Bilindiği üzere, TMK 565/1. maddesine göre ölüme bağlı tasarruflar mutlak olarak tenkise tabi olup, davacıların vasiyetname ile saklı paylarının ihlal edildiği saptanmak suretiyle tenkis bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik yokkur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine. Ne var ki; eldeki davanın, davalı ...’e’e hem asaleten hem de küçük ...’a velayeten açılması, tenkise tabi 12.06.2009 tarihli vasiyetnamenin ise yalnızca davalı ... lehine düzenlenmiş olması karşısında tenkis bedelinin yalnızca davalı ...’dan tahsiline karar verilmesi gerekirken anılan vasiyetnamede lehine tasarrufta bulunulmayan davalı ...’in de tenkis bedelinden şahsen sorumluluğuna karar verilmesi doğru değildir....
O halde mahkemece yapılacak iş; TMK’nın 512/3. maddesi gereğince, mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun; murisin tasarruf nisabı oranında geçerli olduğu göz önünde bulundurularak, davaya tenkis davası olarak devam etmek, murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin belirlenmesinden sonra uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmak olmalıdır. Mahkemenin bu yönü gözardı etmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/192 Esas, 2021/371 Karar sayılı kararında: Davanın ölüme bağlı vasiyetnamenin tenkisi davası olduğu görülmüştür....
Kaldı ki; tenkis/indirim davası, miras bırakan murisin yasanın koruduğu saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış gibi) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili yenilik doğurucu/inşai davalardandır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olması gerekir. Somut olayda; taşınmaz niteliğinin belirlenmesi ve mülkiyetin aidiyetine ilişkin kadastro tesbitine itiraz ve tescil istemli davalara bakma görevi yasa gereğince kadastro mahkemesine ait olup, tenkis gibi yenilik doğurucu davalara bakma görevi kadastro mahkemesinin görevi dışındadır....
Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul, mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Ölüme bağlı tüm tasarruflar tenkise tabidir (vasiyetname, miras taksim sözleşmesi vs.) Ölüme bağlı tasarruflar yanında tenkise tabi sağlararası tasarruflar bulunduğu gibi ölümden 1 yıl önce yapılan bağışlar koşulsuz tenkise tabidir. Ölümden 1 yıl sonra yapılanlarda saklı payı ihlal kastının araştırılması zorunludur (TMK 565. madde) . Somut olayda, temliki tasarruflar mirasbırakanın ölüm tarihinden evvelki bir yıldan daha önce gerçekleştirildiğine göre, öncelikle anılan tasarruflar bakımından saklı payı zedeleme kastının varlığının davacı tarafça ispatlanması zorunludur....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
İlgili Hukuk 1.743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 507 inci maddesi şöyledir: "Aşağıdaki tasarruflar, ölüme bağlı teberrular gibi tenkise tabidir. 1 – İadeye tabi olmamak üzere miras hissesine mahsuben cihaz, teessüs masrafı yahut mal terki şeklinde vaki ölüme bağlı olmayan teberrular. 2 – Miras haklarının berveçhi peşin tasfiyesi maksadiyle yapılan teberrular. 3 – Hibe edenin, kayıtsız ve şartsız rücua hakkı olan hibeler ile adet üzere verilen hediyeler müstesna olarak, vefatından evvelki bir sene içinde yapılmış hibeler. 4 – Mahfuz hisse kaidelerini bertaraf etmek kasdiyle yapıldığı aşikar olan temlikler. " 2. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 512 inci maddesi şöyledir: "Tenkis, mahfuz hisse tamam oluncaya kadar evvel emirde ölüme bağlı tasarruflardan ve kafi gelmediği takdirde en son tarihli olandan başlıyarak en evvel vakı olana doğru çıkmak şartiyle, ölüme bağlı olmayan teberrular üzerinden icra edilir." 3.Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi miras...
Hükmü, davalılar vekili ve davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalılar vekili ile davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, mirastan ıskatın iptali ile tenkis istemlerine ilişkindir. Saklı payı bulunan mirasçı, tek taraflı ölüme bağlı tasarruf ile mirastan tamamen veya kısmen çıkartılabilir. Mirasçılıktan çıkarma sebebi ölüme bağlı tasarrufta mutlaka açıkça ve somut olarak gösterilmelidir. Mirastan çıkarma nedenleri olağan ve koruyucu olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilir. Olağan çıkarma nedenleri, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır suç işlemek veya aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesidir. Murisin saklı pay dışında kalan pay için her zaman tasarruf hakkı bulunduğundan, saklı pay dışındaki payı için çıkarmanın (ıskatın) şartları aranmaz....
bağlı tasarrufa ehil olmaması nedeniyle iptaline, bu mümkün değilse müvekkilin saklı pay sahibi yasal mirasçı olması nedeniyle dava konusu ölüme bağlı tasarrufun müvekkilin saklı pay oranında tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....