Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrasında ise, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir. Davacının, ödeme emrine konu borç döneminde, borçlu şirkette üst düzey yönetici olması nedeniyle davanın reddedilmesi karşısında, davalının kamu alacağının % 10’u oranında haksız çıkma tazminatı talebi yerindedir. Hal böyle olunca da , mahkemece davanın reddi sebebiyle kamu alacağının % 10 zamlı olarak tahsil edilmesine karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Alacaklının itirazın iptali ilamını ibraz etmek suretiyle ilamsız takip dosyası üzerinden icra emri göndererek veya muhtıra tebliğ ettirerek ilamdan kaynaklanan tüm alacaklarına kavuşması mümkündür. İİK’nun 72/4 ve 5. maddelerine göre ise, menfi tespit davalarının kabul veya ret ayrımı yapılmaksızın, ilamın fer'isi olan alacakların, hüküm kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerekir. Somut olayda, menfi tespit davası ile birleşen itirazın iptali davasının birbirlerinden ayrı bağımsız iki dava olduğu, itirazın iptali davasının takibe konu edilebilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği, alacaklının itirazın iptali ilamını ibraz etmesi üzerine, icra emri düzenlenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı, menfi tespit davasından kaynaklanan alacakların talep edilmediği, davacı vekilinin bu konudaki şikayeti ile ilgili İzmir 8....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....
Hukuk Dairesinin görev alanına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunu (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) uyarınca yapılan takiplerden kaynaklanan tüm davaların (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) girdiği düzenlenmiştir. Somut olayda uyuşmazlık konusu, davalı idarenin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanuna göre yaptığı takip sebebiyle ödeme emrinin iptali ile kurum işleminin iptaline ilişkin olduğundan temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. Dosya, Yargıtay 10. Hukuk Dairesince Dairemize gönderildiğinden inceleme merciinin belirlenmesi açısından dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18/07/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiş olup, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırılmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları)....
II-CEVAP: Davalı vekili; davanın menfi tespit davası mı ödeme emrinin iptali davası mı olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, her iki davanın birlikte görülemeyeceğini, davacının itirazının yerinde olmadığını, davanın yasal süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiğini, yasal süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, ödeme emrinin iptali davası bakımından davalı kurum alacağına ilaveten %10 zamla tahsiline, menfi tespit davası bakımından %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile; ... SGK Merkezi tarafından düzenlenen ve davacı hakkında başlatılan 20/09/2018 tarih 0012992 kart numaralı 2007/017885, 2007/017886, 2007/017887, 2009/012377, 2011/012453, 2015/019650, 2015/019651, 2015/019652, 2015/019653 takip numaralı ödeme emirlerinin zamanaşımı nedeni ile iptaline karar verilmiştir....
Şti'ne ait vergi borçları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca, davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemiyla dava açılmıştır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu olayda, davacı şirket aleyhine kesilen idari para cezalarının tahsili amacı ile şirket adına düzenlenen 6 adet ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının, anılan borçların zamanaşımına uğradığı iddiası ile sorumlu olmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptali istemi ile dava açtığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 140....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Üçüncü Şahsın Vergi Borcu Sebebi ile Tebliğ Edilen Ödeme Emrinin İptali ve Menfi Tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. Aynı maddenin IV. bendine göre de herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açma hakkına sahiptir....