WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tür hukukî işlemlerin, ölüme bağlı tasarruf olarak adlandırılmalarının sebebi, bu işlemlerin miras bırakanın terekesine ilişkin olmalarıdır (Serozan, Rona/Engin, Baki İlkay: Miras Hukuku, Ankara 2018, s. 276). Ölüme bağlı tasarruflar, şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruflar ve maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılır. Şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra gerçekleşmesini ümit ettiği son arzularını kanunda öngörülen belli şekil şartlarına uygun olarak meydana getirmesidir. Bu tip tasarruflarda sınırlı sayı söz konusu olduğundan yalnızca vasiyetname ve miras sözleşmeleri şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruf niteliği taşır. Bunların dışında herhangi bir işlem, şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruf olarak kabul edilmez (Serozan /Engin, s. 277)....

Ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir” şeklindedir. 5718 sayılı MÖHUK'un 20/4.maddesi ve 7.maddesi düzenlemeleri karşısında, bir ölüme bağlı tasarruf şekli olan “vasiyetnamenin” yapıldığı ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun olarak yapılmasının mümkün olup; ölenin milli hukuku, vasiyetnamenin yapıldığı yer hukukunun bir alternatifi olarak düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan MÖHUK'nun ilgili maddeleri uyarınca; vasiyetnamenin, yapıldığı ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun yapılması mümkündür. Somut olayda, dava konusu vasiyetname; murisin yaşadığı Almanya'da, noter huzurunda düzenlenmiştir. Mahkemece, dava konusu vasiyetnamenin düzenlendiği ülke hukukunun öngördüğü şekle uygun olarak yapılıp yapılmadığı konusunda bir araştırma yapılmamıştır....

    TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1-Ehliyetsizlik, 2-Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. ./.. -2- TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Somut olayda davacı, dava dilekçesi ile; murisin vasiyetnameye konu taşınmazların tamamı üzerinde tasarruf hakkı bulunmadığı iddiası ile vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir. Bu iddianın, yukarıda açıklanan kanun hükmünde sayılan hallerden hiçbirine girmediği açıktır....

      Bu durumda mahkemece, TMK'nın 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun, davacı mirasçının saklı payları dışında (mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında) yerine getirileceği, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği düşünülmeden vasiyetnamenin tümden iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş ise de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7.ç maddesi gereğince hüküm sonucunun düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 1. fıkrasında yer alan ''.1-Mahkememizin 2009/401 Esas sayılı dosyasında VASİYETNAMENİN İPTALİNE YÖNELİK TALEBİN KABULÜ ile, miras bırakan Halit ve Fatma'dan olma, 1338 doğumlu, ...'a ait 07.02.2003 gün ve 02708 yevmiye no'lu İstanbul 15....

        tanığın huzurunda yapılıyor olması olduğunu, tanıklar, vasiyetçinin ölüme bağlı tasarruf yapmaya ehil olduğunu ve vasiyetnamenin huzurlarında yapıldığını şerh verip, vasiyetnameyi imzalayacağını, mirasbırakan Fatma Yüksel Erçetin'in yaptığı resmi vasiyetnamede ayrıca bu usuli şartlara da riayet edilmediğini, bu durum vasiyetnamenin geçerli olmadığının ayrıca başkaca bir ispatı olduğunu, açıkladıkları ehliyetsizlik hususu ve şekil şartlarındaki eksiklikler dava konusu olan vasiyetnamenin tamamen geçersiz olduğunu ve ölüme bağlı tasarrufun iptalini gerektirdiğini, müvekkillerinin mirasbirakanın yasal mirasçıları olmaları dolayısıyla işbu iptal davasını açmakta hukuki yararları bulunduğunu, müvekkillerinden mal kaçırmak amacıyla mirasbırakanın davalı tarafından yönlendirmesi sebebi ile yapılmış olan söz konusu ölüme bağlı tasarrufun iptali gerektiğini bildirerek 29.12.2008 tarihinde Noter Uwe Kalberer huzurunda düzenlenen ölüme bağlı Tasarrufun usüle aykırı düzenlenmiş olunan vasiyetnamenin...

        Mahkemece; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; vasiyetnamenin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarruf olduğu, lehine vasiyetname düzenlenen kişi veya kurumların bu vasiyetin geçerli olması için kabul yetkisinin bulunmasına gerek olmadığından; davacının, vasiyetnamenin iptali yönündeki isteminin yerinde olmadığı; murisin, kamu yararı olmayan kazandırmalarında davacının tasarruf nisabını aşmadığı; kamu yararına yapılan kazandırmalar bakımından ise, davacı lehine tenkis koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmiştir. Dava; vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemlerine ilişkindir....

          da düzenlendiği ve somut olayda vasiyetname ile murisin tüm servetinin varisi olarak davalılar murisi kardeşini tayin ettiği, taşınmaz mal vasiyetinin geçerli olabilmesi için Türk Hukuk sistemindeki usul ile yapılmış olması gerektiği, davaya konu vasiyetnamenin de MK.nun 532 ve takip eden maddelerine göre usulüne uygun şekilde düzenlenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davacıların murisi tarafından 16.07.1977 tarihinde ... Noterliğince düzenlenmiş vasiyetnamenin , şekil kurallarına aykırı düzenlediği iddiasıyla açılmış, vasiyetnamenin şekle aykırılık nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; iptali istenen miras sözleşmesinin geçerliliği bakımından Türk Hukukunun mu, ......

            Dava dilekçesi ile davacının vasiyetnamenin iptali ve tenkis talep ettiği, 27/10/2016 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında davacı vekili; "vasiyetnamenin iptali yönünde talebimiz yoktur. Tenkis davası olarak davamıza devam ediyoruz." beyanında bulunduğu, davalı vekilinin de aynı duruşmada, "davacı vekilinin vasiyetnamenin iptalinden vazgeçmesi yönündeki talebine bir diyeceğimiz yoktur." şeklinde beyanda bulunduğu, dosya kapsamı ve taraf vekillerinin beyanları birlikte değerlendirildiğinde, vasiyetnamenin iptali talebine yönelik davanın HMK' nın 123.maddesi kapsamında davanın geri alınması niteliğinde bulunduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK' nun 123.maddesi; "Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir." 6100 sayılı HMK' nun 307. Maddesi; "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." şeklinde düzenlenmiştir....

            Öte yandan; TMK’nın 504 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; “ Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.” 5.6. Somut olayda; davaya konu vasiyetnamenin davalının baskısı ve tehdidi sonucunda düzenlendiğini iddia edilmiş olup, mahkemece; vasiyetnamenin iptaline yönelik davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

              a bıraktığını, söz konusu düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin, yasada öngörülen şartlara uygun olmayıp birçok hatalarla dolu ve hukuka aykırı bulunduğunu, vasiyetnamenin murisin tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir sırada düzenlendiğini vasiyetnamenin iptaline, tasarrufa konu ..., 38 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının miras hissesi oranında kendi adına tesciline bu talebin kabul görmemesi halinde yapılan tasarruf ile tecavüz edilen hissesinden kendine ait saklı payın tenkisi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; 1997 yılındaki tasarrufuna ilişkin iş bu davanın zamanaşımına uğradığını, murisin tasarruf ehliyetine sahip olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kendisinin annesine ölünceye kadar baktığını, davacı tarafın ise annesinin bakımını yükümlenmediğini ve annesine göstermesi gereken özeni göstermediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu