Mirasçılıktan çıkarma ölüme bağlı tasarruf ile yapılır. (TMK. m. 510/1). Davacının usulüne uygun bir mirasçılıktan çıkarma tasarrufu yoktur.Davanın bu nedenle reddi gerekirken, ispatlanamadığından bahisle reddi usul ve yasaya aykırı ise de sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Sonucu itibariyle doğru olan hükmün gösterilen nedenle ONANMASINA,aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.03.2007...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mersin 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 25.06.2009 gün, 2009/5520-11012 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 18.03.2009 gün, 2009/2482-3369 sayılı, 8.Hukuk Dairesinin 20.02.2009 gün, 2009/772-992 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ölüme bağlı tasarruf nedeniyle tenkis istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 22.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Bu hükme göre, bir yıllık süre, vasiyetname ile yapılan ölüme bağlı tasarruflarda vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren, sağlararası teberrularda ise, mirasçının saklı payının zedelendiğini öğrendiği andan itibaren işlemeye başlayacaktır. Yasada öngörülen bu süre hak düşürücü nitelikte olup, davalı tarafından ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınır. Olayda mirasbırakan 15.7.2005 tarihinde vefat etmiştir. Davalılara, ölüme bağlı tasarrufla teberruda bulunmuştur. Vasiyetname 15.11.2005 tarihli kararla açılıp okunmuştur. Bu dava ise, mirasçıya tanınan bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 22.1.2007 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından bu sebeple reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Özel olarak iskata itiraz nedenleri: Cezai (olağan) iskatın hükümsüz kılınması konusunda ölüme bağlı tasarrufun genel olarak hükümsüzlüğü yanında Medeni Kanunun 512.maddesinde belirlenen bazı özel durumlarda mirasdan iskat edilen mirasçıya, iskata ilişkin ölüme bağlı tasarrufa itiraz ederek onu kısmen veya tamamen etkisiz bırakma imkanı tanınmıştır. İskat edilen mirascı, bu itirazını duruma göre tenkis veya iptal davası açmak suretiyle gerçekleştirir....
KARŞI OY YAZISI Ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetname, ölüm halinde hukuki sonuç doğurur. TMK'nun 542-544.maddelerindeki düzenlemeye göre, mirasbırakan yeni vasiyetname düzenleyerek ya da öncekini yok ederek veya ilk vasiyetnameden sonra yapacağı sağlararası bir tasarruf ile ölümüne kadar her zaman vasiyetnameden dönebilir. Vasiyetten dönmenin gerçekleşmesi için, sonraki sağlararası kazandırmanın geçerli bir satışa dayanması gerekir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları da bu şekildedir. Sayın çoğunluk ile bu konuda düşünce farklılığımız yoktur. Ancak, somut olayın özelliği vardır. Somut olayda; mirasbırakan önce davaya konu vasiyetname ile maliki olduğu evi karşılıksız (ivazsız) olarak doğrudan muayyen mal vasiyeti ile davacıya bırakmış, yine aynı vasiyetname ile başka taşınmazını da mirasçısı ...'a vasiyet etmiştir....
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi bakımından işlemin TMK'nun 514. maddesinde düzenlenen ölüme bağlı bir tasarruf olmadığı, bu sebeple TMK'nun 557/2.maddesi gereğince iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, tenkis isteği bakımından davacının saklı payına tecavüz edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle çekişmeli ½ pay muris tarafından 1997 yılında bağış suretiyle devredilmiş olup bağış geçerli işlemlerden olduğundan tapu iptali ve tescil koşullar oluşmamıştır....
İptale tabi ölüme bağlı tasarruf işlemi, Medeni Kanun'da aranan geçerlilik şartlarını taşımamaktadır. Şekil şartlarına uygun olarak yapılmayan vasiyetname, tasarruf işleminin yapıldığı anda vasiyet edenin/murisin ayırt etme gücünden voksun olması, fiil ehliyetinin bulunmaması nedeniyle TBK m.27'de ver alan açık ve emredici hüküm gereg 1 kesin olarak hükümsüzdür. Ehliyetsizlik nedeniyle en başından itibaren geçersiz olan bu vekaletname TMK m.557 uyarınca iptale tabidir. Kanunun açık hükümleri ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gözetilerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmelidir. Ehliyetsizlik kamu düzenine ilişkin bir husus olup resen araştırılması gereken bir konudur....