Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2008/246 Talimat sayılı dosyasında yapılan 03.04.2008 günlü hacze konu menkullerin davacıya ait olduğunu, borçlunun iki yıldır kayıp olması nedeni ile ödeme emrinin davacı tarafından alındığını,ancak borçlunun faaliyet adresinin haciz mahalli ile ilgisinin bulunmadığını, davacının iş yerini boş olarak kiraladığını, mahcuzların faturalarının bulunduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, bu davada asıl icra müdürlüğünün bulunduğu yer icra hukuk mahkemesinin yetkili olduğunu,haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını ve evrak aramasında borçluya ait belgelerin ele geçtiğini,borçluya ait işletmenin alacaklıdan mal kaçırmak için üçüncü kişi tarafından işletildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....

    İş Mahkemesi Dava, Kurum işleminin ve ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti ile kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum işleminin ve ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti ile kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. II-CEVAP: Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere,mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,özellikle haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği adresteki binanın eklentisi niteliğinde bulunan ahırda yapılması, borçlunun hacizden sonra yedieminden mahcuzları almaya çalıştığının tanık anlatımları ile sabit olması karşısında; İİK’nun 97/a maddesi uyarınca mülkiyet karinesinin borçlu,dolayısıyla alacaklı yararına bulunması, davacı (üçüncü kişi) tarafından karinenin aksini ispata yarayacak kesin ve inandırıcı delillerin sunulamaması, mahcuzların işletme belgesinde belirtili hayvanlardan olmaması nedenleri ile davacı (üçüncü kişi) ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.60.-TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişi ...'dan alınmasına 18.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait işyerinden kaynaklanan 1998/3702,1999/380,1455,2008/236 takip nolu 1998/1-1999/8.aylara ait prim ve EKP borcu nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emirlerinden 1998/3702 takip nolu ödeme emrinin 08.12.1998 tarihinde,1999/380 takip nolu ödeme emrinin 18.04.1999 tarihinde,1999/1455 takip nolu ödeme emrinin 24.11.1999 tarihinde, 2008/236 takip nolu ödeme emrinin22.06.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 05.08.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır....

          Maliye Bakanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 2.10.2007 günlü ve E:2006/3234, K:2007/2572 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55'inci maddesine göre ödeme emri düzenlenmesi ile kamu alacağının tahsilat aşamasının başladığı, aynı Kanunun 58'inci maddesinde ise ödeme emrine karşı açılacak davalarda ileri sürülebilecek iddiaların gösterildiği ve dava açma süresinin yedi gün olarak belirlendiği, 1998 takvim yılına ait gelir (stopaj) vergisinin tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle vergi dairesi müdürlüğüne karşı açılan davanın, ödeme emrinin kaldırılması istemiyle 14.6.2005 günlü dilekçeyle Maliye Bakanlığına yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olduğu kabul edilerek, husumetin de Maliye Bakanlığına yöneltilmesi suretiyle incelenmesi ve bu işlem hakkında hüküm kurulması hukuka uygun düşmediği gibi söz konusu başvuru, davacı şirkete 13.11.2003...

            Bu bilgiler ışığında; borçlu şirketin yabancı uyruklu bir şirket olduğu,bu durumda ödeme emri tebligatının bu şirketin Türkiye'de merkez ya da şubesi varsa bu adrese, yoksa Adalet Bakanlığı aracılığıyla davalının yurtdışındaki adresine tebliğ edilmesi gerekirken, anılan şirket yetkilisi olduğu dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgelerle ispat olunamayan ...’a yapılan tebligatın borçlu şirkete yapılmış bir tebliğat olarak değerlendirilemeyeceğinin, dolayısıyla haciz tarihi itibariyle ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediğinin, takibin kesinleşmediğinin ve bu sebeple geçerli bir haczin varlığından da bahsedilemeyeceğinin kabulü gerekir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, maaş üzerine konulan haczin iptali ile temsilci olduğu dönemlerdeki prim borçlarından sorumlu olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası, haczin kaldırılması yönündeki dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının Kuruma olan borcunun şirketteki payı oranında olması gerektiğinin tespitine yönelik davanın reddine dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava dışı ... Gıda İnş. Taş. Turz.Taah.İç ve Dış Tic. AŞ nin ... şubesine ait borçların dönem ve miktarları, Davacının maaşına konulan haczin hangi dönem ve hangi kuruluşa ait (asıl şirket borçlarımı yoksa ... şubesine ait borçlar mı?)...

                İhtiyati haciz kararının kaldırılması kesin hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmaz. (Yargıtay 12. HD., 09/12/2013 tarih ve 2013/32657 Esas, 2013/39136 Karar sayılı ilamı). Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; alacaklı tarafından, borçlu hakkında alınan 07/11/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının, 15/11/2018 tarihinde icra müdürlüğüne sunularak takip başlatıldığı ve haciz talep edildiği, süresinde takip başlatılmakla ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının, kesin hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmadığı da nazara alındığında; dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                İcra Müdürlüğü'nün 2017/11699) Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapılan takibe başlandığını, taraflarına ödeme emrinin 27/09/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibari ile itiraz ve şikayet sürelerinin 02/10/2017, ödeme süresinin ise 07/10/2017 tarihinin cumartesi gününe rastlaması nedeniyle 09/10/2017 gününün tamamlanması ile sona ereceğini ancak alacaklı vekili tarafından ödeme süresinin son gününde müvekkili adına kayıtlı taşınmaz ve araçları üzerine haciz konulması yönünde talepte bulunulduğunu, icra müdürlüğünce de talepten sonraki günlerde müvekkili adına kayıtlı taşınmazı ve aracı üzerine haciz konulduğunu, tüm bunlara ilişkin belgeleri dava dilekçesi ekinde sunduklarını, ödeme süresinin son günü verilen talep neticesinde icra müdürlüğünce devam eden günlerde haciz konulmasının yapılan işlemi hukuka uygun hale getirmeyeceğini, icra müdürlüğü işleminin kanun ve içtihatlara aykırı olduğunu, bu nedenlerle müvekkili adına...

                İcra takiplerinde takip çıkışı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarifenin B/I- 3. fıkrasına ve takip safhalarına göre tahsil harcı alınır ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir. (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi) Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve icra takibinden vazgeçme halinde tahsil harcı almak mümkün değildir. (HİGM 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi) 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre tahsil harcı alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir Ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmaz. 492 Sayılı harçlar kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3 maddesindeki tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür. (12....

                  UYAP Entegrasyonu