Bu husus mahkemeninde kabulünde olup, vasiyetnamenin, davacıların mirasçılıktan çıkarılmalarına ilişkin kısmının davacıların mahfuz hisseleri oranında iptaline karar verilmiştir. Davalılar, mirastan ıskat sebebini ispat edemediğinden TMK'nun 512/3. maddesi gereğince mirastan ıskatın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olması gerekir. Başka bir ifadeyle tasarruf nisabı sınırları içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskatına ilişkin bölümün hükümsüzlüğüne karar verilerek davacıların saklı payını talep edebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1/2, 17.nci maddesi hükümlerine göre ihtilafın çözümünde 743 sayılı MK. hükümleri uygulanacaktır. 743 sayılı MK’nun 501/1 maddesinde “iptal davası, müddeinin tasarrufu ve butlanın sebebine muttali olduğu günden itibaren bir sene ve herhalde vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren beş sene geçmekle mürunu zamana uğrar” denilmiştir. BU durumda kural olarak vasiyetnamenin açılmasından (MK.536) başlayarak beş yıl içinde dava açılmaz ise artık ölüme bağlı tasarrufun iptali istenemeyecektir. Hak sahibinin vasiyetnamenin açılmasını öğrenememiş olması zamanaşımını etkilemez. Dava açacak kişi öğrenmeme hususunda ister kusurlu, isterse kusursuz olsun süre herhalde vasiyetnamenin açıldığı günden başlayacaktır....
nün 17.1.1998 tarihli vasiyetname ile davacının mirastaki saklı payını ortadan kaldırıp, TMK hükümlerine aykırı olarak 2 çocuğuna bıraktığını, TMK 506.maddesi hükmüne göre saklı payında müteveffanın tasarruf yetkisi bulunmadığını, davalıların açtığı vasiyetnamenin tenfizi davasında kendisine vasiyetnamenin iptali davası açmak üzere süre verildiğini belirterek; vasiyetnamede saklı payına tecavüz eden kısmın iptali ile yasada kendisine tanınan saklı payın iadesine ve bu payın korunması ile vasiyetnamenin bu yönde iptali yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar cavabında, davacının miras için babaları ile evlendiğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, vasiyetnamenin aynen uygulanmasının sağ kalan eşin saklı payını ortadan kaldırdığı gerekçesi ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir. Vasiyetnamenin iptali sebepleri TMK'nun 557 ve 558.maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin geçerli olduğu, iptali gerektiren bir neden bulunmadığı, davacının terditli olarak açtığı tenkis talebi gereğince davacının saklı pay hisse bedelinin 868.551,55 TL olduğu, davalı tercih hakkını bedel ödemekten yana kullandığından bu tutarın davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle vasiyetnamenin iptali talebinin reddine; tenkis talebinin ise kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece vasiyetnamenin iptali isteminin reddine karar verildiği, dava dilekçesi incelendiğinde dava konusunun “05.07.2005 günlü Zonguldak 2. Noterliğinin 12561 y. Nolu vasiyetmesinin iptali ile vasiyete konu taşınmazın tüm varisler adına tescili istemi”, talep sonucunun “vasiyetnamenin iptaline ve vasiyete konu taşınmazların tüm varisler adına tesciline…” ilişkin olduğu, “açıklamalar” başlıklı paragrafında sadece“..vasiyetnamenin tasarruf nisabını aşmıştır. Hukuka aykırıdır. Bu nedenle iptal edilmelidir.” şeklindeki açıklamalara yer verildiği, ön inceleme duruşmasında ise tenkis istemine ilişkin bir beyanı bulunmadığı ve bir başka ifade ile somutlaştırma yükümlüğünün yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, davanın reddine ilişkin ilk kararın temyiz dilekçesinde de ölüme bağlı tasarrufun tenkisini talep ettikleri hâlde bu talepleri hakkında bir karar verilmediğine dair temyiz istemi bulunmamaktadır....
Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır....
Başka bir ifadeyle tasarruf nisabı sınırları içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskatına ilişkin bölümün hükümsüzlüğüne karar verilerek davacının saklı payını talep edebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; TMK.nun 512/3.maddesi gereğince, mirascılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payının tasarruf nisabı oranında yerine getirilerek davaya TMK.nun 564. vd. maddelerinde açıklanan tenkis davası olarak devam edilmek suretiyle murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin belirlenmesinden sonra uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmak olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene...
ASLİYE TARİHİ : 09/01/2019 NUMARASI : 2017/256 ESAS 2019/23 KARAR DAVA KONUSU : Ölüme Bağlı Tasarruf (Tenkis) KARAR : Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkis istemine ilişkin davada davanın kabulüne dair karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; KARAR Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; muris Ahmet Yağız’ın Bursa 5. Noterliği’nin 09/05/1991 tarih ve 23402 yevmiye sayılı vasiyetnamesiyle Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Küçükbalıklı Mahallesi, 145 parsel sayılı taşınmazın 171/17640 hissesinin tamamı için davalı T6 mirasçı olarak atandığını, müvekkillerinin bu vasiyetnameden Bursa 4....
Davada, 04.10.2007 tarihli vasiyetnamenin tenfizi ile 3149 parseldeki murisin 1/2 payın davacı adına tescili talep edilmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında açıklandığı gibi, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunan vasiyetnamenin TMK.nun 595 vd. (MK.nun 535. vd.) maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği (istenmiş ise reddedildiği) bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz....
Öte yandan; TMK’nın “Vasiyetten dönme” başlığı altında düzenlenen 544 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe , mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar.” şeklinde düzenleme yapılmış olup; vasiyetçinin vasiyetinden dönmesi halinde ölüme bağlı tasarruf kendiliğinden hükümsüzdür. Ancak; ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğü, ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp, vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebilecektir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2020/3558 E. Ve 2021/7483 K. Sayılı ilamı) TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak vasiyetnamenin iptali istenilemez....