Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak, iş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T6 ile T1 gayri resmi birlikteliğinden , 08/05/2007 doğumlu Sudenaz Sultan'ın dünyaya geldiğini, tarafların çocuk 1,5 yaşında iken ayrıldıklarını, çocuğun soyisminin nüfus kayıtlarında davalı babası T6'ın soyismi olan "Akçay" olarak kayıtlı olduğunu, ancak davalı babanın çocuğu 1,5 yaşında iken terk ettiğini, bugüne kadar da arayıp sormadığını, hiç bir şekilde ziyaret etmediğini, çocuğun babasını tanımadığını, her şeyi ile annesi olan T1 ilgilendiğini, velayet hakkı kendisinde bulunan annenin, çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğunu, kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin, çocuğun soyadını kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici bir düzenleme bulunmadığını, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığını, çocuğun soyadının...
Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, davacı, dahili davalının boşanmadan sonra çocuklarla ilgilenmediğini, arayıp sormadığını ileri sürmüş, idrak çağında bulunan ortak çocuk Şevval Sude ise babasıyla dokuz yıldır görüşmediğini, babasının kendisine karşı ilgisiz olduğunu, bu nedenle babasının soyadını kullanmak istemediğini belirtmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar yerel mahkemece kararda yazılı nedenlerle çocuğun soy adının değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş ise de; dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davanın annenin velayeti altında bulunan davaya konu çocuğun soyadının değiştirilerek annenin kızlık soyadını almasına yönelik, soyadı değişikliği davası olduğu, velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasız olup, somut olayda, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararı bakımından sakınca doğuracağı iddia edilmediği gibi, bu hususta dosyaya herhangi bir delil de sunulmuş değildir....
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının, ... ile evlenmekle ... soyadını aldığı, kocasının 20.04.2005 tarihinde öldüğü, davacının kocası hanesinde kaldığı ve onun soyadını kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 187. maddesi ile Soyadı Nizamnamesinin 17. maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18. maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23. maddesinin ikinci fıkrasında da kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir....
Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak, iş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür....
kaldıracaktır.Oysa ihtilafta yukarıda açıklandığı üzere çocuğun bu şekildeki üstün yararının en başından itibaren bulunduğunun varsayılması halinde ise hem çocuğun üstün yararına aykırılığın araştırılması hem de velinin bu sıfatına göre sahip olduğu hakları kullanabilmesi,kadın ve erkeğin evlilik sona erdiğinde de eşit hak ve sorumluluklara sahip olması gerekliliği,cinsiyete göre ayrım yapılmama evrensel kuralı sağlanabilecektir.Nitekim TC.Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2015 gün ve 2013/3434 no.lu,yine 11.11.2015 gün ve 2013/9880 no.lu,yine 20.07.2017 gün ve 2014/1826 no.lu bireysel başvuru kararlarında "...velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkınında yer aldığını,eşlerin gerek evlilik sırasında gerek sonrasında aynı hukuksal konumda olduklarını,erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini"belirtmesi sonrasında "çocuğun bir aileye...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TMK'nun 321. maddesi uyarınca çocuğun babasının soyadını alacağına ilişkin düzenlemenin emredici nitelikte bulunduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, annenin velayet hakkı nedeniyle böyle bir dava açamayacağı gibi dilekçede ileri sürülen iddiaların hukuki bir dayanağının olmadığını, çocuğun soyadının değiştirilmesi ve daha sonra velayetinin yeniden babaya verilmesi halinde bu kez de babanın çocuğun soyadını değiştirmek isteyeceğinden, böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliğini zedeleyeceği gibi böyle bir uygulamanın çocuğun ruh sağlığı üzerinde de çok derin ve etkili tramva yaratacağını belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, velayet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalılardan ... ile 02.05.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 04.05.2013 doğum tarihli Emine Anka'nın velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ile kızının soyadının değişik olması nedeniyle sosyal ortamlarda zorluklar yaşadığını, çocuğun da bu durumu sorguladığını, babanın çocuğunu yılda 2-3 kez gördüğünü, çouğun sosyal ortamlarında babanın çocuğuyla birlikte olmadığını, çocuğun da kendisiyle aynı soyadını taşımak istediğini iddia ederek, ortak çocuğun "Yıldırım" olan soyadının kendi kızlık soyadı olan "Kılınçkan" olarak değiştirilmesini istemiştir....
Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi, yoksa aile mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. İş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür. Nüfus kütükleri, kişilerin kimliklerinin, yerleşim yeri adreslerinin, aile bağlarının, vatandaşlık durumlarının ve şahsi hallerinin belirlenmesi amacıyla ilçe ve aile esasına göre nüfus olaylarının tescil edildiği, daimi olarak saklanması gerekli resmi sicillerdir (5490 s....