Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı borçlu vekili icra dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde ''...icra takibine dayanak teşkil eden faturalara ilişkin bedeller makbuz karşılığı alacaklı tarafa ödenmiş olup, müvekkilimin iş bu faturalara ilişkin herhangi bir borcu bulunmamaktadır'' şeklinde beyanda bulunmuş olup, sözkonusu itiraz dilekçesinde icra takibine konu faturalarda belirtilen malların teslim alınmadığına yönelik herhangi bir itiraz mevcut olmayıp, ödeme definde bulunulmuştur. Davalının makbuz karşılığı yaptığı belirtilen ödemelerin ise bilirkişi incelemesine göre davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve alacaktan mahsup edildiği anlaşılmıştır....

    Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK.13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.- 2009/182 K). Somut olayda, ... İcra Dairesi'nin 2015/581 Esas sayılı takip dosyasında borçluya örnek 7 ödeme emrinin 25.4.2015 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun 29.4.2015 tarihli itiraz dilekçesi hakkında icra müdürlüğünce 15.5.2015 tarihinde verilen karar ile, borçlu vekilince ......

      ./... tarihinde ödeme emrinin tebellüğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrine rağmen borçlunun bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmamış olup, ödeme emrine borcumuz yoktur diyerek süresinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı tarafça imzalı kıdem/ihbar tazminatı hesaplama formu, fesih bildirim tebligatı ve işçi alacaklarının tasfiyesine ilişkin protokol belgelerinin davalıya ait antetli kağıda yazılmış olup, şirket kaşesi ve yetkilisine ait ıslak imzanın da mevcut olduğunu, ayrıca protokole istinaden davalı tarafından davacı işçiye ödeme yapıldığının da ortada olduğunu belirterek, müvekkilinin alacağının karşılıksız kalmaması için itirazın kaldırılmasını devamen borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacı ...'...

        İdari para cezasına  karşı süresi   içinde Kuruma   itiraz  edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde İdare Mahkemesinde dava açılmaması hallerinde idari para cezası kesinleşir ve artık iş mahkemesinde menfi tespit, itiraz ve istirdat davası açılamaz.Ancak kesinleşen idari para cezası ödeme emrine konu edilmişse artık ödeme emri iptal davası çerçevesinde yargı denetimine tabi tutulabilir....

        Bu halde, beş gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması nedeni ile hakkındaki takip kesinleşmiş olan borçlu, (ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlayan) on günlük ödeme süresi (m.168/2) içinde borcu ödemek zorundadır; ödemezse alacaklı, borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir.(m170/b, m 66, m 78 vd.) Bu on günlük ödeme süresi içerisinde alacaklı, borçlunun mallarının haczini isteyemez. Çünkü beş gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlu, kalan beş gün içinde borcu ödeyebilir. ( Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı Sayfa 778- 2013 yılı ikinci basım.) ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1110 Esas numaralı takip dosyasının incelenmesinde; borçlu....'ın, aynı senetlerin ... 3....

          Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

            tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği; ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu ise değinilen ödeme emrine konu amme alacaklarının tahsili için asıl amme borçlusu şirket hakkında düzenlenen ... tarih ve ... takip numaralı ödeme emrine karşı açılan davanın reddine dair ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının, ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:......

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından ödeme emrine yönelik şikayette, borca ve faize itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından itirazın kısmen kabulüne karar verildiği, taraflarca istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça ödeme emrine belge eklenmediği iddia edilmiş, mahkemece ödeme emri tebligat parçası icra müdürlüğünden istenmesine rağmen tebligat parçasının temin edilemediği anlaşılmıştır. Ödeme emrine takibe konu belgelerin eklenmediğini iddia eden borçlunun bu iddiasını kendisine tebliğ edilen ödeme emri tebligat parçasını ibraz ederek ispat etme imkanı bulunmaktadır. Davacı borçlu tarafça ödeme emri tebligat parçası ibraz edilmediğinden bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

              Ödeme emrine itiraz nedenlerinin, Kanun hükmü ile sınırlandırılmış olması, idari yargı yerince, bu sınırlı haller dahilinde karar verilmesini gerektirmekte, ihbarnamenin tebliği üzerine yükümlü tarafından tahakkuka ilişkin olarak yapılabilecek itirazların incelenmesini olanaksız kılmaktadır. Bu nedenlerle, mahkemece tasfiye halindeki şirket adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davada; ancak ihbarname aşamasında açılacak olan davada incelenebilecek olan iddiaların ele alınması ve incelenmesi suretiyle verilen kararda yasal düzenlemelere uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, davacı şirket temyiz isteminin ise reddine, temyiz aşamasında yapılan ......

                Bu açıklamalar karşısında, somut olayın değerlendirmesine gelince; borçlu ... hakkında icra takibine girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği, takip devam ederken anılan borçlunun öldüğü, alacaklı vekilinin, borçlunun mirasçılarına ödeme emri çıkarılmasını talep etmesi üzerine birkısım mirasçılara ödeme emri çıkarılıp tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz üzerine işbu davanın açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mirasçılar hakkındaki takip, mevcut takibin devamı niteliğinde olduğundan, adı geçen mirasçılar için yeniden ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin, takibin mirasçılara karşı devam ettirilmesi isteğinin mirasçılara tebliği yeterlidir. Böyle yapılmayıp, icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan, mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler....

                  UYAP Entegrasyonu