Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

    Somut olayda, dava konusu borcun 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 506 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin olaya uygulanması gerektiği, davacının borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, yönetim kurulu başkanı veya vekili ya da şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip kişilerden olmadığı,bu sebeple prim borcu ve ferilerinden sorumlu tutulamayacağı anlaşılmaktadır.Ne varki mahkemece gerekçe kısmında ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden bahisle ödeme emrinin iptaline karar verildikten sonra takip eden fıkrada menfi tespit isteminin reddine karar verilmesi çelişkili mahiyette olmuştur.Zira ödeme emrinin iptali istemine ilşkin her dava aynı zamanda “menfi tespit” isteminide içerir.Hal böyle olunca, davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olmamasından ötürü ödeme emrinin iptali ile menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekirken ... şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı...

      Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne; davalı Kurum alacağının zamanaşımına uğradığının tespitine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

          Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, davacının üst düzey yöneticisi olduğundan bahisle Malatyaspor Futbol Klübüne ait prim borçları nedeniyle 649 sayılı takip dosyası kapsamında gönderilen 18.6.2010 tarih ve 9610824 sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/289 Esas 2005/369 Karar sayılı kesinleşmiş ilamla reddetmiş olduğunu, kesin ve tahsil edilebilir bir borcun olmadığını, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek ödeme emrinin iptali ile dava konusu ödeme emrine esas 2010/017292 sayılı takip dosyası konusu bakımından borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

              İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması durumunda, yapılan bu tebligat ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret olacak ve buna göre, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Somut olaya bakıldığında, davaya konu olan ancak davacı adına bizzat düzenlenmesi gereken 2012/12144 nolu ödeme emrinin dosya içerisinde bulunmadığı, tebliğ evrakının bulunduğu ve 30.06.2012 tarihinde davacının babası Hüseyin Şahin imzasına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

                Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                  Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmede; ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali ve menfi tespit niteliğindeki davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği açık olduğu gibi, ödeme emirlerine konu borcun idari para cezasını içeriyor olmasının yargı yoluna etkisinin bulunmadığı da belirgindir....

                    UYAP Entegrasyonu