Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanununun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk evlilik içinde doğmuş ise ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK. m.295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK. m. 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden çıkan sonuç şudur; çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2019/1656 ESAS - 2021/1002 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmasına KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Ankara 3. Aile Mahkemesinin kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verildiğini, müşterek çocukların soyadlarının anne ile farklı olmasının gerek gündelik yaşantılarında gerekse sağlık, iş, okul gibi konularda sıkıntıya soktuğunu, bazı kurumlarda soyad farklılığından işlerin gecikmeli çözülmesine maruz kaldığını belirterek, müşterek çocukların müvekkili annenin soyadını kullanması hususunda karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili özetle; davanın kabulü kararının çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul kararının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı İptal Kararı, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
in yetiştirilmesi ve bakımı yönünden yetkili olduğu düşünülmüş olsa dahi; soyadı değişikliğini isteme talebi, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olup; küçük ...’in 2014 doğumlu olduğu, idrak çağında bulunmadığı, çocuğun bu yaşlarda bulunduğu ortamdan ve arkadaş çevresinden etkilenerek davacının yeni eşinin soyadı olan "..." soyadını kullanmak istemesinin davaya kabul için yeterli bir gerekçe olmadığı, ayrıca davacının yeni eşinden muhtemel bir boşanma durumunda kızlık soyadını kullanabilecekken küçük ...’in soyadı değişikliği sonucu "..." soyadını kullanmaya devam edeceği ya da küçük İdrak çağına geldiğinde "..." soyadını kullanmak istemeyebileceği, ikinci kez soy isim değişikliği yapmasının sosyal çevresi açısından ve hukuki bakımdan daha zor olacağı, bu durumun çocuğun psikolojisini derinden etkileyebileceği, çocuğun psikolojisine zarar vereceği, velâyet hakkına sahip olmanın küçük üzerinde sınırsız yetki kullanabileceği anlamına gelmeyeceği, her durumda küçüğün yüksek menfaatinin gözetilmesi...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2020 NUMARASI : 2019/628 ESAS, 2020/109 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle ; tarafların Konya 2....
Tüm bu açıklamalar ışığında; velâyet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velâyet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velâyet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne...
Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TMK'nun 321. maddesi uyarınca çocuğun babasının soyadını alacağına ilişkin düzenlemenin emredici nitelikte bulunduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, annenin velayet hakkı nedeniyle böyle bir dava açamayacağı gibi dilekçede ileri sürülen iddiaların hukuki bir dayanağının olmadığını, çocuğun soyadının değiştirilmesi ve daha sonra velayetinin yeniden babaya verilmesi halinde bu kez de babanın çocuğun soyadını değiştirmek isteyeceğinden, böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliğini zedeleyeceği gibi böyle bir uygulamanın çocuğun ruh sağlığı üzerinde de çok derin ve etkili tramva yaratacağını belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, velayet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27.04.2022 (Çar.)...