak değerleme suretiyle belirlenebileceği, bu yol izlenerek üst hakkı üzerindeki rehin ve diğer hacizler de dikkate alınıp amme alacağının asıl amme borçlusu şirketten tahsil edilip edilemeyeceğinin ortaya konulmasının gerektiği, bu usule uyulmaksızın kanuni temsilci adına takibata geçildiğinden, asıl amme borçlusu şirket nezdindeki tüm takip yolları tüketilmeksizin düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir...
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı lehine 98 yıllığına üst hakkı tesis edildiğini, davalının teminat karşılığında tedbirin kaldırılması talebinin kabul edilebilmesi için tüm alacaklarının garanti altına alan bir teminat gösterilmesi gerektiğini, ayrıca ipoteğin tescilinin talep edildiği anda üst hakkı sahibi kimse ipotek hakkını tapuya tescil ettirme borcunun da ona ait olduğunu, davalının üst hakkı üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istemesi durumunda müvekkil birliğin 98 yıllık üst hakkı bedelini karşılayacak miktarda teminat göstermesi gerektiğini, 14.09.2021 tarihli red kararının itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Taraflar arasındaki dava, üst hakkından kaynaklanan kanuni ipotek (Tescil İstemli) istemine ilişkindir....
Türk Medeni Kanununun 831’inci maddesi hükmü uyarınca üst hakkı sahibi, üst hakkından doğan yetkilerini veya üst hakkı sözleşmesinden doğan bir borcu önemli ölçüde ihlal ederse, yüklü taşınmaz maliki üst hakkının kendine devredilmesini talep edebilir. Bu düzenleme ile hükmün sevk edilişindeki gerekçeler de nazara alındığında, üst hakkı ilişkisine son verilme imkanı sınırlandırılmıştır. Zira üst hakkı sahibinin, üst hakkından uzaklaştırılması sadece taraflar arasındaki ilişkinin ağır şekilde ihlal edilmesi halinde ve bir bedel karşılığında mümkündür. Bu bağlamda, Türk Medeni Kanununun 831’inci maddesi emredici nitelik taşır ve üst hakkı sahibinin bu hakkını kaybetmesine yol açabilecek borca aykırılık ve haklı nedenle fesih kurumlarına göre özel hüküm niteliğindedir. Üst hakkının süresinden önce devredilmesi istemi, üst hakkının sağladığı yetkilerin ağır şekilde aşılması veya üst hakkı sözleşmesinden doğan borçların önemli ölçüde ihlal edilmesi koşuluna bağlanmıştır....
Davaya konu 281 parsel sayılı taşınmaz üzerinde iki katlı bir bina bulunmakta olup, üst katı ev, alt katı atölye olarak kullanıldığı halde mahkemece üst katın ve alt katın kimler tarafından kullanıldığı tanıklardan açıkça sorulmamış, bu durum açıklığa kavuşmadan hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca binanın üst katının ve alt kattaki atölyenin kimler tarafından kullanıldığı tanıklardan sorulmak suretiyle açıkça saptanmalı, yukarıda değinilen ilkelere göre davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı kullanıldığı tespit edilirse davanın reddine, aksi halde şimdi olduğu gibi davanın kabul yoluna gidilmelidir. Eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
ın payı olan 2/4 oranındaki paya tekabül eden 2184 metrekarelik bölüme diğer davalı ... lehine 14.10.2009 tarihinde 99 yıllığına üst hakkı tesis edildiğini, ancak hakkından fazla yer kullandığını üzerine de muhdesatlar yaptığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yapılan muhdesatların yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının kayden paydaş olduğu çaplı taşınmaza davalı ...'nin lehine tesis edilen üst hakkından fazla yer kullandığının sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, muhdesatların yıkımına karar verilmiş, davalı ... hakkındaki davanın ise paydaş olması ve davacının payına karşılık ihtilafsız olarak kullandığı bölüm bulunması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Tarımı Geliştiren İşletmeler Anonim Şirketi lehine dava konusu taşınmaz üzerinde üst hakkı tesis edilmiştir. Üst hakkı, mülkiyet hakkından sonra sahibine en geniş yetkileri sağlayan bir ayni hak olmakla taşınmazın mülkiyet durumu ile niteliğini değiştirme talebine ilişkin bu davada üst hakkı sahibinin de davada taraf gösterilmesi zorunludur. Taraf koşulu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilmesi zorunludur (HMK 115/1). Taraf koşulu yerine getirilmeden işin esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, sözü edilen üst hakkı sahibi Berce Beraberce Tarımı Geliştiren İşletmeler Anonim Şirketi'nin davaya katılımı sağlanmalı, tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili olarak bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, yöntemince araştırma yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır....
Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı Petrolün Boru Hatları ile Transit Geçişine Dair kanunun 8/e maddesi uyarınca 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ile 3 yıllık geçici irtifak hakkının davacı idare adına tescili yerine hazine adına tesciline karar verilmesi. 3)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru olmadığı gibi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)1 nolu bendindeki (daimi irtifak alanı) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı) ibaresinin yazılmasına, b)2 nolu bendinden (davacı) kelimesinden sonra gelen cümlenin çıkartılmasına, yerine (......
Köyü, 370 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ......
Köyü, 866 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ......
İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkinin üst hakkı sözleşmesi olduğunu, davalı ile resmi şekilde üst hakkı sözleşmesi yapıldığını, üst hakkının halen devam ettiğini davalının bu üst hakkına dayalı olarak taşınmazları ipotek ettirdiğini, davalının taşınmazı malik gibi tasarruf ettiğini belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi talep etmiştir....