DAVA Davacı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, çocuğun tarafların boşandıklarını anlayabileceği yaşta olduğunu, kadının erkeğin soyadını kullanmasına gerek olmadığını, erkeğin kendisinden çocuğu olan nişanlısının davacı kadının erkeğin soyadını kullanmasından rahatsız olduğunu iddia ederek davacı kadının kullandığı "UYSAL" soyadının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; ortak çocukla soyadının farklı olmasının zorluğa neden olacağını, soyadını kaldırılmasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun dava tarihinde yaklaşık 3,5 yaşında olduğu, davacı ve müşterek çocuğun ... ilinde birlikte yaşadıkları, davalı ...’in ise ... ilinde ikamet ettiği, alınan sosyal inceleme raporu nazarında çocuğun "İNCİ" soyadını kullanmakta herhangi bir rahatsızlığının olmadığı ve soyadı olarak kabul ettiği, tanıkların beyanlarından müşterek çocuğun annesi ile kendisinin soyadının farklı olması durumunun çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğine ya da soyadının arkadaşları arasında alay konusu olduğuna dair başkaca bir delilin bulunmadığı, davalı tanıklarının beyanlarından davalı babanın çocuk ile ilgilendiği, nafakasını ödediği, çocuğun davalı babasının soyadını kullanmasının çocuğun yüksek menfaatine ters düşmediği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinde çocuğun üstün yararı olduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV....
Ebeveynlerin çocuklarına bu durumu iyi aktarmaları gerektiği salt üvey baba ve üvey kardeşler ile farklı soyadı taşımasının, çocuğun soyadını değiştirmesi için zorunluluk teşkil etmeyeceği, çocuklar arasında bu yaşlarda meydana gelen şakalaşma, alay geçme olaylarının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu sebeplerle tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Çocuğun soyadının değiştirilmesinde haklı sebepler bulunmaması..." gerekçesi ile; "Davacının davasının REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış boşanmadan sonra açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin istemine ilişkindir....
Ebeveynlerin çocuklarına bu durumu iyi aktarmaları gerektiği salt üvey baba ve üvey kardeşler ile farklı soyadı taşımasının, çocuğun soyadını değiştirmesi için zorunluluk teşkil etmeyeceği, çocuklar arasında bu yaşlarda meydana gelen şakalaşma, alay geçme olaylarının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu sebeplerle tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Çocuğun soyadının değiştirilmesinde haklı sebepler bulunmaması..." gerekçesi ile; "Davacının davasının REDDİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış boşanmadan sonra açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 21/01/2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalıdan boşanması sonucunda annenin çocuğun soyadını değiştirme hakkını kazanmayacağını, çocuk reşit oluncaya kadar veya baba TMK 27.maddedeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadının değiştirilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, evlilik içinde doğan çocuğun babanın soyadını alacağına dair düzenlemenin emredici olduğunu, bu nedenle verilen kararın hukuka ve kanunlara aykırı olması nedeni ile kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, çocuğun velayet sahibi annenin soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine ilişkindir....
Velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları ve uygulamaya yönelik Yargıtay kararları da gözetilerek, davanın...
annede olan müşterek çocuğun, müvekkil ile sınırlı şahsi ilişki dışında tek gerek bağının soyadı olduğunu, müşterek çocuk anne ve anneanne ile vakit geçirmesi sebebiyle ve bu kişilerin yönlendirmesi ile çocuğun annesinin soyadını almak istediğini, bu nedenlerle açılmış olan iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından duruşmalı temyiz edilmiş ise de; HMK'da çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin verilmesine yönelik kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çocuğun anne soyadını kullanmaya izin davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacının istinaf yoluna başvurması üzerine, bölge adliye mahkemesince, ortak çocuğun velâyet hakkı sahibi annenin soyadını kullanmakta üstün yararı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 30/12/2012 doğumlu ortak çocuk ...’nin “...” olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T3 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece müşterek çocuğun anne soyadını kullanmasına ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, TDK da anlamı olmayan Küncü soyadının çocuğun arkadaşları ve çevresinde kinci olarak söylenebileceğini, çocuğun bu nedenle zarar göreceğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmasına İzin) davası olup, davalı T3 tarafından; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur (TMK m. 282)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin)talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Somut olaya gelince; Mahkemenin derdestlik iddiasına konu, Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2020/1239 Esas sayılı dosyasının kadının ikinci evliliğinden olma, Güneş Alp Akdoğan'a ilişkin olduğu, dava konusunun ise Mehmet Eren isimli çocuğun annenin kızlık soyadını kullanmasına ilişkin olduğu, böylelikle derdestlik durumunun söz konusu olmadığı mahkemece tarafların usulüne uygun olarak dava dilekçelerinin tebliği sağlanarak gösterdiği takdirde delillerinin toplanarak sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir....