Sayılı kararı) Kabule göre de; Tenkis istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2019 NUMARASI : 2018/189 ESAS - 2019/299 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin İptali-Tenkis KARAR : Taraflar arasında görülen Vasiyetnamenin İptali-Tenkis davası sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik davalar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının ortak murisi Tacettin Aygün'ün 29/01/2015 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacılar ile davalının kaldığını, muris Tacettin Aygün'ün vefatından sonra murisin el yazılı vasiyetnamesinin Düzce 2....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve tarafların babasının 1993 yılında yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açıldığını, vasiyetnamenin iptali için açılan dava ile farklı bir davanın konusu olabilecek olan ölüme bağlı tasarrufun iptali içinde bir kararı usulsüz olarak almak istediklerini, ölüme bağlı tasarrufu yapan murisin babasının 2009 yılında öldüğünü, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından açılan davanın hangi talepleri içerdiğinin açık olmadığını, vasiyetnameyi düzenlenen murisin iradesini zadeleyen hiçbir zorlama baskı, hata veya korku halinin söz konusu olmadığını, rapor ile vasiyetname arasındaki 2 günlük farkın da noter tarafından verilen randevudan kaynaklandığını, davacı tarafından vasiyetnamenin iptalini gerektirecek delilleri sunması ve bu hususu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, 21.05.2004 tarihli resmi vasiyetnameyi düzenleyen resmi memurun (yeminli başkatibin) imzası bulunmadığı gibi, 1.sayfada başkatibin ismi yerine noterin isminin yazılması nedeniyle vasiyetnamenin TMK.'nun 557. maddesi gereğince iptali gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkisi talep edildiğine göre; TMK.'nun 560 vd. maddeleri gereğince tenkis yönünden inceleme yapılması ve bunun için öncelikle murisin ölüme bağlı tasarruf ile temlik ettiği taşınmazlarla birlikte temlik dışı bütün taşınmazların araştırılarak ve değerlerinin tespiti yönünden keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda sabit tenkis oranı belirlendikten sonra tenkis ile ilgili karar verilmesi gerekirken, bu konuda inceleme yapılmadan talebin reddine ilişkin hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil; tenkis ve vasiyetnamenin tenfizi istemlerine ilişkin davaların yapılan yargılama sonunda yerel mahkemece asıl (2008/116 Esas) ve birleşen (2008/206 esas, 335 Esas) davaların reddine, birleşen 2008/220 esas sayılı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davanın (2008/116 Esas) davacıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tscil olmadığı taktirde tenkis, birleşen 2008/206 Esas ve 2008/335 Esas sayılı davalar vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde tenkis, birleşen 2008/220 esas sayılı dava ise vasiyetnamenin tenfizi isteklerine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin geçerli olduğu, iptali gerektiren bir neden bulunmadığı, davacının terditli olarak açtığı tenkis talebi gereğince davacının saklı pay hisse bedelinin 868.551,55 TL olduğu, davalı tercih hakkını bedel ödemekten yana kullandığından bu tutarın davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle vasiyetnamenin iptali talebinin reddine; tenkis talebinin ise kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Murisin vasiyetnamelerin düzenlendiği tarihte ayırt etme gücünün olumsuz etkilendiği ileri sürüldüğüne göre, murisin tüm hastane kayıt ve belgeleri, varsa film ve grafileri, raporları getirtilip, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 2- Tenkis istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bilindiği gibi; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır. Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir. Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır. Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir....