Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, yarı yıl tatilinde kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti annede bulunan ortak çocuk ... 10.03.2010 doğumlu olup okul çağındadır. Ortak çocuk ... ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru ise de; her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında birer hafta ve her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacağı gibi, çocuğun bedeni ve fikri gelişmesini de olumsuz yönde etkileyecektir....
kullanmadığı bu aşamada çocukla baba arasında mevcut bağ gelişmeden uzun süreli yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuk üzerinde travmatik sonuçlar doğurabileceği bu nedenle mevcut kişisel ilişkinin yeterli olduğu yönünde görüş bildirildiği, her ne kadar davacı baba yönünden alınan sosyal inceleme raporunda baba ile kişisel ilişkinin sık biçimde kurulmasının çocuğun üstün yararına olacağı değerlendirilmiş ise de alınan heyet raporunda her iki raporunda birlikte değerlendirildiği ve ortak çocuk ile bizzat görüşülerek düzenlendiği ve heyet halinde hazırlanan sosyal inceleme raporuna itibar edildiğini, davacı babanın çocuğu dava açılana kadar bir kez görmeye gittiği sonrasında ise icra marifetiyle ile de olsa görmeye gitmediği, mevcut kişisel ilişki hakkını kullanmadığı, bu nedenle müşterek çocuğun babasını tanımadığı, çocukla baba arasında herhangi bir bağ kurulamadığı gerekçesi ile boşanma kararı ile hükmolunan kişisel ilişki tesisinin yeterli ve işlevsel olduğu değerlendirilmiş, davacının...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Başvuru çocukla kişisel ilişki tesisine muhalefet talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbiren Velayet-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin (TMK m. 197. kapsamında) tedbiren kurulduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2015 (Pzt.)...
DAVA Davacı baba dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma ilâmıyla ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, anne refakatinde çocukla görüşmenin mümkün olamadığını belirterek baba ile çocuk arasında daha uzun süreli, yatılı ve anne refakati olmadan kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı anne cevap dilekçesinde; ortak çocuğun yaşının küçük olduğunu, anne sütü aldığını, babanın çocukla kişisel ilişki kurma hakkını kullanmadığını, çocuğun babayı tanımadığını ve annenin olmadığı ortamda babayla görüşmesinin yerinde olmayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı ile küçük arasında soybağının kaldırıldığını, ancak soybağına dayalı velayet ve kişisel ilişki kurulabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Üçüncü kişilerle kişisel ilişki Türk Medeni Kanununun 325. maddesinde düzenlenmiş, anılan maddede olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı olan diğer kişilere özellikle hısımlarına da tanınabileceği belirtilmiştir. Bu maddeden anlaşılacağı üzere kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı olan üçüncü kişiler sadece hısımlardan ibaret olmadığı gibi kişisel ilişki kurulmasını istemek için soybağının kurulması şartı da bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre hısımlar dışında kalan diğer kişiler de koşulları varsa çocuk ile kişisel ilişki kurabilirler....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Hakim taleple bağlıdır. Talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26). Somut olayda; tarafların 2015 yılında boşandıkları, müşterek çocuk 21/03/2012 doğumlu Mert Ali'nin velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulduğu''....
Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir. Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir. Nitekim, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 83, maddesi ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan "Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün" (R.G. 6.4.2006 tarih ve 26131 sayı) 126. maddesi, hükümlülere üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile görüşme ve ziyaret hakkı tanımış, "Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkındaki Yönetmeliğin" (R.G. 17.6.2005 tarih 25848 sayı) 9. ve 14'ncü maddeleri de, hükümlü ve tutukluya çocuğu ile görüşme hakkı ve açık görüş imkanı vermiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması ya da Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, boşanma kararı ile baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını talep etmiş, mahkemece, davanın kabulü ile boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı baba tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu esastan ret kararı verilmiş, karar davalı baba tarafından temyiz edilmiştir....