Buna karşın, eldeki dava, kanun koyucunun gerçekleştirdiği düzenlemede öngörülen hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti değil, işverence yasal süresinde verilmekle zorunlu sigortalılık tescilinin dayanağını oluşturan bildirgede işe giriş günü olarak yazılı tarihin Kurumca kabul edilmemesi neticesinde anılan 1 günlük çalışma süresinin geçerliliğinin tespiti niteliğinde olduğundan 5521 sayılı Kanunun 7/4. maddesi kapsamı dışında bulunduğu belirgin olmakla, mahkemece Kurumun fer'î müdahil olarak benimsenmesi ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış olması isabetsiz olup, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni sayılmamıştır. 2-506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....
S O N U Ç: Hükmün birinci fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine: “1-Davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya ait 1017206 sicil numaralı işyerinde 31/08/2002-01/12/2002, 17/03/2004-15/01/2007 tarihleri arasında hizmet akdi ile ve asgari ücret üzerinden geçen sigortalı çalışmalarının tespiti ile, 506 sayılı Yasanın 60/G maddesi hükmü uyarınca 01/05/1998-01/11/1999 tarihleri arasındaki dönemin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesine, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık başlangıç tarihinin ise 18 yaşını doldurduğu 30.05.2000 tarihi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.01.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacıların, murisi ...’in 26.11.2013 tarihinde meydana gelen ve vefatına neden olan olayın iş kazası olduğunun tespiti, aksine Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm gelirinin tekrar bağlanması istemleri ile eldeki davayı açtığı anlaşılmakla, hüküm fıkrasında “ölüm geliri” yerine “ maaş” bağlanmasından bahsedilmesi ile infazda tereddüt oluşturabilecek şekilde yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının murisinin 21.03.1996 tarihinden itibaren... sigortalısı olduğunun tespiti ile ölüm tarihi olan 10.11.2004 tarihini takip eden aybaşından itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, bozma ilamı sonrasında dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının murisinin vergi kaydına dayalı olarak aktif...sigortalısı iken, kendisine ait kamyon ile yük taşıdığı sırada meydana gelen trafik-iş kazası sonucu vefat ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hizmet tespiti iken daha sonra talebin daraltılmasıyla sigortalılık başlangıcının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın davalılardan Kurum yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden atiye bırakıldığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....
ın ölüm tarihi olan 30.10.2011 tarihi itibariyle mevduat hesabının, hak ve alacağının olup olmadığı ve ilgili trafik tescil şube müdürlüğünden muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken mirasçıların tereke borçlarından sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi hatalı olup bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı SGK vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kabule göre de; Ölü olduğunun tespitine karar verilen kişinin ölüm tarihinin de belirlenerek nüfusa tesciline karar verilmesi gerekirken sadece ölü olduğunun tespiti ile yetinilmesi de yerinde değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacı murisinin iş kazası sonucu vefat ettiğinin tespiti ile ölüm geliri bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; sigortalı eşin ölümü tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlıklı 99. maddesi, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak Türk Medeni Kanunu’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m.605/2 ). Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Bu nedenle mirasbırakanın ödemeden aczinin kanıtlanabilmesi için mirasbırakının malvarlığının aktif ve pasifi belirlenmelidir....
ın, 01.04.1986 – 22.12.1999 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında 546 gün, 01.12.2006 – 03.11.2007 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında 332 gün olmak üzere toplam 878 gün sigortalılığının bulunduğu, ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için, ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasanın Ek madde 3. gereğince 1479 sayılı Yasanın 41....