Ölüme bağlı tasarrufun iptali TMK' nın 557- 559.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, buna göre tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapıldıysa, tasarruf, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler, hukuka ve ahlaka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise, bu sınırlı sebeplere dayalı olarak vasiyetnamenin iptalini talep edilebileceği belirtilmiştir. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin ve şekle ilişkin iptal sebepleri olarak iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebebine gelince, ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir. Davacı bu iptal nedenleri bakımından delil sunmalıdır....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Somut olayda, mirastan feragat sözleşmesi ölüme bağlı tasarruf şeklinde yapılması geçerlilik koşulu olup resmi şekil koşuluna uyulmadan yapılan sözleşmenin hukuken geçerliliği bulunmadığından iptali de söz konusu değildir. Türk Medeni Kanununun 545. maddesinde belirtilen emredici kural nedeniyle geçerli bir mirastan feragat sözleşmesinden söz edilemez. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; TMK'nın 512 nci maddesi uyarınca vasiyetnamede mirasçılıktan çıkarma sebebinin belirtildiği, çıkarma sebebinde güvenin kötüye kullanılması ve kötü muameleden bahsedilmekle birlikte ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/896 Esas ve 2016/476 Karar sayılı kararı belirtilerek mirasçılıktan çıkartma sebebi olarak gösterilen nedenlerin somutlaştırıldığı, bu haliyle de tasarrufta gösterilen mirasçılıktan çıkarma sebebinin açık, belirli eyleme ve davranışa dayanan bir sebep olduğu, sebebin içeriğinin gerçekleştiğinin ......
vasiyetname şeklinde ölüme bağlı tasarrufta bulunduğu, -Muris İmdat Kartal'ın Boğazlıyan Noterliği’nin 15/06/2012 tarihli 2485 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile kendi adına kayıtlı Boğazlıyan İlçesi, Aşağı Mahallesi, 456 ada 8 parsel sayılı taşınmazı T5 lehine vasiyetname şeklinde ölüme bağlı tasarrufta bulunduğu, -Muris İmdat Kartal'ın Boğazlıyan Noterliği’nin 04/09/2018 tarihli 5382 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile kendi adına kayıtlı Boğazlıyan İlçesi, Aşağı Mahallesi, 456 ada 8 parsel sayılı taşınmazı T5 lehine vasiyetname şeklinde ölüme bağlı tasarrufta bulunduğu tespit edilmiştir....
Diğer hallerde, mirasçılığa ve yasal miras payına etki edecek murisin ölüme bağlı tasarruflarının ve mirastan yoksunluk durumunun mirasçılık belgesine yansıtılması işlemlerinin çekişmeli olarak, tereke üzerinde hak sahibi olan ve şeklen hak sahibi gözükenler hasım gösterilmek suretiyle asliye hukuk mahkemesinde açılacak davayla sağlanması gereklidir. Asliye hukuk mahkemesi'nde açılabilecek bu davada uyuşmazlık sadece yasal mirasçının miras payının iptali ve intikalini gösterir bir mahkeme ilamıyla giderilebilecek nitelikteyse "mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi" davası olarak açılabileceği gibi uyuşmazlık bu şekilde giderilemeyecek nitelikteyse, ölüme bağlı tasarrufun ifası olarak bir malvarlığı/eda davası olarak da açılabilir....
TMK.nun 505.maddesine göre; "Mirasçı olarak alt soyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir. TMK.nun 560.maddesine göre de; "Saklı payını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler." Vasiyetnameler, hiçbir şart aranmaksızın tenkise tabidir. Mahkemece; dava dilekçesinde, davacıların mahfuz hisseye tecavüzde bulunduğu belirtilerek, işlemin iptalinin istenmiş olduğu ve talebin tenkis istemini de içerdiği gözetilerek; bu talep doğrultusunda da bir inceleme ve araştırma yapılarak sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm verilmiş olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
üzere eğer ilk derece mahkemesi davayı ölüme bağlı bir tasarrufun yokluğu nedeniyle reddetmiş ise bu taktirde ilk derece mahkemesinin verdiği kararın kanuna aykırı olduğunu, ölüme bağlı tasarrufun mirastan ıskat davasında dava şartı olarak kabul edilmesi halinde taraflarınca bu noksanlığın giderilebilme imkanı bulunmakta iken ilk derece mahkemesince taraflarına süre verilmeksizin davanın reddedilmiş olmasının kanuna aykırılık teşkil ettiğini, miras bırakanın saklı paylı mirasçısına karşı mirastan ıskat sebeplerinin varlığında sadece ölüme bağlı bir tasarrufla ölümünden sonra iradesi doğrultusunda mirasının pay edileceği konusunda güvenebilmesinin imkansız olduğunu, izah ettikleri üzere mirastan ıskat edilenin miras bırakanın ölümünden sonra ıskatın iptali için dava açabilme imkanı var ise bu taktirde miras bırakanın da sağlığında mirastan ıskat için ıskatı istenen mirasçılara karşı dava açabilme hakkının bulunması gerektiğini, bu nedenlerle verilen kararın hukuka, hakkaniyete ve dosya...
tanığın huzurunda yapılıyor olması olduğunu, tanıklar, vasiyetçinin ölüme bağlı tasarruf yapmaya ehil olduğunu ve vasiyetnamenin huzurlarında yapıldığını şerh verip, vasiyetnameyi imzalayacağını, mirasbırakan Fatma Yüksel Erçetin'in yaptığı resmi vasiyetnamede ayrıca bu usuli şartlara da riayet edilmediğini, bu durum vasiyetnamenin geçerli olmadığının ayrıca başkaca bir ispatı olduğunu, açıkladıkları ehliyetsizlik hususu ve şekil şartlarındaki eksiklikler dava konusu olan vasiyetnamenin tamamen geçersiz olduğunu ve ölüme bağlı tasarrufun iptalini gerektirdiğini, müvekkillerinin mirasbirakanın yasal mirasçıları olmaları dolayısıyla işbu iptal davasını açmakta hukuki yararları bulunduğunu, müvekkillerinden mal kaçırmak amacıyla mirasbırakanın davalı tarafından yönlendirmesi sebebi ile yapılmış olan söz konusu ölüme bağlı tasarrufun iptali gerektiğini bildirerek 29.12.2008 tarihinde Noter Uwe Kalberer huzurunda düzenlenen ölüme bağlı Tasarrufun usüle aykırı düzenlenmiş olunan vasiyetnamenin...
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....