Tapusuz taşınmazlarda zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir şekilde biçim koşuluna bağlı değildir. Bu nedenle gizlenerek yapılan bağış niteliğindeki tasarruflar geçerlidir. Bu tür durumlarda 01.04.1974 tarih ½ sayılı İBK’nın uygulanma yeri yoktur. Yukarıdaki açıklama karşısında somut olaya gelince; çekişme konusu tapusuz dükkan hakkında muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davanın dinlenilme olanağı yoktur. Ne var ki; davacı taraf terditli olarak tenkis isteğinde bulunmuştur. Tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belilenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565.maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
ASLİYE HUKUK TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2013/156 ESAS 2020/131 KARAR DAVA KONUSU : Ölüme Bağlı Tasarruf (Tenkis) KARAR : İstinaf yoluna başvuran tarafın/vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/156 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 18/02/2020 tarih ve 2020/131 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....
gerektiğinin amaçlanmış olmasına rağmen kanun maddesinin amacının dışına çıkılarak bir ölüme bağlı tasarruf yapılmasının hukuk düzeninin korumaması gerektiğini, ihtilaf konusu vasiyetnamede muris muvazaasının varlığının somut olgular neticesinde ortaya çıktığını, doktrin ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları nazara alındığında vasiyetçinin, mirasçılarının saklı pay kurallarına uymak suretiyle serbestçe vasiyetname yapabileceğinin kabul edilmiş olmasına rağmen bu hakkın kullanılmasında kötü niyetli davranışlar içerisine girilmesini hukuk düzeni korumaz ve korumaması gerektiğini, bu olaylar ışığında söz konusu ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetname ve ayrıca Tunceli Kadastro Mahkemesi'nin 2007/246 Esas 2013/63 Karar sayılı kararı ile müteveffa T9'ın ölümü dolayısıyla mirasçılarına intikal eden Tunceli ili Atatürk Mahallesi 112 ada, 13 numaralı parsele ait T9'a düşen hisselerinin yapılan tescilinin ve Tunceli ili, Atatürk mahallesi, 1629 ada 2 parsel, 1625 ada 1 parsel, 1628 ada 1 parsel, 1705...
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nın 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak almanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Mahkemece, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ölüme bağlı tasarruf olmayıp sağlararası yapılan karşılıklı kazandırıcı bir sözleşmedir. Borçlar Yasasının 512.maddesi gereği şekil açısından her ne kadar ölüme bağlı tasarruf hükümlerine tabi olsa da, borçlar hukuku niteliği taşımaktadır. Sözleşmenin ifası açısından bakım alacaklısının mülkiyeti devir borcu vefatı nedeniyle mirasçılara geçmiştir. Dolayısıyla bu açıdan sözleşmenin ifa edileceği yer taşınmazların bulunduğu yer olduğundan taşınmazların bulunduğu mahal mahkemenin de ...Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine” gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ... ve ... Noterliğinde düzenlenen iki adet ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Ölünceye kadar bakma akdinde alacaklı ivaz olarak mevcut mal varlığını veya bu mal varlığından bir kısım mal ve haklarını bakım borçlusuna devretmek borcunu üzerine alır....
Sayılı kararı) Kabule göre de; Tenkis istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
Tenkis davasının konusu murisin saklı payı zedeleyen bir veya birden fazla kazandırmalarıdır. Bir kimsenin karşılık almaksızın bir başkası yararına malvarlığı hak ve alacaklarından temin ettiği hukuki işlemlere kazandırma, bağış denir. Muris bu kazandırmaları ölüme bağlı tasarruf ile ya da sağlararası işlemlerle yapabilir. Tenkis davası mirasbırakanın malvarlığında tasarruf edilebilir kısmı aşkın kazandırmalarının tasarruf edilebilir orana indirilmesini temin eden önceye etkili yenilik doğurucu bir dava türüdür. TMK’nın 571. maddesine göre, tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamenin açılma tarihinden, diğer tasarruflarda ise mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir yıllık süre, tenkis davası açmaya hakkı olan mirasçının saklı payına tecavüz edildiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ÖLÜME BAĞLI TASARRUF YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava ve birleşen dava, vasiyetnamenin geçersizliğinin tespiti, tapu iptal tescil, tenkis isteklerine ilişkin olup, mahkemece hükme esas alınan kararın temyiz incelemesinin Yüksek 3.Hukuk Dairesi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,13.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....