"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 325. maddesi gereğince olağanüstü haller mevcutsa çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile diğer kişilere ve özellikle hısımlara kişisel ilişki hakkı tanınabilir. Davacı dede ile davalı kadının yakınları arasında yaşanan olaylarda dikkate alınarak, davacı dede ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olup olmadığı yönünden uzman incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
in velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılmış müşterek çocukla baba arasında ayrı şehirde oturma hali gözetilerek kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikle ...’de, babanın ise ...'da oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar hu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, her ayın belirli hafta sonları da dahil olmak üzere daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Mahkememizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlaki yararları esas alınır. Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi düzenli ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa)'nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi ve Torunla Kişisel Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanma kararıyla velayeti babaya bırakılan çocukla, anne arasında tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi; aynı çocukla büyükbaba ve anneanne arasında da kişisel ilişki kurulması isteğine ilişkin olup, her üç davacı adına, vekilleri sıfatıyla Avukat ... ve... tarafından açılmış ve aynı avukatlar tarafından takip edilmiş karar ve temyiz dilekçesi de; adı geçen avukatlardan...'a tebliğ edilmiştir. Dosya içerisinde adı geçen avukata davacılar tarafından verilen vekaletname yoktur....
Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun anne veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi anne veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında annelik veya babalık duygularının tatmini de önemlidir. Somut olayda, davacı anne ile davalı babanın 2010 yılında boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, davalı babayla müşterek çocuğun yaklaşık dokuz yıldır kişisel ilişki kurmadığı, çocuğun babasını hatırlamadığı, aralarında kurulması gereken duygusal bağı kuramadıkları, küçüğün babasını zihninde canlandırmakta zorlandığı, bu nedenle babası ile görüşmekten kaçındığı anlaşılmaktadır....
Temyiz Sebepleri Davalı baba vekili temyiz dilekçesinde; annenin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, çocuğu babaya teslim ettikten sonra görme çabası olmadığını, çocukla kişisel ilişki kurduğu bir günde fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tarafların ortak çocuğu 1997 doğumlu engelli ... ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığını ve annenin çocukla kişisel ilişki kurmasına engel teşkil edecek ve davanın reddini gerektirecek bir durumun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü ve 324 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
İlk derece mahkemesince; kadının, müşterek çocuk ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, çocuk ile davalı baba arasında her ayın 2. ve 4. hafta sonu Cumartesi saat 13:00’den akşam saat 18:00’e kadar, her ayın 1. ve 3. hafta sonu Pazar saat 13:00'den 18:00'e kadar çocuk baba yanında kalacak şekilde şahsi ilişki tesisine hükmedilmiştir. Davalı erkek; çocukla yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı kadın vekili, istinafa cevap dilekçesinde; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; müşterek çocuk ile düzenlenen kişisel ilişkinin kaldırılması istemine ilişkindir. Kişisel ilişki düzenlenirken; gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun üstün yararıdır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)....
Antalya'da düzenlenen 16/10/2018 tarihli sosyal inceleme raporunda ilk 6 ay yatısız sonrasında ise yatılı olmak üzere kademeli kişisel ilişki kurulması önerilmiştir. Antalya 'dan alınan 30/10/2019 tarihli heyet raporunda ise; Her ayın 1. Ve 3. Hafta sonu yatısız kişisel ilişki tesisi önerilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ebeveynler için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....
in velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, davalı babanın görüş günlerinde çocuğa şiddet uyguladığını, şikayet ettiklerini, davalı hakkında ceza davalarının açıldığını, ceza davaları devam ederken davalının müşterek çocukla kurduğu iki haftalık kişisel ilişki gününde gereken özen ve sorumluluğu göstermemesi nedeniyle çocuğun kulak kısmının yaralanmasına neden olduğunu, çocuğun tedavi ettirilmediğini, müvekkilinin çocuğu teslim aldığında çocuğun kulağındaki yarayı görmesi üzerine davalıya sorduğunda fark etmediğini söylediğini, müşterek çocuğun da babası ile görüşmek istemediğini iddia ederek davalının müşterek çocukla kişisel ilişki kurma hakkının çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminin sağlıklı bir şekilde sağlanması ve devamı için kaldırılması gerektiğini mahkeme aksi kanaatte olması halinde yatısız kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir, İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın tamamen kabul edilmemesini istinaf etmiştir....