nun 512/son maddesi gereğince, mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payı dışında (tasarruf nisabı oranında) yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeden mahkemece davanın reddedilmesi bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ Davacı tarafından davalı aleyhine açılan vasiyetnamenin iptali davasının yapılan yargılamasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davacı tarafından süresinde temyizi üzerine dosya ve raportör üyenin raporu incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan daire bozma kararına uyulmak suretiyle orada belirtilen doğrultuda işlem ifa edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olduğu gibi, ölünceye kadar bakma akti ile yapılan temlikin ivazlı (bakım karşılığı) olduğu, sağlan arası veya ölüme bağlı tasarruf niteliği taşımadığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2013 gününde verilen dilekçe ile ölüme bağlı tasarruf (vasiyetnamenin iptali) talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.06.2013 tarih ve 2012/436 Esas - 2013/240 Karar sayılı dosyanın gerekçeli karar suretinin getirtilerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 04.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira, tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin ..., ... ve ... bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlararası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli (kesirli) bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. Bu hukuki işleme "mirasçı atama (nasbı)"; böyle bir işlemle mirasçılık sıfatını kazanan kişiye de "atanmış (mansup) mirasçı" denir. Buna karşılık, belirli (muayyen) mal bırakma, ölüme bağlı bir tasarrufla, murisin, bir kişiyi, onu mirasçı olarak atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Kendisine bu şekilde menfaat sağlanan (kazandırmada bulunulan) kişiye "belirli mal bırakma vasiyeti alacaklısı" ya da kısaca "vasiyet alacaklısı eski deyimle (musaleh)" denilmektedir. Bir ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması mı yoksa belirli bir mal bırakma vasiyetini mi içerdiğinin belirlenmesinde murisin gerçek iradesi esas alınmalıdır....
TMK'nun 504. maddesinin birinci fıkrasına göre; “mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.” Ölüme bağlı tasarruflar mahiyetleri icabı, bunları yapanın, ölümünden sonra hüküm doğuran hukuki işlemlerdir. Bunun sonucu olarak da, muris hayatta olmadığı için amacı ve hükümleri ancak yorum ile belirlenebilir. Kural olarak, murisin ölüme bağlı tasarruflarını iptal etmekten veya hükümsüz saymaktan çok, bunları muhafaza etmek, vasiyetçinin iradesine ve isteğine daha uygun düşer....
Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi mirasbırakana veya aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülükleri önemli ölçüde yerine getirmemesi halinde mirasbırakanın yapacağı ölüme bağlı tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkartabilir. Mirasçılıktan çıkartılan (ıskat edilen) kimse mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası da açamaz. Ölüme bağlı tasarrufta mirastan çıkarma sebebi gösterilmişse ıskat geçerlidir. Mirastan çıkarma sebebinin varlığını ispat etmek çıkarmadan yararlanan mirasçıya ait bulunmaktadır. TMK'nın 512/3. maddesinde "Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur" düzenlemesine yer verilmiştir....
Diğer hukuki işlemlerde bu aykırılıklar kesin hükümsüzlük sebebi iken, mirasbırakanın iradesine saygı göstermek isteyen mirasçılara imkân tanınması maksadıyla iptal ile sakat olsa dahi bir ölüme bağlı tasarruf mahkeme kararı ile iptal edilmediği sürece geçerli olup, geçerli bir ölüme bağlı tasarruf gibi hüküm ve sonuçlarını doğurur. Mahkemece ölüme bağlı tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için bir iptal davası üzerine yapılan yargılamada iptal sebebinin varlığının sabit olması zorunludur. Verilen bu iptali kararı ile ölüme bağlı tasarruf geçmişe etkili olacak şekilde yani mirasın açıldığı günden itibaren hükümsüz hale gelir. Bu durumda ölüme bağlı tasarruf hiç yapılmamış hale gelir. İptale ilişkin karar yenilik doğurucu bir hükümdür....
Sağlar arası veya ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı pay sahibi mirasçının saklı payına el atıldığı takdirde, yapılan o tasarruf, tenkis davası yolu ile saklı paylı mirasçının saklı payı sağlanıncaya kadar indirime tabi tutulacaktır. Başka bir anlatımla; saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı paylarına el atması halinde onun, ölümünden sonra bu el atmanın ortadan kaldırılmasını, saklı paylarının tamamlanmasını talep ve dava edebileceklerdir. İşte, bu tür davalara da tenkis davası denilmektedir. O halde tenkis davası, miras bırakanın sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruf veya tasarruflarıyla, tasarruf edilebilir kısmı aşması halinde, bu tasarrufların, tasarruf edilebilir kısım oranına indirilmesini temin eden hukuki bir olgudur (TMK. md. 560-son)....
Taraflar arasındaki mirsaçılıktan iskatın iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17/05/2021 gün ve 2018/3342 Esas, 2021/3230 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, vasiyetname yolu ile mirasçılıktan çıkarmaya (ıskata) ilişkin ölüme bağlı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacı vekili, mirasbırakan ...'ın davacıyı Yatağan Noterliğinin 27.10.2004 tarih ve 8488 yevmiye numaralı vasiyetnamesiyle mirasından ıskat edildiğini belirterek, bahsi geçen ölüme bağlı tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilk olarak davanın reddine karar verilmiş; hükmün Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.11.2013 tarihli, 2013/1906 Esas, 2013/25049 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir....