Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve tarafların babasının 1993 yılında yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açıldığını, vasiyetnamenin iptali için açılan dava ile farklı bir davanın konusu olabilecek olan ölüme bağlı tasarrufun iptali içinde bir kararı usulsüz olarak almak istediklerini, ölüme bağlı tasarrufu yapan murisin babasının 2009 yılında öldüğünü, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından açılan davanın hangi talepleri içerdiğinin açık olmadığını, vasiyetnameyi düzenlenen murisin iradesini zadeleyen hiçbir zorlama baskı, hata veya korku halinin söz konusu olmadığını, rapor ile vasiyetname arasındaki 2 günlük farkın da noter tarafından verilen randevudan kaynaklandığını, davacı tarafından vasiyetnamenin iptalini gerektirecek delilleri sunması ve bu hususu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Ölüme bağlı tasarrufun ifasının mümkün olmaması, vasiyet konusunun vasiyetçiye ait olmaması ise bir iptal sebebi oluşturmaz. Vasiyetnamenin ifa imkansızlığının vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik olarak açılacak olan davada (TMK.m. 600) değerlenlendirilebilir. TMK.nun 557.maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak açıklanmıştır....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Ada No;66 Parsel No:47 sayılı taşınmazın, muris tarafından Sorgun Noterliği'nin 06/08/1996 tarih ve 5423 yevmiye sayılı vasiyetnamesi ile davalıya temlik edildiğini, ancak vasiyetnamenin davalının yanıltma ve aldatması ile tanzim edildiğini, bu nedenle vasiyetnamenin iptali ile vasiyetname konusu taşınmazın tapusunun müvekilinin veraset hissesi oranında iptali ile müvekili adını tescilini, vasiyetnamenin tamamen iptali mümkün olmadığı takdirde vasiyetname ile müvekkilinin mahfuz hissesini aşar şekilde ölüme bağlı tasarruf yapıldığı için vasiyetname konusu taşınmazın tapusunun mahfuz hissesi oranında iptali(tenkisi) ile müvekkil adına tescilini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine ilişkin karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihine en yakın tarihteki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Mahkemece murisin vasiyetname tarihinde ehliyetli olmasından ötürü vasiyetnamenin iptali isteminin reddine tenkis istemi yönünden de vasiyet alacaklısı tapu maliki olmadığından tenkis isteminin de reddine karar verilmiştir. Mahkemece vasiyetnamenin iptali açısından yapılan araştırma ve değerlendirmeye göre red kararı isabetlidir. Ancak tenkis istemi yönünden mahkemece tenkis araştırması yapılmış 12/12/2019 tarihli tenkis bilirkişi raporunda davacıların saklı paylarının 1/12 olup saklı pay tecavüz değerinin davacı başına 6.735,80TL olduğu bilirkişi tarafından belirtilmiştir....
-KARAR- Dava, tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Ancak, miras bırakan çekişme konusu taşınmazın temlikini satış suretiyle gerçekleştirmiştir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 560 ila 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davası, murisin bağış gibi sağlar arası, miras mukavelesi veya vasiyet gibi ölüme bağlı tasarruflarının söz konusu olduğu durumlarda dinlenebilir. Oysa, eldeki davada, murisin yaptığı temlik ne sağlar arası tasarruf ne de ölüme bağlı tasarruf olmadığına göre tenkis davasının dinlenmesine olanak yoktur. O halde, yerel mahkemenin davanın reddine dair kurduğu hüküm bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.75.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Noterliği’nin 25/08/2009 tarih ve 3.../2009 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptaline karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;muris tarafından ...’da tanzim edilen vasiyetnamenin iptali,olmaz ise tenkisi ist...e ilişkindir. Hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukuna veya o hukuki işl... esası hakkında yetkili olan hukukun maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. (MÖHUK madde7 ) Yine, 5718 sayılı MÖHUK'nun “miras” başlıklı 20.maddesinin 4.bendi “ölüme bağlı tasarrufun şekline 7.madde hükmü uygulanır. Ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir” şeklindedir. 5718 sayılı ... 20/4.maddesi ve 7.maddesi düzenlemeleri karşısında, bir ölüme bağlı tasarruf şekli olan “vasiyetnamenin” yapıldığı ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun olarak yapılmasının mümkün olup; ölenin milli hukuku, vasiyetnamenin yapıldığı yer hukukunun bir alternatifi olarak düzenlenmiştir....
DAVA TÜRÜ :Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 S.K. md.17) Taşınmazların bölünmezliği 03.06.2004 tarihinde belirlendiği halde tercih hakkı 21.06.2001 tarihinde kullandırılmış, davalılardan ...e ise tercih hakkı kullandırılmamıştır. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, mirasbırakana veya aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülükleri önemli ölçüde yerine getirmemesi halinde mirasbırakanın yapacağı ölüme bağlı tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkartabilir. Mirasçılıktan çıkartılan (ıskat edilen) kimse mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Ölüme bağlı tasarrufta mirastan çıkarma sebebi gösterilmişse ıskat geçerlidir. Mirastan çıkarma sebebinin varlığını ispat etmek çıkarmadan yararlanan mirasçıya ait bulunmaktadır. TMK'nın 512/3. maddesinde "Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur" düzenlemesine yer verilmiştir....