Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil isteği ve alacak isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı ve Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, ziynetler ve evlilik birliği içinde edinilen malvarlığı nedeniyle 36.300,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, ziynet ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1....

      Dava, 22.12.2006 tarihinde edinilerek davalı adına tapuya kaydedilen 40 nolu daire ile ilgili olarak açılmış bulunan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa alacak isteğine ilişkindir. Taşınmazın edinme tarihi itibarıyla taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu açıktır. TMK.nun 214/2. maddesinde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda; taraflar 12.3.2007 tarihinde kesinleşen İstanbul 2. Aile Mahkemesi’nin 28.12.2006 tarih 2006/816 Esas 2006/923 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/01/2023 NUMARASI : 2022/972 ESAS, 2023/64 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1995 yılında evlendiklerini, tarafların henüz boşanma olaylarının gerçekleşmediği mal rejiminin tasfiyesi davasının boşanma davasına konu edilen evlilik birliği içerisinde edindikleri ve tarafların evlilik tarihi olan 19/04/1995 tarihinden itibaren ve tapu sicilinde davalı adına tescilli taşınmazların, satışının önlenmesi amacıyla teminatsız olarak tedbir konulmasını, yine gerçek alacak miktarının talep etme haklarının saklı tutulmak kaydıyla şimdilik...

        Davalı erkeğin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağına ilişkin istinaf başvurusu incelemesinde; Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davacının davasının kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; davalı vekili kararı temyiz ettikten sonra, davalı ... Yargıtay Başkanlığı Ön Kayıt Bürosu'na verdiği imzası kimlik tespiti yapılmak suretiyle usulen onaylanmış kimlik fotokopisi ekli 07.08.2018 tarihli dilekçe ile temyizden feragat etmiş, dilekçe dosyaya eklenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; temyizden vazgeçmeye ilişkin vekaletnamesinde özel yetki bulunan davacı vekili Av. ... ... 5.Aile Mahkemesi'ne elektronik imza ile UYAP üzerinden sunduğu 13.07.2018 tarihli dilekçe ile temyizden feragat ettiğini bildirmiş, dilekçe Dairemiz'e gönderilmiştir....

            Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesine göre, mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda, davacı tarafın dava dilekçesinde, bir adet taşınmazla beraber davalının Merkez Bankasındaki banka hesabı üzerinde de alacak talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz hüküm verilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece, davacının davalının Merkez Bankasındaki hesabı üzerindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimi Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı/karşı davalının ve davalı/karşı davacının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan isteğine ilişkin olarak açılan davasının yapılan yargılaması sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair karar verilmesi üzerine; hüküm davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; davalı ... vekili, kararı temyiz ettikten sonra kanun yollarından feragat yetkisi bulunan davalı vekilinin ve davalının ... 1. Aile Mahkemesi’ne verdiği 05.12.2017 havale tarihli imzalı dilekçe ile temyizden feragat etmişler, dilekçe Dairemize gönderilmiştir....

                MÖHUK 59.maddesi, yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisini yabancı mahkeme kararının kesinleşmesine bağlı tutmuştur. Bu bakımdan yabancı mahkemenin boşanma ilamının tanınmasına karar verildiğine ve yabancı ilam kesinleşmiş durumda olduğuna göre kesin delil ve kesin hüküm etkisi mevcuttur. Bu durumda, taraflar arasındaki mal rejiminin yabancı mahkeme ilamına esas boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceğinin kabulü gerekir. Yargıtay ve daire uygulaması da bu yöndedir. Yabancı mahkemece 1993 yılında karar verildiğine göre bu davanın daha önceki bir tarihte açılmış olması gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi ve alacak talebine konu taşınmaz ve diğer malvarlığı unsurlarının tamamı 1993 yılından daha sonraki yıllarda davalı koca tarafından iktisap edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu